Melisa Aksoy'dan
Yine telefon oynarken annemin beni 40. Kez yemeğe çağırmasını pardon çığırmasını duydum.
"Kız Melisa kaç kere daha söylicem kalk sofraya!"diye bağırıyordu.O yüzden telefonu odamda bırakıp yemeğe indim yani uçtum diyebiliriz.Bu arada kendimi tanıtayım;Ben Melisa Aksoy, lise son öğrencisiyim,benden 1 yaş küçük erkek kardeşim Sinan,Beni seven babam Murat ve annem Meral ile Ankara'da yaşıyoruz.Babam dişçi annem ise ev hanımı.
Hemen sofraya oturdum ve annemin yemeği koymasını bekledim.O sırada Babam bana seslendi.
"Kızım günün nasıl geçti?"dedi.Bende ona "iyi babacım işte okuyup gidiyoruz"dedim.Annem bu laftan sonra göz devirdi ve "sınava da ben gircem demi kızım sen hiç çalışma aman yoksa sonra büyüyüp iş sahibi olursun"dedi.Sinan tam o anda yediği yemeği güçlükle yutup gülmeye başladı.Onun bacağına kimse görmeden tekme attım ve "bir sene sonra seni de göreceğiz, o zamanda ben böyle gülücem"dedim.Gülen yüzü solarken yemeğine devam etti, o sırada anneme dönüp " anne okul açılalı daha yeni 1 ay oldu zaten biraz konu biriksin başlayacağım zaten çalışmaya"dedim.Annem sanırım beni haklı buldu ki cevap vermeyip kafa salladı.Yemekten sonra odama geçip yatağıma uzandım.
Telefonumda bildirim vardı,buyuk ihtimalle Nazlıdır diyerek açtım,bu arada Nazlı kankim olur.
Mesaj bilmediğim bir numaradan
gelmişti.0554..: İyi geceler,gecende senin gibi çok güzel olsun.
Bu kimdi şimdi!büyük ihtimalle yanlış gelmiştir diyerek fazla üstünde durmadım.Uyumadan önce duş almak için kalktım,pijamalarımı ayarlayıp duşa girdim.Çıktıktan sonra gözüme çantam ilişti Allah'tan gelir gelmez hazırlıyordumda sinir olmuyordum.Hemen yatağıma uzandım ve çok uykum olduğu için gozlerimi kapatıp uyudum.
Sabah telefonuma gelen bildirime uyandım.
0554..:Günaydın güzel gözlüm.
Gözlerimi ovarak tekrardan baktım.Bu dünkü numaraydı ve sanırım sapığın biriydi çünkü insan yanlış bir numaraya iki kez mesaj atmaz, hiç uğraşmadım ve telefonu kapatarak lavaboya gittim ve oradan da kahvaltıya indim.Herkese günaydın dedikten sonra kahvaltımı ettim saatin 7:30 olduğunu gördüğümde hemen kalkıp üzerimi giyindim ve evden çıktım.Otobüs durağına koşarken otobüsün köşeden geldiğini gördüm anlaşılan şanslı günümdeydim.Otobüse bindim, boş bir yere oturarak kulaklıklarımı taktım ve yolu izledim.Yaklaşık 15 dk sonra indim , hızlıca yürüyerek okula girdim. Gözlerim etrafta Nazlıyı araken bana doğru geldiğini gördüm ve ona doğru giderek sarıldım.Birbirimizden ayrıldıktan sonra bir banka gidip oturduk bugün hava çok sıcaktı ve beden vardı o yüzden yanımda şort getirmiştim. Nazlı "Kanka ya Mertin yanına gidelim mi?" dedi. Mert kim derseniz Nazlı'nın sevgilisi ve benimde Eniştem olur kendileri. Nazlı'ya bakarak "Sen git ben sınıfa giderim dedim."Nazlı gözlerini kısarak bana baktı "iyi oyle olsun sen bırak kankanı tek başına sonra da Mert arkadaşlarıyla muhabbet ederken sıkılayım ben"dedi.Kendini acındırırken daha fazla dayanamadım ve "iyi be kalk kendini acındırmana gerek yok"dedim.Nazlı kocaman gülümseyerek beni kolumdan tuttu ve kantine götürdü Mert ve arkadaşları buradaydı. Bu arada onları tanıtayım:Cihan grubun komiği sürekli birşeyler söyler,Mert grubun esprilisi,Kağan grubun akıllısı sürekli mantıklı şeyler söyler ve Kıvanç, aslında onun nasıl biri olduğunu bilmiyorum bi güler bi somurtur o yüzden onunla fazla konuşmam. Onların yanına gittik tabi bunlar aşk böcekleri oldukları için sarıldılar falan.Ben kendimi Cihan ve Kıvanç'ın ortasına attım,Mert "Nasılsın kız?" diye sordu bende ona "iyi enişte sen?"diye sordum.Kafasıni sallayarak iyi olduğunu söyledi ve Nazlıyla konuşmaya geri döndü.Tam bu sırada Cihan eliyle kolumu dürtmeye başladı,ona doğru döndüm ve "ne zaman bırakacaksın?" diye sordum.Bana "neyi?" diye sorunca eliyle oymakta olmakta olan kolumu gösterdim o an elini çekti ve "sen de ne zaman görücez bir sevgili be"dedi. Ona göz devirerek "bilmiyorum,sormam lazım"dedim.Cihan ve Nazlı kaşlarını çatarak aynı anda "kime "dediler dedikodu dinleyen teyzeler gibi. Onlarla göz temasını keserek kahvemi içmeden önce omuz silkerek "keyfim ve kahyası"dedim. Tam bu sırada yanımdan bir gülme sesi geldi.Kıvança baktığımda gülüyordu o da bana bakınca gülümsemesi soldu ve bana derince -sanırım gözlerimde sorun var - bakmaya başladı.Tabi ben hemen gözlerimi kaçırdım ve o sırada Cihan ve Nazlı'nın bana söylenmesini dinlememek için kalktım ve Nazlıya "ben giyinmeye gidiyorum geliyor musun?" dedim. Kafasını sallayarak kalktı ve herkesle vedalaşarak soyunma odasına gittik.
Zil çaldıktan sonra kendimi bir banka attım.Kötü hoca bizi 5 tur koşturttu ve hareketler yaptırttı Nazlıda tuvaletteydi. Bir kaç dk sonra telefonu mesaj geldi0554..:O şortun daha uzunu yokmuydu güzelim?
0554..:Gelip bacaklarına ceket koymamak için zor tutuyorum kendimi.Yine aynı kişindendi.Sinirlendiğim için cevap yazdım
Melisa:Kimsin ve ayrıca sanane??
Çok geçmeden cevap geldi ve benim şok olmamı sağladı
0554..:Öncelikle cevap verdiğin için neredeyse kalkıp sana sarılabilrim ama bunu yüzyüze görüştüğümüzde yaparım
Gözlerimi deviridim ve etrafa bakındım.Kimdi bu?Bir cevap daha geldi.
0554..:Sen beni görmesende ben senin o gülüşünü görüyorum ya o yeter bana
0554..:Kalbimin her yerine işledin resmen.O yüzden seni bırakmaya hiç niyetim yok
0554..: Çünkü Ben Sana Vuruldum.
Beğendiyseniz oy atabilir misiniz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Sana Vuruldum/TEXTİNG
Teen Fiction0554..:Sen beni görmesende ben senin o gülüşünü görüyorum ya o yeter bana 0554..:Kalbimin her yerine işledin resmen o yüzden seni bırakmaya hiç niyetim yok. 0554..:Çünkü Ben Sana Vuruldum