Toygar Işıklı - Ben hayatın mağlubuyum
Yedinci bölüm
Yeni hayatHer prenses, kralının dizinde uyumak ister ama her kral prensesini dizinde uyutmak istemez...
Küçücük kalbimde bir çiçek gibi büyüttüğüm adam, artık yok. Şimdi nasıl sulayacağım ben bu çiçeği? Sulayamam ki, kurur... Gökyüzü kalbimdeki kurumak üzre olan bu çiçeği yaşatmak istercesine tane tane damlalar döküyordu.Yağmurun etkisiyle ıslanan kıyafetlerim tenime yapışmıştı. Yaşlı gözlerimi biraz önce çarptığım gence çevirdim. Öylece beni izliyor. Kaldırımın üzerine bıraktım yorgun bedenimi.Bacaklarımı karnıma çektim, işaretparmağımla kaldırıma biriken çamursu suya küçük küçük daireler çizmeye başladım. Yalnızca çocuklara mahsus bir davranıştı bu: Küsmek! Peki ben kime küsüyorum? Babama mı, hayata mı? Yağmurun yerle buluşmasını izliyordum. Kaldırımın üzerine biriken kirli suyun üzerindeki yansımalar, etrafımda bir sürü kişinin toplandığını gösteriyordu.
"Evladım kalk! Yalvarırım kalk, hasta olacaksın."
Bu ses, dakikalar önce beni bağrına basan yaşlı kadının sesi.
"Yalvarıyorum kalk betonun üzerinden, n'olur!"
Ne çok endişeleniyor benim için. Ama ne söylese boş, benim buradan kalkmaya niyetim yok. İşaretparmağımla suya daireler çizmeye devam ediyorken birden su birikintisi, kaldırım benden uzaklaştı. Çarptığım gencin kucağında buldum kendimi. Genç başının hafifçe eğmiş, bana bakıyordu, ben de ona. Islanan saçları yüzüme damlıyordu. Ve ben hiç tanımadığım birinin göğsünü kendime liman olarak seçmiştim. Kollarımı bir ahtapot gibi doladım boynuna. Birkaç dakika sonra bedenime ani bir sıcaklık esti. Sanırım evin içine girmiştik ya da güneş, koca semanın matemine son vermek için bulutların arkasına gizlenmeyi bırakmıştı.
"Nereye bırakayım?"
Yaşlı kadın,"Yukarı yukarı,"dedi telaşla.
Kucağında olduğum gencin, basamaklara tırmandığını hissedebiliyordum.
"Evladım şuraya bırak?"
Sırtım yatakla buluştuğunda gözlerimi yavaşça açtım fakat kollarım hâlâ gencin boynunu sarıyordu. Yüzünde acıma duygusu vardı sanki. Islak saçlarının sağ yanağıma düşürdüğü damla, kayarak kulağımın içine girdiğini hissettim.
Anneannem yaşlılıktan dolayı mı yoksa soğuktan dolayı mı bilinmez, titreyen elini alnıma koydu. "Hasta olmadan kıyafetlerini değiştirmem lazım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geç Kalınmış Af
Teen FictionKapalı bir kutuya benzer karşımızdaki kişinin içi. O kutunun kendiliğinden açılmasını beklemek, budalalıktan başka bir şey değildir. Karşımızdaki bir çift göze, en ince detayına kadar bakarsak, işte o zaman kutu açılır, hiç zorlanmadan. Ve tüm yaşan...