2.Hayat

55 10 3
                                    

                            ꧁⚜꧂

O gün, ahh o gün, benim hayatımda dönüm noktasıydı. Ya o olanlar yaşanmasaydı bugün ne olurdu acaba diye düşünüyorum bazen....

Yıl 2000

Charles yukarı çıkmamı söyledikten sonra çıkmıştım. Önce güzel bir duş almak istedim, banyoya girdim, suyu ılık bir şekilde açıp dakikalarca altında durdum. Sanki elmacık kemiğimden akan su damlaları,bütün yorgunluğumu alıp götürüyordu...

 Sanki elmacık kemiğimden akan su damlaları,bütün yorgunluğumu alıp götürüyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Duştan çıkıp biraz uyudum. Uyandığım vakit saat akşam sekiz'e yaklaşıyordu. Charles'in aşağıda tek olduğunu biliyordum. Sahi bana "akşam sana bir süpriz'im var." demişti. Minik, tatlı, 

 beyaz  bir elbise giydim ve aşağıya indim. Charles dükkanı kapatmış, ön kısımda görünmüyordu Seslendim, "Charles orda mısın?"

"Mutfağa gel, Hayatım."
Yavaş yavaş mutfağa doğru ilerledim, manzara muhteşem'di. Charles muhteşem bir masa hazırlamış, üzerini şamdan ve güllerle süslemişti. Yer de aynı durumdaydı yol boyunca uzayan mumlar dökülmüş gül yaprakları...

Yanına gittim bir yemeği daha pişirmek üzereydi belime sarıldı, tatlı bir öpücük verdi.

Yemeği yerken sürekli sohbet ediyorduk, sarılıyor, teşekkür ediyor öpüyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yemeği yerken sürekli sohbet ediyorduk, sarılıyor, teşekkür ediyor öpüyordum.

O gece tahmin ettiğim şey olmuştu. Bana evlilik teklifi etti...
Kabul ettim.
Sabaha kadar sarılarak uyuduk..
Uyanınca dükkanı açamamaya karar verdim.
Çünkü Charles fazla uyuyamamıştı.
Ben önceki gün uyuduğum için yine erkenden kalkmıştım. Aklıma güzel bir fikir geldi.

Charles'a güzel bir kahvaltı hazırlamak istedim. Bunu o an en çok hak eden kişi oydu. Hava soğuktu sağanak yağmur vardı dışarıda. Şemsiye'mi alıp market'e gitmek için çıktım. Yağan yağmur damlaları bu kasvetli şehri yıkıyordu adeta. İnsanlar dört bir yana koşuşturuyor binaların altına girmeye çalışıyordu. Bir çocuk vardı orada, yolun kenarında herkesin aksine suyun içerisinde zıplıyor, sevinç içerisinde kahkahalar atıyor, dans ediyordu.

O Çocuğa bakarken, onun bana nelere bedel olabiliceğinden nasıl haberim olabilirdi ki...
Meğer yolun ortasında durmuş kenardaki çocuğa bakarken gelen araba'nın korna sesini duymamışım.

Araba bana bütün hızıyla çarptı. Acı gözlerimi kör etti.bedenim 40 parçaya bölünmüştü sanki.Bilincim kapandı heryer karanlık oldu.

Uyandığımda altın rengi giysiler giymiş Antik mısır insanlarının tıpatıp aynısı birkaç kadın başımda duruyordu. Gözlerimi araladım. O sırada bir ses duydum ; "MAJESTELERİNE HABER VERİN O UYANDI!!!!"

Görev:KleopatraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin