10

433 34 3
                                    


Sabah kapım tıklandıktan sonra içeriye Helin hemşire girdi.

"Ooo Berk bey, toparlanmışız bakıyorum."

"Evet, gün geçtikçe daha dinç hissediyorum kendimi. Lakin burada biraz daha kalmam gerekliymiş."

"Buradan çıkınca ne yapmayı düşünüyorsun?"

Kafamda az buçuk tartıp, cevabı düşündükten sonra yanıt verdim.

"Beşiktaş'ta gezerim, arkadaşlarım ile takılırım. Bilindik şeyler."

"Murat' ta buradan çıktıktan sonra tatile gitmeyi düşünüyormuş."

"Bu havada tatile gitmesi biraz saçma değil mi? Ne kış, ne yaz."

"Babasının dağ evi var, oraya gidiyor kafa dinlemeye."

"Anladım, sen nasılsın?"

"İyiyim ben de, tabi Murat'ın işinin çoğu bana yüklenmeseydi daha iyi olurdu."

"Üzüldüm senin için."

"Ah sorun değil."

"Şey, Murat nerede?"

"Evde işi varmış, eve kadar gitti gelir."

"Anladım, sen tüm gün burada mısın?"

"Evet, bugün buradayım. Konuşmak istersen bankoda olucam."

Helin hemşire çıktıktan sonra aklımda gezen düşünce daha da ağırlaştı. Acaba eve giderken eski sevgilisinin yanına da uğrar mıydı? Adam yeni bir ilişkiden çıktıktan kısa süre sonra beni öpmüştü. Şaka gibi lan.

Ne kadar süre odada kaldığımı bilmiyorum. Kapım çalınmadan açılınca gelene baktım. Murat elinde pasta ile girmiş içeriye.

"Bu ne?"

"Bugün ayın kaçı?"

"6Şubat... Aaaa! Sen?"

Gözlerim dolmuştu, kalbim hızlı hızlı atıyordu.

"Evet, doğum günün. Bilme sebebim hani bilgilerini ben düzenliyorum ya orada gördüm."

Murat pastayı önüme koyunca dilek tutup mumları üfledim. Dileğim ney mi? Buradan çıktıktan sonra bile Murat'tan kopmamak. Ayağa kalkıp ona sarıldım.

"Çok mutlu oldum, teşekkür ederim. "

Murat baş parmağı ile göz yaşlarımı sildi.

" Şş ağlama, anneler aşağıda. Asansörden - 2 ye in."

"Teşkilat kurmuşsunuz! Benimle beraber geliyorsunuz Murat Çetin."

"Peki sizinle beraber gelirim Berk Atalay."

Heyecanla Murat'ın elinden tutup asansöre çektim.

"Ya, masken?"

Durup onu bekledim elinde maske ile gelip yüzüme takınca minnettar bakışlarla baktım. Çok geçmeden asansör gelince bindim. Heyecanlıydım. Çünkü haftalar sonra annemi görecektim.

Hepsi masanın etrafına geçmiş beni bekliyorlardı.

"Size inanamıyorum."

"Mutlu yıllar oğluşum. Ve Murat, sana da çok teşekkür ederiz."

"Berk kaç oldun?"

"23!"

O kadar mutlu olmuştum ki, utanmasam ağlayacaktım. Tüm akşam annemle olan hasretimi gidermeye çalıştım, ve 3 gün sonra hastaneden çıkabilecek olma haberi almak... Aşırı keyifli ama üzücü de, ya Murat'ı tekrar göremezsem...

KARANTİNA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin