Olayın içine aniden giren Lisa ismini halen bilmediği çoçuğun önüne geçerek karşısındakilere " siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz tek kişiye bu kadar adam fazla değil mi sizi ahmaklar" diyerek lafa girer. Karşısındakiler tam bir şey söyleyecekken ismini yazarın hala vermediği çoçuk Lisayı kendine çeker ve sessizce " ne yaptığını sanıyorsun sen ? sen kimsin de beni korumaya çalışıyorsun şimdi burdan kaybol ve aramıza girme ben ne yapacağımı biliyorum" der. Çoçuk lisanın kolundan tutmuştur ve lisa " eğer kolumu bırakırsan burdan gider ve ne halt yiyorsan onu yapmana izin vereceğim deyip hızlıca kolunu çekip oradan uzaklaşır. Sinirlenmiş ve az da olsa gururu kırılan lisa kolejden uzaklaşarak yürümeye başlar yağmur yağmaya ve hızlanmaya başlamıştır bir kafeye giren Lisa Kolejin müdürünün oğlu Markı fark eder ve selam verir. Daha önceden aileleri vesilesi ile birbirlerini görmüşlerdir. mark birşeylerin ters gittiğini anlar ve Lisaya " sanırım kötü bir gün ama bu sıcak kahve seni az da olsa yatıştıracaktır" Kahveyi alan lise hala olanları düşünüyordur içinden yaratıcılığını kullanarak öyle güzel hakaretler uyduruyordur ki bir ara sesli düşündüğü için Mark kendini tutamamış " bu iyiydi" diyerek Lisayı onaylamıştır .
MARK kolejin gözdelerinden biri ve okulda neredeyse herkesi tanır bunu kolejin müdürünün oğlu olmasıyla da ilgisi vardır tabi ama onun tanımadığı kimse yoktur kolejin bahçesine giren kediyi bile tanır o .. Lisa bunu daha önce bildiği için çoçuğu sorup sormama konusunda karasız kalmıştır üç dakika içinde dayanamaz ve Marka dönerek " kolejde bahçeye giren kedileri bile tanıyormussun , o yüzden sana bir hayvanı daha sorabilirmiyim?" mark şaşırır ve " ünüm bu kadar hızlı mı yayıldı diye gülerek " sor bakalım hangi hayvandan bahsediyorsun?"
Lisa : şeyy insana benziyor biraz yakışıklı konuşabiliyor ah pardon bağırabiliyor ve tek başına bir grup çoçukla dövüşebilecek kadar cesur bir hayvan şimdilik bildiklerim bu kadar umarım bana yardımcı olursun
Mark: ooow sen hayvan hücresine sahip bir insandan mı bahsediyorsun bana mı öyle geliyor ?
Lisa: Daha fazla ayrıntı şimdilik elimde yok ama bana ismi konusunda yardımcı olursan geri kalanı halledebilirim
Mark: hmm peki hangi sınıfta olduğunu biliyor musun ?
Lisa: malesef bilmiyorum
Mark ve Lisa konuşurken Cafeye yağmurun gazabına uğramış birisi içeri girer
Mark gelenin kim olduğunu görmek için kafasını çevirdiğinde hemen ayağa kalkar ve JB Aman Tanrım yine ne hallere düşmüssün dostum otur şuraya diyerek masayı gösterir o sırada lisa telefonuyla meşguldür ve JB kapşonlusunu çıkardığında Lisa masayı aniden ona doğru iter ve
" Neden burdasın sen " diyerek ayağa kalkar Mark olayı anlamamıştır ve ne olup bittiğini izlemeye başlar .
Mark: JB dostum bir sorun var
Lisa: JB demek he ne garip bir isim
JB: Sakin olur ve cafedekileri rahatsız etmeden beni dinler misin LİSA
Lisa: seni mi dinliyim , pardon ama yaklaşık 1 saat önce beni dinlemeden azarlayan bir kişi mi bana kendisini dinlememi söylüyor , ben gidiyorum mümkünse görüşmeyelim
Lisa tam masadan kalkarken JB " lütfen şuraya otur ve konuşalım ayrıca hava aşırı derecede yağıyor böyle hiçbir yere gidemezsin " diyerek lisayı masaya oturtur.
Lisa şöförüne mesaj attıktan sonra " şöförümün gelmesini bekliyorum ne anlatıcaksan anlat şimdi diyerek JB ye trip atar bir şekilde arkasını döner.
JB : Ama arkan dönük bir şekilde seninle iletişim kurmam zor olur
Lisa: Ben dinliyorum seni , böyle iyiyim
JB : Peki o zaman
JB sandalyesini Lisanın yanına çeker yağmur hızlı bir şekilde yağıyordur ve ikiside ilk 2 dakika camdan yağmuru seyreder Lisa dayanamaz ve " sanırım birşey söyleyecektin unuttun galiba"
JB gözlerini ayırmadan yağmuru izliyordur ve cevap verir " hayır unutmadım sadece düşünüyorum"
Lisa : neyi
JB: geleceği ne olacağımızı nasıl bir dünyada hapsolduğumuzu
Lisa: Sanırım şiir sınıfdansın
JB : anlamana sevindim
lisa : saol insanları anlayabiliyorum
JB : Hala bana sitem mi ediyorsun
Lisa: Sitem mi , hayır aksine daha kötüsü kızgınım senden nefret ediyorum ve sanırım şimdi gitmem gerek
Lisa tam çıkarken arkasını dönüp dönmeme konusunda kararsız kalmıştır ve çok sinirli olduğu için kapıyı hızlıca çarpar ve oradan uzaklaşır.
JB: sanırım bütün aşklar nefretle başlıyor hayatıma hoşgeldin LİSA......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİSENİN TATLI BELALARI
Teen FictionLisenin 5 belalı öğrencisini Düşünün...... Tamam tamam öyle değil Bunlar Tatli belalar Yani vurmalı dövmeli ya da şiddet Uygulamalı değil Tatlı karizmatik yakışıklı Eğlenceli ve AŞK DOLU ......