Açelya

101 41 9
                                    

Herkese hello arkadaşlar bugün tek bölümlük hikaye ile karşınızdayım :P Neden? Çünkü arada bir farklılık yapmak iyidir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Herkese hello arkadaşlar bugün tek bölümlük hikaye ile karşınızdayım :P Neden? Çünkü arada bir farklılık yapmak iyidir. ( Bu arada gifte olan çiçek zambak ama o da çok güzel olduğu için onu da koydum :'))

Tüm çiçekleri koparabilirsiniz. Ama baharın gelmesine engel olamazsınız.
-Pablo Neruda


  Yattığı yerden doğruldu. Ona isyan eden yıldızları gökyüzünden ayırdı. Rüzgar yıldızları uçurarak tekrar gökyüzüne koymaya çalıştı ama başaramadı. Etraftaki çiçekler , böcekler kaçışıyor , birbirlerini iterek bu cani devden kaçmaya çalışıyorlardı. Ama nafile...

''Umay.''

Kendisine yönelen bu tatlı ses , küçük kızı daldığı hayallerden çıkarmaya yetmişti.Gözlerini yavaşça gökyüzünden ayırdı ve kulaklarını bayram ettiren bu sesin kime ait olduğuna baktı. Karşısında gördüğü erkek çocuğu sesinin neşeyle çıkmasına sebep olmuştu.

''Boran!''

Oturduğu yerden hızla kalkarak erkek çocuğunun yanına doğru koşmaya başladı. Her gün onu ziyarete geliyor , çitlerin arkasından ona ismiyle seslenmesi küçük kızı mutluluğa boğmaya yetiyordu. Küçük kız ise geçemeyeceğini bildiği çitlere yine de koşuyor ona birazcık daha yakın olabilmek için her gün bu bahçede bekliyordu. Normalde Boran'ın bisikletinin aniden durmasıyla çıkan lastik sesinden onu tanır ve çitlere ondan önce koşardı ama bu gün hayallere dalmıştı.

Onunla sadece bir iki dakika çitlerinden arkasından konuşabiliyordu Umay. Bu ona elbette yetmiyordu , çitleri geçmek ,  gününü onunla geçirmek istiyordu ama bu olanaksızdı. Nedeni ise-

''Umay , görüşmeyeli nasılsın?''

''Kötü.''

Dudaklarını büzüp , kollarını birbirine dolayarak söylemişti bunu küçük kız. Bunun nedeni ise Boran'a küsmesi değil , hayata küsmesiydi. Onu engelleyen bu çitlerden geçememesiydi.

Küçük çocuk gözlerindeki acıma duygusuyla kıza baktı. Küçük kız bu bakışı anlayamasa da pek umurunda olmamıştı , ne de olsa Boran'ın geldiği şu iki dakikayı boş yere harcayamazdı.

''Umay pek uzun kalamayacağım. bu sefer hemen gitmek zorundayım.''

''Hemen gidiyorsun zaten , daha ne kadar hemen gidebilirsin ki?''

Sitemle sorulan bu soru karşısında küçük çocuk , karşısındaki kıza diyecek hiç bir şey bulamamıştı , o yüzden bu soruyu duymamazlıktan geldi. Ellerinin arasındaki çiçeği çitlerin arasından küçük kıza uzattı ve söyledi ;

''Bu çiçeği sana vermek istiyorum , sonsuza kadar sakla. Bu çiçeğin sayesinde istediğin her an yanında olacağım.''

''Çiçek çok güzel Boran! Çok teşekkür ederim , bu çiçeği ölene dek saklayacağım.''

''Bende teşekkür ederim Umay. Sen bu hayatımda gördüğüm en akıllı kızlardan birisin.''

Küçük kız belli etmese de utanmıştı , utanınca ne yapacağını bilemiyor , un çuvalı gibi ortada kalıyordu. Her ne kadar utansa da kendisinin de küçük çocuğa iltifat etmesi gerektiğini düşünebildi.

''Sen de bu hayatımda gördüğüm..''

Nasıl bir iltifat edebilirdi? Boran onun her şeyiydi. Onu çok sevdiğini belli eden özel bir şey söylemeliydi.

''En güzel rüyasın..''

Evet , Boran onun rüyasıydı. Günde sadece bir kez görebildiği en güzel rüyası.

Küçük çocuk , kendisinden bile daha küçük olan bir kızın nasıl böyle anlamlı bir cümleyi söylediğini düşündü. Ama şaşırmamalıydı , ne de olsa Boran'ın hayatında gördüğü en akıllı kızdı Umay. Küçük çocuk fazla lafı uzatmaması gerektiğini düşündü ve hızlıca bisikletine bindi geldiği yoldan geri giderken arkasına döndü ve ;

''Hoşça kal Umay!''

Minik kız elini ne kadar yükseğe kaldırabilirse o kadar kaldırdı ve sanki havayı itiyormuş gibi güçlü bir şekilde elini salladı.

''Güle güle Boran!''

 Küçük kız hiçbir şeyden haberi olmadan , önceden yattığı yere tekrardan yattı ve elinde tuttuğu çiçeği gökyüzüne kaldırdı.

''Ne çiçeği bu acaba..''

Küçük kız düşünse de bildiği çiçeklerden hiçbirine benzemeyen bu çiçeğin ne olduğunu bulamadı. 

Ve Boran bir daha gelmedi. Küçük kız onu her gün o çitlerin arkasında beklese de Boran bir daha gelmedi. Yıllar geçip gittikçe küçük kız bu en güzel rüyasını hatırlayamaz oldu , çiçek ise kurumuş bile olsa onu hala saklıyor , Boran yanındaymış gibi hissediyordu.

Küçük kız büyüdü ve büyük kız oldu , onların kavuşmasına hiç bir zaman izin vermeyen çitler hala onları ayırıyordu. Öğrendi ki Boran'dan son olduğunu bilmeden aldığı bu çiçek Açelya çiçeğiydi. Açelya ise ayrılık anlamına gelirdi.

***

Ve son.
Aslında konuyu çok hoş buldum ama dediğim gibi tek bölümlük diye başladım , tek bölümlük olsun diye düşünüyorum.

Belki.. Neyse umut vermeyelim şimdi :d Buraya kadar okuduğunuz için teşekkürler. Pek uzun bir hikaye olmadı ama olsun :3

Hepinizi seviyorum hoşça kalın , sağlıklı kalın , mutlu kalın♥






AçelyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin