Namjoon
sıcak bir yaz gecesiydi. Hafif esen rüzgarda saçların dağılmış, elindeki dondurmanı ısırıyordun. Ama bilmediğin şey seni arkandaki masada oturmuş izleyen joon'du. Onun için cenetten bir çiçektin. Ama oysa bir mafyaydı.
Bu yüzden senden hep uzak durardı. Sana zarar gelmesin diye,
Ya seni kaybederse? Yada düşmanlarından biri seni kaçırırsa?
Düşüncelerinden kurtulup tekrar sana dönmüştü bakışları. Ama yanında birisi vardı ve "erkekti" Akrabandı, arkadaşındı, belki de kendi yanlış görüyordu yada inanmak istememişti..
Seni öpmesi, ah o narin dudaklarından öpen kendisi olmalıydı ama başkasıydı.. Ve bu öldürmek için yeterli bir sebebti..
Yeni sevgilinle buluşmuştun ve o seni öpmüştü. Birlikte gülüşürken arkandan size doğru gelen adamı gördün. Ciddi görünüyordu. Sevgilinin yüzünün ortasına attığı yumrukla yeri boylamıştı. Acı içinde yerde kıvranırken sense giden adamda kalmıştın
"tekrar karşılaşırız umarım"Jin
kapına hergün pasta bırakanda kimdi?
ünlü yeraltı mafyası kim seokjin olamazdı herhalde..
Senin için hergün pastaneye gider en sevdiğin tatlıları yaptırırdı daha sonra kapına bırakırdı. Onun çilekli pastasıydın. Ama o bir mafyaydı. Sert olmalıydı. Onun bütün günü kan içinde geçerdi. Yönetmesi gereken bir imparatorluk vardı. Ama seni gördüğünde herşey değişirdi. O ihtişamlı mafya kim seokjin bir bakmışsın senin aşkından ölen bir liseli gibi. Bugünde herzamanki gibi pastaneye gidiyordu. "acaba bugün ne getirsem? Kurabiye, şeker, yadaa bir kutu çikolata!" pastanenin önüne geldiğinde seni görmüştü. Hemde yanında birisiyle..
Dönmeli miydi? Ama artık çok geçti çünkü yanındaki kişi sana çikolata almıştı. "Yazık oldu.. Oysa genç görünüyor"
Sevgilin sana sevdiğin çikolatalardan almıştı. "teşekkürler~" kapıdan giren siyah giyimli adam yanıma yaklaşmıştı. "hanımefendi dışarda bekler misiniz ufak bir işim varda" kapıdan dışarı adımlamanla birlikte sevgilin yere çarpılmıştı. Kafasını yere bilmem kaçıncı vuruşundan sonra üstünü silkeleyerek kalkmış kasadaki çikolata kutusunu alarak çıkmıştı. "afiyetle ye" kutuyu elime uzattıktan sonra arabasına binerek uzaklaşmıştı.Hoseok
çiçekler, o güzel kokan güller kimin hoşuna gitmezdi ki. Hergün güzel bir şiir yazar kuryeye verirdi. Gülleri gördüğündeki gülümsemeni çok severdi. O gülünce kısılan güzel gözlerini. Ama tek gülümsemesi sendin hayatındaki. Hergün acı içinde geçen günlerinde ona iyi gelirdi. Özellikle vurulduğu zamanlar seni görmek isterdi belki ölürse, senin cennet güzelliğinle ölmek isterdi. Her gece evinin önüne gelir seni izlerdi camından. Zarifliğin, gülüşün, bakışların,dudakların ...
Bu kadar güzel olman onu korkuturdu. Çünkü o mafyaydı. Hergün ölücek gibi yaşardı. Sense ölemiycek kadar güzeldin. Bu yüzden senden hep uzak durardı. bugün farklıydı.. Yine aynı masada oturmuştun ama yanında biri vardı. İkiniz gülüşüyor kadehlerinizi tokuşturuyordunuz. "bu da kim?" onun meleğiyle kim böyle eğlenebilirdi...
Güzel bir yemekte sevgilimle vakit geçiriyordum ki karşıdan gelen adam uçarak sevgilime tekme tokat dalana kadar. Bir güzel benzettiği sevgilime son olarak tükürdükten sonra elimi nazikçe öpmüştü. "üzgünüm madam, bunları görmenizi istemezdim"Yoon Gi
evet evet o herkesin korktuğu karanlık kral Min yoongi.
İnsanlar adını bile duyduklarında korkar kaçardı. Ona karşı kimse gelemezdi. Gelenler ahh bahsetmesek daha iyi. O herşeye sahipti.
Para, Ün, Güç bunların hepsi min yoongi nin di ama sahip olamadığı tek şey aşktı...
Satın alamazdı ya, veya zorla sahip olamazdı.
Gecenin geç saatlerinden birinde yine dışarı çıkmış dolaşıyordu. Sokak lambasının altında oturmuş seni görmüştü o gece. Kim inanırdı ki min yoongi aşık olurdu? Bunu söyleyen biri olsa öldürülürdü herhalde. Ama o geceden sonra seni görmek için her gece gelirdi. Şarkı söylemeni, kıkırdamanı, üşüyünce somurtarak söylenmeni.. Onun çorak kalbini yeniden attıran kişiydin. Bazen erken gelir senin için sıcak kahve bırakırdı. Seni her ne kadar sıkıca sarıp sarmalamak istese de..
O karanlık kral dı. Güçlü görünmeliydi. Seni görmek için sokakta çocuk gibi sekerek, ağzı kulaklarında sırıttığını görürlerse intibarı yok olurdu.
Uzakta kalması ikiniz içinde daha sağlıklıydı inancındaydı bu zamana kadar.. Elinde sıcak kahvesiyle seni görmek için gelmişti yine. Gülümsemişti seni görünce. Yanına elinde bardakla geleni görünce deliye dönmüştü. Elindeki termos yeri boylamıştı. " aradığım eğlence ayağıma geldi"
Sevgilin sıcak kahvesiyle yanına oturmuş konuşuyordunuz. Yanınıza gelen adam bir anda sevgilini yüzüstü yer yapıştırmıştı. " tch tch.. Yanlış kadın ölümü getirir" çıkardığı silahı göğsüne sıktıktan sonra sana dönerdi. "yakınlarda tanıdığım güzel bir kafe var, gelmek ister misin?"Tae
bayanlar baylar karşınızda kim taehyung..
Kısaca bahsedicek olursak mafyalar arasında en namlı kişilerden biridir kendisi. Ölemiycek kadar günahkar, yaşayamıycak kadar da suçlu. Onu bulmak mı istiyorsunuz? Tch tch o sizi bulur ve hiç yaşamamış olursunuz. Tabiki böyle birisinin bile aşık olduğu bir kadın var. Onun için herşeyden önce sen gelirdin. Hayatını en ince ayrıntısına kadar bilirdi... Seni hediyelere boğardı. Üzüldüğün bir gece bir bakmışsın kapında güller çikolatalar, bazense en pahalı elbiseler, ayakkabılar. Bir keresinde kapında bulduğun elmas kolyeyle şaşkına dönmüştün. Anlatmakla bitmez sana olan sevgisi. Sabah erken kalkmış soluğu evinin önünde almıştı. Gördüğüne şaşırmıştı doğrusu. Beline sarılmış bir adam. Bugün halbuki yeni aldığı yüzükle ne tepki vericeğini merak ediyordu. Ama yine elini kana bulaması gerekiyordu.
"yorgunum ve beni uğraştırıyorsun" sevgilin dönerek dediğini anlamaya çalışıyordu. "son sözün falan varmı?" hala anlamaya çalışırken anlından vurmasıyla yere düşmüştü. "kendimi tanıtmayı unuttum ben kim taehyung"Jimin
ünlü busan mafyası. Ne kadar tatlı bir görüntüsü var değil mi?
Ama o katliamın ta kendisi.. Görüntüsünün altında yatan acımasız katil. Ah ne kadar da sevimli o şirin elleriyle insanların kafasını uçurması. Tabi senin bunları bilmeden seni gizli şekilde takip ettiğinden haberin yoktu. Seni her dakika izlemekten zevk alan, uyurken gülümsemenden, kokunun çiçek tarlalarında dolaşırcasına güzelliğinden. Her ayrıntını seven. Güzel bi gündü hava açık ve güneşli, bisikletinle sahilde dolaşıyordun. Sevgilinle buluşcaktın sahilin sonunda. Peşinden gelirken huzurluydu, günün hızından uzaktı ve sen vardın. Sahilin sonunda durduğunu görünce merak ederek biraz daha yaklaştı. Gördüğü tabiki sevgilinle sarılmandı. Beyninden vurulmuşa dönmüştü. "Böyle güzel bir günü kırmızıyla boyamak istemezdim" Sevgilini boynundan tuttuğu gibi suya sokmuştu.
"daha güzel olabilirdi ama aceleye geldi" boğulduğunu anladıktan sonra ellerini çekmiş sana dönmüştü. "öldüğüne göre hadi yemeğe gidelim"Jungkook
son mafya bay jungkook. Karizmatik, küstah, deha ve dahası. Yaptığı işlerde en zirvede olan mafyadır. İstediği neyse onu alır. Kızların salyasını akıtarak baktığı bu adamın bile sevdiği biri vardı.
Onun için diğer kızlar değersizdi senin gibi bir elmasa sahipken. Sana açılmayı çok istesede ölmenden korkuyordu. Çok düşmanı olan birisi için endişesi normaldi. Ama bu seni koruyup kollamıycağı anlamına gelmezdi. Bir an olsun gözünü senden ayırmazdı. Hergün kapına hediyeler bırakırdı. Gittiğin yerleri öğrenir kendiside giderdi. Bugünde yine gittiğin yere kontrol amaçlı gitmişti. Parkta salıncakta sallandığını görünce sevinmişti. Ama o da ne! seni sallayan kişide kimdi?. Hemde gülüşüyordunuz. Sevgilin seni sallamayı durdurmuş yanınıza gelen kişi dinliyordu. "arabamda bi kaç eşya varda taşımama yardım eder misiniz?" sevgilin geliceğini söyleyerek yanından ayrılmıştı yardım isteyen kişiyle. Aradan çok zaman geçmeden o adam gelmişti ama sevgilin yoktu. "geliceğini söylemişti" söylediğine şaşırarak bakmıştı. "tüh banada sonsuza kadar gittiğini söylemişti" seni sallamaya devam etmişti.Evett uzun bir aradan sonra yeni bölüm. Umarım beğenirsiniz. Hayalet okurlarımı burdan tekme tokat öpüyorum.
Yanlışlarım varsa affola 🙏
Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın🌺