Chapter 1

4.4K 205 93
                                    

Kook'un ağzından dinleyeceğimiz için bol bol hyunga hazırlanın fkdkdkdkdk.

Arkadaşlarımla yaşamayı çok seviyorum. Hele de en küçük olmak çok daha güzel. Evin içinde nereye gitsen oradan illa çıkan birilerinin olması, sabah seni üstüne atlayarak uyandırmaları, sana yemek yapmaları, sorunlarınla ilgilenip çözüm bulmaya çalışmaları onların gerçekten ikinci ailem olduğunu bana hatırlatıyor.

Namjoon hyung var mesela. Beni kardeşi gibi görür, derslerimle ilgilenir. Namjoon hyungun en sevdiğim yanı örnek alınası bir hayatı olması. Bize davranışları ve sorumluluk bilinci beni çok etkiliyor.

Jin hyung var bir de. O da en büyüğümüz. Kendisi çok yakışıklıdır ve eğer egoist olmak istiyorsanız onunla takılabilirsiniz. Bana sürekli yemek yapar. Hele bir de Elmalı tart yapar ki parmaklarımı yerim her seferinde. Evin annesi gibidir. Bizi tembelliğimizden dolayı azarlar, aynı şeyleri kendisinin de yaptığını fark ettiğinde bizimle birlikte güler. Kızamadığı tek bir kişi var, o da sevgilisi Namjoon hyung. O hem sorumlu olduğu için hem de sevgilisi olduğu için paçayı kurtarmış durumda.

Sonra Jimin hyung var. Jimin hyung benim arkadaşım gibidir. Gece benim odama patlamış mısırla girer, pijama partisi ve yastık savaşı yapmayı teklif eder. Benimle alışverişe çıkar, birlikte sinemaya gideriz. Tabii diğerleri peşimize takımadığı sürece. Sırlarımı anlattığım tek kişidir Jimin hyung. Bana Kookie der ve yanaklarımı sıkmaya, bana sarılmaya bayılır. Biz de ona Chimmy deriz. Ama ben Yoongi hyungun o bana sarılırkenki bakışlarından çok korkarım. Sevgilisini en çok benden kıskanır çünkü.

Yoongi hyung demişken o da evin 'karar verici'si gibidir. En iyi tavsiyeleri verir, kıskançlığını bir yana bırakıp büyükbabamız gibi konuşur. Aramızda en çok uyuyan ve Jimin hyungla birlikte telefonla en çok takılan odur. Bize Jimin'in onu telefon bağımlısı yaptığı söyler sürekli. Benimle yemek yemeyi çok sever, bazen birlikte yemeyi teklif ederdi. Eskiden oda arkadaşı olduğumuz için ara sıra benim odamda yatar, sonra tekrar kendi odasına dönerdi.

Hoseok hyungum var bir de. Ona aramızda Hobi hyung deriz. Yürüyen moral gibidir o. Biz be zaman diz çöksek hepimizi aynı anda ayağa kaldırabilecek güçtedir o. Çok neşelidir, sürekli Gülümser ve Yoongi hyung ne kadar gülmese de sürekli espri yapar. Benim de çocuk gibi eğlendiğim bir diğer hyungumdur. Bana abur cubur alır, matematiğinin çok iyi olduğunu iddia ederek test kitabımı alıp çözmeye çalışır. O ne kadar belli etmese de eskiden Yoongi hyungu sevdiğini hepimiz biliriz. Ama şimdi ise o duyguları tamamen arkadaşlığa dönüşmüş, hepimize sık sık yaptığı gibi ona da sarılır.

Ben de varım. Namjoon hyungla çocukluktan beri arkadaşım. Diğerlerine kardeş özlemi yaşatmayacak kadar kardeşleri gibiyim. Yemek yapmayı sevmem ama Jin hyung benim çok güzel yemek yaptığımı söyler. Ders çalışmaktan nefret ederim ama bizimkilerin zoruyla biraz çalışırım. Bilgisayar oyunlarını çok severim. Hobi hyung ve bazen de Yoongi hyung bana eşlik eder. Sevmediğim pek çok şey vardır. Ama çok sevdiğim, kendimden bile çok sevdiğim birisi var. Taehyung...

Taehyung benim herşeyim. Ona hyung dememe kızar, benimle aynı yaşta olduğunu söyler. Ben gözlerine sevgiyle baktığımda o da bana bakar, ben ne kadar onun gözlerinde aynı duyguları görmesem de anın tadını çıkarırım. Sürekli yanaklarımı sıkar, durup dururken yanıma gelip başını omzuma koyarak telefonuyla oynar, beni koltukta uzanmış halde gördüğü anda yanıma gelip bana sarılarak yatar. Yanında utandığım tek kişi Taehyung. Çünkü benim kusurlarımı görmesini istemiyorum. O her ne kadar kusurlarımı çok sevse de... sık sık birlikte saçlarımızı boyarız. Bazen de o ve Jimin hyungla sinema gecesi yaparız. Hyunglar uyuduktan sonra...:)

Ona aşık olduğumu lisenin başlarında anladım. O zamanlar çok ağlardım. Ergenlik durumları işte. O da gelip bana sarılır, benimle ağlardı. Bazen de o ağlardı. Ben ise sebebini merak bile etmeden onu teselli ederdim. Bir gün gece gelip yanımda ağlamaya başlamıştı. Ne olduğunu sorduğumda söylemedi ama ona çok iyi geldiğimi ve bana çok değer verdiğini söyledi. Bense onu kollarıma aldım ve tüm gece başını okşadım. Kokusunu içime çekip ara sıra alnını öptüm. İşte o gece ona aşık olduğumu anladım. O günden sonra ise benim hayatımın odak noktası oldu.

Kimseye onu sevdiğimi söyleyemedim. Çünkü eğer söylersem ona açılmamı söyleyeceklerdi ve ben çok korkuyordum. Çünkü ya benimle artık görüşmek istemezse? Ben onu arkadaş olarak da olsa her gün görmeyi, saçlarını arkadaş olarak okşamayı tercih ederim.

⭒⭒⭒⭒⭒

"Kook! Çekmecedeki kakaolu kekimi sen mi yedin?" Taehyung mutfaktan bana seslendi. Yavaşça kıkırdayarak yanına gittim. Mutfağın kapısına geldiğimde ise yüzümü düzelttim çünkü malum Taehyung abur cuburlarının yenmesini hiç sevmezdi.

Kapıdan kafamı uzatıp içeri baktım. Abur cubur çekmecesini açık bırakmış, tezgahta kollarını bağlamış somurtuyordu.

"Kekimi sen mi yedin tavşancık?" Tehditkâr bir şekilde işaret parmağını bana doğrulttu.

Ellerimi teslim olur gibi kaldırdım. "Hayır kedicik, ben almadım." Sonra ellerimi indirip ekledim. "Ama almış olabilecek birini tanıyorum."sinsice gülümsedim.

Hemen neşelenip yanıma geldi. Keki alan kişiyi suç üstü yakalamak için beni mutfaktan sessizce çıkardı.

Yukarı çıkarken "bana kedicik deme. Ben bir kaplanım."Dedi.

Ben de "peki kedicik."dedim.

Arkasını dönüp bana sinirli sinirli -bana göre tatlı- baktı. Bense sırıtıp onu omuzlarından tutarak çevirdim ve çevirirken kafamla önünde durduğumuz odanın açık kapısından içeriye işaret ettim.

Taehyung bir anda baskın yapmış gibi bağırdı.

Kapıyı ayağıyla açıp elini silah şekline sokarak "kıpırdama ve elindeki keki hemen bırak. Yoksa tavşanımı üzerine salarım!"

Hoseok hyung yakalanmanın verdiği üzüntüyle keki bıraktı ama savunma pozisyonu aldı.

"Senin tavşanını bilmem ama benim kediciğim daha hırçın."diyerek odanın öbür ucundaki Yoongi hyungu gösterdi.

Ben de "keki hemen ver yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim,"dedim Taehyung'ı sanki elimden kurtulmaya çalışıyormuş gibi tutarak.
"Zira, kendisi açken çok sinirli bir kedicik olur."

Taehyung kekin olduğu sehpaya gitti ve kekinin yarısının yenmiş olduğunu gördü. Hoseok hyunga dil çıkardı ve yanıma geldi. Ben de gülerek onu odadan çıkarttım.

Aşağı eğdiği başını çenesini tutarak kaldırdım. "Ben küçük kediciğime çilekli süt ve kek alırım. Hem de birsürü. Olur mu?"

Sevinçle yüzü aydınlandı ve kollarını boynuma doladı "Kookie~ seni çok çok seviyorum."Dedi.

Ardından güzel dudaklarını boynumda hissettim. Şu an benden daha mutlusu olamazdı.

Sonra elimden tutup beni dış kapıya doğru götürmeye başladı. Benim minik kaplanım.

Selam.

Sabah atacaktım ama dayanamadım😁👌

Çok minnoş bir bölüm oldu. Herkesi bir arada aynı evde görmek bana bon voyage'ı hatırlatıyor.

Neyse duygulandım. Umarım beğenirsiniz.

Hoşçakalın🐰🐯🐱

Aurora ||TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin