curse ✦ sakuatsu

curse ✦ first

hey_shoyo'ya ithafen.

Paralel evrenler dünyanın temelini oluşturan yapı taşlarıdır, tek bir kişinin sayısız şekillerde kişilik taşımasının sebebi de budur aslında. Farklı dünyalarda yaşayan kendilerinden bir parça taşırlar çünkü. Dünyalar değiştikçe insanın kendi varlığı da çok büyük değişikliklere uğrar, bir yerde şeytan olarak yaşarken, bir yerde sadece sıradan bir insan olursun. Belki bir tarafta tanrı bile olsan diğer tarafta umursanmayan bir köle olarak yaşamını sürdürürsün, kim bilir. Zaten bilinmezlikler katmaz mı heyecanı hayatımıza?

Dünya değişikliğinde birinin kendimiz olduğunu söyleme, onu bulma şansımız yok denecek kadar küçük miktarlarda gezer. Görüntü ve ad asla aynı kalmaz, ruha işlemiş varlığını sonsuza kadar sürdürecek olan tek şey kişiliktir çünkü. Birini davranışları sayesinde ayırt etmek de imkansız kelimesi için çok uygun bir örnektir. Bu yüzden ne kadar istersem isteyeyim size her şeyi, her dünyadan bir parçayı anlatmaya gücüm yetmez. Milyarları aşan sayıda evren oluşturur asıl gerçek bütünlüğü...

Büyü evreni adından da anlaşılacağı üzere sihri en uç noktalarda yaşayan bir ortam olarak bilinir. Her insanın kendine özel büyüleri bulunur, güçlü ya da güçsüz olması hiç fark etmez. Aynı tip güce sahip olanların bile birbirinden ufak ayrıntılarla ayrıldığını görürsün bu yüzden de özel bir alandır burası. Evrenin kendine has kuralı "Her insan eşsizdir" şeklinde olunca bunun meyvelerini de vermiştir dünyanın en içlerinde bulunan ruhu insanların kendisine. Ruh oluşturur bedeni, katar vücuda sahip olmak istenilen her şeyi. Ben size kendi ruhumdan bir parçayı layık gördüm, bu yüzden farklıdır herkes, ben de milyarlarcası ile birleşik yaşadığım için...

Teknolojinin varlığının çoğu zaman bir şaka olarak algılandığı bu diyarda insanlar makinelere güvenme ihtiyacı duymadan yaşamlarını sürdürebilecek güce sahip olabilirken, her olay için bir insan yetişmişti. Doğayı kontrol edebilen insanlar gerekli malzeme ihtiyacını sağlarken, işi sadece araştırma olan kişiler de bulunurdu. Ama herkesin kendisine has bir görevi vardı. Dünya varlığını bunu düzen içinde sürdürebildikleri için hâlâ hayatta zaten.

Bazı büyüler vardır ki tek bir canlıdan fazlasını etkisi altına alacak kadar güçlüdür. Ölümsüzlük büyüsü de buna örnektir. Tüm evreni sarmış, gerçekten çok büyük lanetler ve büyü yollu hastalıklar dışında her kötü durum için ölmeyi imkansız hale getirmişti. Bu hastalıkların öldürme nedeni ise ruha zarar vermeleri ile alakalıydı. Ruhu kurtarma yollarını aramak amacıyla akademiler kuruldu toprak parçalarının üstüne. Size anlatacağım hikaye bunu başarabilmiş ya da başaramamış, hikayenin en sonunda göreceğiniz bir insanı kapsar içinde. Hadi elimi tutun, dünyalar arası geçiş yapıyoruz şu anda...

"Fortalecimento do Corpo!"*

*"Vücudu güçlendirme"*

Ellerini havaya kaldırarak söylediği sözcüklerin etkisiyle etrafında bulunan diğer tüm takım arkadaşlarının zaten büyük olmalarına rağmen daha da büyüdüğünü, karşılarında bulunan yenmek için onlarca öğrenci gönderilmiş olmasına rağmen başarı sağlanamayan canavarı yenmeye bir adım daha yaklaştıklarını anlayabiliyordu kumral saçlı oğlan. Canavarın siyah tüyleri ve en koyu kırmızılardan daha da kara renge sahip olan gözlerini görünce titreme geçiren insan sayısının artması, canavarın artık ekinlere de saldırıyor olmasının verdiği durumlarla çiftçilik yapanlardan özel istek gelmiş, akademi öğrencilerinin bu yaratığın kökünü kurutması istenmişti. Gönderilen takım arasında bulunan kumral oğlan kahverengi gözlerini etrafta çeviriyor, destek gücünü kullanması gereken biri olup olmadığını algılamaya çalışıyor, bunu yaparken kendini uzun menzilli saldırılara karşı güvence altına almayı da ihmal etmiyordu. Oyunlardaki destek karakterlerinin varlığı gibi görev yapan Miya Atsumu tüm akademide iyileştirme gücüne sahip olan tek öğrenciydi. Canavarı yakalamak için gönderilen hiçbir grupta kendisi yer almamıştı, bu yüzden bedenleri çok büyük hasarlarla geri döndüğünde hepsini iyileştirmek için tüm gününü harcamak zorunda kalmıştı. Müdür en önemli öğrencilerinden birini zorlu bir görevin içine atmak istemiyor, bu okulun asıl kuruluş amacına ulaşmak için kendisine ne kadar ihtiyacı olduğundan bahsediyordu her karşılaştıklarında. O yüzden Atsumu kendisine gelip görevde yer almak istediğini söyleyince çok fazla isyan etmişti kumralın bu düşüncesine. Tabi sonunda dediklerinin hiçbir fayda sağlamayacağını anladığında zorlukla nefes verip izin verdiğini açıklamıştı.