Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
⚜ İki damla gözyaşı hissettim göz çukurlarımda, tekrar hafifçe açıp kapattım. O sıcak gözyaşlarının kirpiklerimi ıslatması, ve her göz kırpışımda oluşan o bulanık, boğucu görüntü sinirlerimi bozuyordu. Ellerimi kaldırıp silmek istedim, denemeye çalıştığımda onları oynatamadığımı fark ettim, her deneyişimde keskin dayanılmaz bir acı giriyordu bütün vücuduma. Kapattım açmamak üzere... ⚜ Bir ses ilişti kulaklarıma, biri bana fısıldıyordu sanki, "Thea aç gözlerini, ne olur" "Thea mı?" Dedim içimden kendi kendime. Açtım gözlerimi,baktım karşımdakine. Kısa siyah saçlı, kafasında saçları ile karışmış tac'a benzer altın bir mücevher, Siyah sürmesini altın renkli bir sürme ile kaşlarına kadar uzatmış, gözleri yemyeşil, yüzü beyaz, yanakları al, dudakları ince ve narin. Altın rengi uzun giyisiler içerisinde bir kadın. Kadın demeye şahit ister adeta bir tanrıça... Böyle bir kadın daha görmemiştim yeryüzünde. ⚜ Üzerime eğilmiş bir kolunu üzerime koymuş olan bu tanrıça,acıyan ama umutlu gözler ile bakıyordu. "Thea canım,uyan lütfen" Dedi. Dolu,ağlamak üzere olan bir surat ifadesiyle, Rüya görüyorum herhalde. Etrafa bakındım,onun kadar güzel olmasa da yine mükemmel güzellikte sayılabilecek hemen hemem aynı tarzda birkaç kadın daha yatağın etrafında dizilmiş bana bakıyordu. Yatağa baktım. Aynı şekilde tül altın rengi perdeler yukarıdan aşağıya doğru dökülüyordu. Yatak da altın rengindeydi. Odaya göz gezdirdim herşey olmasa bile çoğu altın renginde eşyalar. Bir saray odasını andırıyordu herşey. Aklıma geldi, bana araba çarpmıştı acaba öldüm mü? Diye düşünmeye başladım. Dudaklarımı araladım, "Siz de kimsiniz?" ⚜ Konuşur konuşmaz şok oldum. Hiçbir dile benzemeyen bir dil konuşuyordum. Ama nasıl olur? Ben bu dili nerden biliyorum? Gözlerim iyice açıldı büyük bir şaşkınlık ifadesi oluştu yüzümde. Etrafımdaki kadınlar birbirlerine baktılar sonra bana. Tekrar konuştum, "Nerdeyim ben,burası neresi konuşun!"
Tanrıça kadın cevapladı, "Thea sakin ol, canım.Evindesin, Sarayın'da"
"Neden bahsediyorsun sen! Benim evim burası değil, araba çarptı bana, siz mi beni kurtardınız?"
"Evet, Muhafızlardan biri seni almaya gelirken at kontrolden çıkmış, arabayı durdurmaya çalışmış ama başaramamış. Sen o sırada asiller ile konuşurken, arkandan hızla sana çarpmış. Bütün bunlar dün oldu. O zamandan beridir uyanmanı bekliyoruz. Bütün Mısır halkı ile beraber. En çok da baban üzüldü dünden beri odasından bile çıkamadı, seni böyle görmeye dayanamıyor, Thea"
(Antik Mısır'da at arabaları)
Ne diyor bu kadın, ne Mısırı, ne Babası. At arabası mı? Neler oluyor anlayamıyorum. Ah tanrım bana yardım et.neresi burası hem Charles napıyordur şimdi? Kendimi daha fazla tutamayıp hüngür, hüngür bağıra, bağıra ağlamaya başladım. Herkes telaşlandı,etrafta bir panik havası yayıldı Tanrıça hemen konuştu, "Thea ağlama, canım. Anlıyorum yaşadıkların çok kötü. Fakat bizi çok endişelendiriyorsun." Bağırdım, "bana thea diyip durma! . Oyun mu oynuyorsunuz lütfen yardım edin, komik değil bu.."
