Sabahki utanç verici yakınlaşmadan sonra hiçbir şey olmamış gibi düşünmeye çalışıyordum fakat Cipher'ın sarılmasının verdiği o hissi düşünmeden de edemiyordum.
Doğrusu bunun beni rahatsız etmesi gerekirken anlamsız bi şekilde yüzümde gülümseme oluşturuyordu ve bu içimde yine anlamlandıramadığım bi' suçluluk duygusuna sebep olmuştu. Böyle hissetmek gerçekten alışık olduğum bir şey değildi ve elimden gelse elimi göğüs kafesimden geçirir avuçlayıp çöpe atardım.
Sabah Bill'in kollarının arasından çıktıktan sonra aptal bir şekilde ayakta dikilip içinde bulunduğum durumu düşünmeye başlamıştım.. Cidden kendimi bu duruma nasıl getirmiştim aklım almıyordu, bi' süre etrafa bakındıktan sonra eskiden eşkenar üçgen olan adamın üzerini örtmüş, sanki hiç birlikte uyumamışız süsü vermeye çalışmıştım.
Şu an duşta bütün bi olayı gözden geçirdikten sonra buruşmuş parmaklarım artık çıkmam gerektiğinin sinyalini vermeye başlamıştı. Saçlarımı geriye atıp suyu kapattım ve havlumu belime sardım. Küçük havlu ile de saçlarımı kuruluyordum, bu sırada aynanın önüne geçip buharı elimle temizlemiştim ki Bill-
Bill Cipher.
Bill Cipher tam arkamda kapıya yaslanmış ve kollarını birbirine bağlamış şekilde duruyordu.
Gördüğüm şeyin doğruluğundan emin olabilmek için arkamı dönüp tekrar aynaya bakmıştım ama evet bu yaşanıyordu. Ama neden?!
Bill gözlerini vücudumdan ayırmadan ve iyice süzerek zihnimde kendimle olan sohbetimde, kendime özel olan, özel hayatı her türlü taciz ederek zihnimin içine girip çok büyük anlamlar taşıyan sorumu sesli bi şekile yanıtlamaya karar vermiş olmalı ki dikleşerek elini kemerine uzattı..
Hayır, ne?
"İnsan boşaltım sistemi Çam Ağacı, belli ki vücudunun pekte malum olmayan yerlerine vuruyormuş acısı." sesi içimi ürpertmişti, yutkunarak cevap vermeye çalıştım.
Sinirlenmem gerekiyordu değil mi? Evet kesinlikle sinirlenmeliydim! Nefes almayı hatırladıktan ve kelimeleri bir araya getirme kabiliyetim yerine geldikten sonra sinirlenecektim tabiikide.
S-sen-" kaşlarını çatık yüzünde muzip bi sırıtış vardı.
Tek kaşını kaldırarak cevap verdi"Ben?"
"Aşağıdakini de kullanabilirdin!" sesim beklediğimden daha yüksek çıkmıştı.
Sonunda sinirlenebilmiştim, eh tebrikler Dipper.
Bill sanki beni daha fazla sinirlendirmek istermiş gibi omuz silkti "Ama kullanmadım."
İronik bi gülümseme ile şeytanı yanıtladım. "Evet görebiliyorum... AMA NEDEN?"
"Çünkü canım istemedi?" resmen beni çıldırtmak için yapıyordu!
Bill bana yavaş yavaş yaklaşmaya başlamıştı, gözleri beni süzüyordu ve bu sırada iyice yaklaştı. Onun her adımında geriye doğru adım atıyordum taaki lavabo buna izin vermeyene kadar. Elimi lavabonun kenarına yerleştirip dudağımı ısırdım. Bill dibimdeydi, kafamı kaldırıp yüzüne bakmak istemiyordum fakat bir eliyle çenemden tutup gözlerimizi birleştirdi ve biraz eğilerek yüzlerimizi eşitledi.Çok sürmeden gözlerini benimkilerden ayırdı ve çenemdeki elini alnıma yapışmış ıslak saç tutamına götürüp başparmağı ile arkaya ittirdi ardından suyun bıraktığı nemi sildi, o bunu yaparken ben ne yapacağımı bilemiyordum bu yüzden Bill'in kırmızıya çalan dudaklarına bakmaya başladım. Fazlaca yumuşak görünüyordu, ve sıcak. Kalbi bu kadar soğuk birine göre Bill'in görünüşüne neden kalbinin kötülüğü yansımamıştı?Bill tekrar o derin gözlerini benimkilerle birleştirdiğinde kalp atışlarım nedenini bilmediğim bi şekilde hızlandı.
Cipher yüzünü daha fazla bana yakınlaştırdığında dudaklarımız arasında 2-3 santim kalmıştı.Bill'in ılık nefesini hissedebiliyordum, dudaklarıma çarpıyordu. Ben de yavaş bi şekilde nefes almaya çalıştım o ise yönünü değiştirip kulağıma fısıldadı, "Çıldırtmak istesem farklı şekillerde de yapabilirim Çam Ağacı." sonra geri çekildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Ways~ Billdip
FanfictionBen Dipper Pines, baş düşmanımı uyandırmıştım. Sadece yapmıştım işte.