"Bırak, başka biri doldursun yerimi."
-020222"
~
Yer; Massalia / Marsilya / Fransa (Leander's Malikanesi)
Saat; 15.37 a.m
Tik,
"Jeongguk,"
Tak.
"Beni duyuyor musun?" Birkaç hışırtı sesi, cıvıldayan kuşlar...
Tik,
Tak.
"Sakın korkma tamam mı güzelim? Bu sadece ıslak bez." Alnıma yavaşça konulan bez ile bedenim sertçe titredi ayrıca kaşlarımı hızlıca çattım. Gözlerimi açmaya çalışıyordum fakat bu benim için o kadar zor bir hale gelmişti ki korkudan ağlamaya başlamıştım. "Lanet olsun." Esmerin kalın sesi kulağımı sarmalarken aynı zamanda da alnımdaki bezi çekmişti. "Ben yanındayım Jeongguk'um, sadece ufacık bir ateşin çıktı. Beni duyuyorsan elimi sıkabilir misin güzelim?" Esmerin soğuk parmakları kendi parmaklarıma yanaştı, benden bir cevap bekliyordu fakat bedenimi kontrol edemiyordum. Esmere bir cevap veremedim. Zaten o da parmaklarını benden çekti ve nefesini yüzümün çok yakınında hissettim. "Hemen geleceğim."
Kapı sesini duydum. Hızlıca açıldı ve Taehyung dışarı çıktı. Ben de bu sırada kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Gözyaşlarımı durdurabilmiştim fakat bedenimdeki bazı yerler ağrıyor ve acıyordu.
Birkaç dakika önce yanımdan ayrılan Taehyung bu sefer yalnız değildi. Yanıma gelirken birini getirmişti, bunu ilk defa duyduğum kadın sesinden anlamıştım. Kadın doktor olduğunu söyledikten sonra kontrol amacıyla ellerini vücudumda gezdirmişti.
--
Ellerinde ve vücudunun bazı yerlerinde yaralar olan, geniş yatakta küçücük kalan ve arada sırada kaşlarını çatan üniversiteli genç, doktorun yardımı ile gözlerini açabilmişti. Çok halsizdi, bedeni ağrıyordu. Mavi gözlü vampir ise endişeli bir şekilde hareket ediyordu. "Canı acıyor, doktor sen burda boşuna mı duruyorsun şuan?" Okyanus kadar derin olan gözleri tehlikeli bir şekilde ona kıyasla oldukça genç olan doktorun üzerinde dolanıyor, sabrının taştığını hissediyordu. Genç doktor korkuyla irkildi aklından 'elimden geleni yapıyorum' diye geçirdi. "Ben senden şuan elinden gelenin fazlasını istiyorum eğer yapamazsan neler olacağını biliyorsun." Gözlerini yatakta gezdirdi, ruh eşi, sevdiği, sevgili eşi saniyeler geçtikte bir çiçek gibi soluyordu. Kendini berbat hissediyor, ona karşı nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu. Hatta onun tenine, kokusuna, sesine ihtiyacı olduğunu hissediyordu. Her şey karmakarışık olmuştu, yüzyıllar sonra gerçekleşen bu olay herkes için çok zordu fakat bundan en çok Jeongguk zararlı çıkıyordu, yani en azından şimdilik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴄᴀʟʟ ᴏᴜᴛ ᴍʏ ɴᴀᴍᴇ :)
Fanfic!slowupdate! :)) "Jeongguk Jeon, bu çocuk gizli bir cevher." diye devam etti yaşlı profesör... Aklından geçen onca kötü, ağır ve insanlık dışı şeye rağmen konuşmasına gözlüğünü düzelttikten sonra devam etti. "Jeongguk Jeon bizim hayat çizgimiz olaca...