"Babanı çağırayım belki o senin bu halinin düzelmesine yardımcı olur."
"Benim babam yok , o çoktan öldü tanrıça "
"Tanrıça mı? Asıl Tanrıça sensin Thea. Sen İris'in kızısın unuttun mu? Bütün Mısır sana tapıyor. Ben ise sadece senin Halan'ım."
"İris'in kızı mı? Kleopatra'dan mı bahsediyorsun?"
"haha, ah Benim Güzel Kleopatra'm neden kendinden bir başkası gibi bahsediyorsun?"
"Bu şaka gittikçe tuhaf bir hal almaya başladı. Lütfen yeter artık bu kadar oyun. Gerçeği söyleyin, beni de bırakın gideyim. Evinden uzak olmak çok kötü bir his.."
"Kleo sanırım o çarpmadan dolayı herşeyi unuttun, başka bir açıklaması yok gibi görünüyor. çünkü sen böyle biri değilsin."
Bu kadın tek bir konuda haklıydı, ben böyle biri değilim. Sanırım şimdi olanları yavaş yavaş idrak etmeye başlıyorum. REENKARNASYON. Evet bir videoda duymuştum. İnsanların ölünce vücut değiştirdiğini. Başka bir hayatı yaşadığını. Başka açıklaması gerçekten de yok gibi görünüyor. Bu insanlar şaka yapıyor gibi görünmüyor. Ne yani şimdi ben ölüp, Kleopatra'nın bedenine mi girdim ama, Reenkarnasyon böyle işlemez ki. Benim bildiğim yeniden doğarsın. Zaten olan bir kişinin bedenine girmezsin. ⚜ Ne kadar çaresiz hissettiğimi anlatamam, Charles için nasıl üzüldüğümü de. Evleneceği kız ertesi sabah ölüyor, Çok acınası bir durum. Ama ne yapabilirim? Elimden ne gelir? Nasıl eski bedenime dönebilirim ki. Hem yapacak hiçbirşey yok,Uyum sağlamaktan başka. İntihar mı etsem? Belki eski bedenime dönerim. Ah ne saçmalıyorum ben, kurtuluşum yok burdan. Tanrıça'ya Seslendim, "yardım eder misin, ayağa kalkmak istiyorum."
"Ah Thea şimdi ayağa kalkamazsın,çok acı çekersin, yaraların hala taze."
"peki. Halam'dın değil mi?
" Evet canım. "
" ismin nedir? "
" Tiye."
"Peki Tiye hala, ben hiçbirşey hatırlamıyorum. Bana herşeyi anlatır mısın?"
Tiye hala odadaki herkese çıkmasını söyledi. Herkes dediğini yaptı ve çıktılar yanlız kalınca devam etti,
"Kleo hayatım sen bir tanrıça'sın kimse senin böyle olduğunu bilmemeli yoksa sana olan saygılarını kaybedebilirsin. çünkü onlara göre tanrılara birşey olmaz biz ise tanrıların soyundan geliyoruz, böyle birşeyi zayıflık olarak görebilirler, sana herşeyi anlatacağım. en baştan, fakat iyileştiğin zaman. O zamana kadar ayak uydurup diğerleri gibi davranırsan kimse anlamaz tamam mı canım. "
Daha cevap vermeden odanın kapısı açıldı içeriye kafasında kocaman ortasından yılan uzanan altın tacı, çenesinin ucunda uzun ince örülmüş altın rengi sakalı,Beyaz kısa altın işlemlerle süslenmiş elbise, ayaklarında dizlerine kadar ipleri uzanan sandaletler ile bir adam girdi. KONUŞTU ; "Biricik Theam, benim güzel Kleopatra'm. Sonunda uyandın!!!" dedi.
