Elveda-1

45 1 0
                                    

Kıyamet Kolonisi'nin uzay savaş gemisinin içinde sessizlik hakimdi. Sayısız odanın bulunduğu gemideki herkes yorucu bir günün ardından kendi odalarına doğru yönelmişlerdi. Tek tek kendi odalarına giren askerler çok oyalanmadan uykuya daldılar. Bu odaların birinde kalan 3566 numaralı asker, yatmadan önce kendine bu günü hatırlaması için bir günlük tutmaya karar vermişti. Oda arkadaşlarına iyi geceler diledikten sonra yatağına uzandı, askeri çipini devre dışı bıraktı ve akıllı bilekliğinin kamerasını açtı.

"Ah! Ne desem bilemiyorum, " dedi S3566, "bu gerçekten canımı sıkıyor."

S3566 etrafına bakınmaya başladı. Etrafına baktıkça gözleri dolmaya başladı. Ancak doldukça dolan gözlerinden bir damla yaş akmıyordu. Ailesine ağlamayacağına dair söz vermişti. Aklı orda oraya gidip gelirken göz yaşı da nereye gideceğini şaşırmıştı. Gözünden bir türlü akamayan göz yaşı en sonunda pes etmiş olacaktı ki  gözlerinin içinde kaybolup gitmişti.

S3566 gözlerinin kapatıp konuşmaya devam etti. "Aklım halen bunları almıyor. Nasıl bu duruma düştük bilmiyorum."

Ekrandaki kendi görüntüsünü gördükçe daha da çok kafası karışıyordu. Kısa bir süre sonra sakinleşti ve cümlelerini toparlamaya başladı. Ne söyleyeceğini düşündükçe yüz ifadesi keskinleşti. Kaşları sivrileşmiş, gözlerinin içindeki alevleri görür gibi olmuştu. Derin bir nefes aldıktan sonra kayıt almaya devam etti.

"Ben Kıyamet Kolonisi'nin İzci Birliğinden 3566 numaralı asker ve üzülerek söylüyorum ki bu benim son görevim olabilir, " dedi ve yatağının kenarındaki camdan uzay boşluğuna bakarak devam etti, "federasyon resmen bizi ölmeye gönderiyor ve kimse de bir şey demiyor. Bunu nasıl yaparlar? Görevin detaylarını paylaşmamakta kararlı olduklarını gördük, arkamızdan ne gibi işler çeviriyorlar aklım almıyor!"

Konuşmaya devam ettikçe daha da çok sinirlendiğini fark etti ve sinirini kontrol etmek için yeniden sustu. Sustukça sakinleşti ve düşüncelerini yeterince toparlayınca konuşmaya devam etti.

"Bize görevden önce söyledikleri tek şey ailelerimize elveda mesajı bırakmamızdı. Başta kulaklarıma inanamamıştım, ancak yanlış duymamıştık. Ailelerimizden, evimizden bizi alıp bir daha geri dönmeksizin göreve gönderdiler. Bu bir saçmalık!" dedi ve kafasını yastığına gömdü.

"Annem, babam, kardeşlerim... hepsi beni bir normal bir görevde sanıyorlar. Bunu onlara söyleyemedim. Nasıl söyleyebilirim ki? Bu görevin ne kadar olduğunu henüz anlamadıysam kendimi şuracıkta öldüreyim? Zaman ne olacağını gösterecek? Aklım halen olanları anlamakta güçlük çekiyor."

Kafasını kaldırdı ve kameraya yeniden baktı ve gözlerinden akan göz yaşlarını gördü. Hemen koluyla göz yaşlarını sildi ve son sözlerini söyledi.

"Sevgili günlük, galaksi yılı 9183. Kıyamet Kolonisi İzci Birliği muhtemel son görevimize doğru yol almış bulunmaktayız. Kendimi avutacak bir sözüm yok. Ölme ihtimaline karşı tüm yoldaşlarımla en başından beri hazırlıklıyız. Yine de eğer geri dönemezsem aileme şunları söylemek isterim. Sizi seviyorum." dedi ve kamerayı kapattı.

---

Sonraki gün tüm mürettebat toplanma emriyle devasa büyüklükteki konferans salonuna doluştu. On binlerce insanın doluşmasına rağmen salonun yarısı dolmamıştı. Tüm birlikler kendi sıralarında dizildiklerinde salonun kenarındaki büyük bir kürsüden yetkili birisi anonslara başladı.

"Bugün, burada toplanma sebebimiz hep beraber uzun bir süre boyunca yaşayacağımız uzay gemisindeki dikkat edilmesi gereken kuralları açıklamak ve gemimizin kaptanını tanıtmaktır. İlk olarak..." dedi ve birinci kuraldan bahsetmeye başladı. Böyle tüm kuralları tek tek okuduktan sonra devam etti. "Tüm bu kuralları anladığınızı düşünerek toplanmamızın ikinci ve en önemli sebebine gelelim. Hazır ol!" dedi ve hafifçe eğilerek kürsüden indi.

Düşmüş Tanrı'nın GazabıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin