'Tehlikeli kadınlar hep yalan söyler.'
🌼🌼🌼
Her ne kadar kendimi tamamen yüzmeye veriyormuş gibi davransam da aklım çok başka yerlerdeydi. Havuzun derin olması hoşuma giderken daldım ve gözden kayboldum. İleri doğru hızla yüzerken Chaeyoung'un ne yapacağını oldukça merak ediyordum. Onun gibi atılgan bir kız havuz bulmuşken sanırım rahat duramazdı. Sanırım?
Bir havuz başında baş başaydık ve bu Chaeyoung'un çılgın tarafının devreye girmesi için en uygun zamanlardan biriydi. Chaeyoung'u her ne kadar yakınımda tutsam da bir olaya nasıl tepki vereceğini bilemezdim. Oldukça bilinmez bir kişiliğe sahipti. Belki de ondan olmalıydı ki, içim kıpır kıpır olmuştu. Yeterince dipte yüzdüğümde hızlanarak yukarı çıktım. Islak saçlarımı sertçe salladıktan sonra geriye attım ve derin bir nefes aldım. Kıstığım gözlerimle Chaeyoung'a bakarken, Chaeyoung elindeki soju şişesini kafasına dikerek dalgınca yukarılara bakıyordu. Hiç benimle ilgilenir gibi bir hali yoktu. Biraz bozulduğumu söylersem yalan olmazdı.
Ona baktığımı fark edince dalgın halinden sıyrılmaya çalışarak kışkırtıcı gülümsemesini hızla dudaklarına yerleştirdi. Bir sorun olduğu açıktı. Düz bir ifadeyle ona bakıyordum ki ne ara gidip aldığını bilmediğim birkaç tane soju şişesi daha gördüm yanında. Şezlongun oradan da aldığı şişeleri yere bıraktıktan sonra atik bir hareketle ellerini üzerindeki ince askılı elbiseye attı ve bir çırpıda çıkarıp yere bıraktı.
Şaşkınlıktan dolayı önce arkamı dönemesem de sonra hızlı bir şekilde döndüm ve kaşlarımı çattım. "Kızım ne ani hareketler yapıyorsun ya?!"
"Elbiseyle mi gireyim havuza Jungkook?" diye homurdandı. En azından haber verebilirdin, kalbime iniyordu. Bir şey söylemedim ve uzaklaşarak yüzmeye devam ettim. Şu anda gireceğini zannetsem de muhtemelen şu anda girmeyecekti. Mayosu kıvrımlarını çok daha iyi belli ederken dalmaktan son anda kurtulup bakışlarımı vücudundan kaçırdım.
Havuzun kenarına oturmuş bir şekilde çıplak bacaklarını havuzun içinde sallıyor ve diğer yandan soju şişelerini kafasına dikiyordu. Delicesine içiyordu ve bu tuhaf hissetmeme sebep olmuştu. Dayanamayarak yüzerek karşısına geçtim ve ona baktım. Az önce dudaklarından ayırdığı şişeyi zemine bıraktı ve güldü. "Vücuduma bu kadar meraklı olduğunu bilmiyordum, Jeon."
Yüzümü buruşturdum. "Zaten vücuduna meraklı değilim, Chaeyoung. Sadece bu kadar çok soju içmenin gerçek nedenini merak ediyorum."
Yüzünü ciddi bir ifadeye çevirdi ve düşünüyormuş gibi dudaklarını büzerek bakışlarını gökyüzüne çevirdi. Ardından bakışları kahverengi irislerimi buldu. "Sadece seviyorum."
Sevmediğim bir şarkı çalmaya başladığında Chaeyoung'un yanına doğru yüzdüm. Galiba yanına gideceğimi sanmıştı çünkü dudakları hafifçe aralanıp beni dikkatlice izlerken onu şaşırtarak hızlı bir şekilde havuzdan çıkmıştım. Hızlı çıkışımla birlikte etrafa saçılan su damlaları yanı dibimdeki Chaeyoung'u ıslatmıştı. "Jungkook!"
Ona arkam dönükken sinsi bir şekilde güldüm ve müziklerin yüklendiği bilgisayara gittim. Daha güzel bir şarkı açtığımda havuza koşar adım geri döndüm. Taehyung'un iğrenç şarkı zevkleri bazen araya karışabiliyordu.
Havuza tam gireceğim sırada Chaeyoung'un beni bacaklarımdan ittirmesiyle yüzüstü havuza düşmüştüm. Tam düşerken "Chaeyoung!" diye bağırdığım için ağzıma biraz su kaçmıştı. Öksürerek yüzeye çıktım ve ciğerlerimi tutarak derin bir nefes aldım. Sinirli bakışlarım Chaeyoung'un üzerindeyken omuzlarını silkti. "Ödeştik."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗹𝗼𝘀𝘁 𝗺𝗲𝗺𝗼𝗿𝗶𝗲𝘀'ʳᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏ'
FanfictionJeon Jungkook'un baş belası olan Park Chaeyoung bir gün aniden ortadan kaybolur. "Kayıp anılarımızı yaktın, geride kirli külleri kaldı. İkimizi de küllerde boğdun, sevgilim." *** romantizm, drama, gizem. ⌠ 𝓹𝓪𝓻𝓴 𝓬𝓱𝓪𝓮𝔂𝓸𝓾𝓷𝓰 ✾ 𝓳𝓮𝓸𝓷 𝓳𝓾...