Yunanistan çok mutluydu(smutluk bişi olmadı sadece sovyet Yunanistan'ın boynunu öptü başka bişi yok.) eve doğru gitti.
~~~~~~~~~PAZAR GÜNÜ~~~~~~~~~
Türkiye ve Türk devletleri oklu atçılık ve kılıçlı atcılık(eskiden atalarımız napıyorlarsa onu yapıyorlardı işte) yapıyordu. Amerika sovyet İsrail Türk devletlerinin yanına gidip basket oynicaklardı. Tanikide Türkiye önceden haber vermediler çünkü hepsi piç. Türkiye'nin yanına gittiler. İçeri girdiler, içerde ahşap sandalyeler ve masa vardı. Bir duvarda sadece hayvan kafaları vardı en ortasında bir şömine sağ üste mumlar diğer kısımda mevlananın bir heykeli dönüyordu. Şöminenin karşısında kursa giriş yapmak için gerekli Eşalar vardı hemen arkasında bir tablo vardı. Tabloda Osmanlı imparatorluğu vardı. Sağında İki adet kılıç solunda ise ok ve yay vardı. Yerdede Türk halısı vardı. Resepsiyonda bir adam vardı. Siyah saçlı kahve renkli gözlü biraz esmer biriydi.
Adam;
-Merhaba sayın Amerika. Sanırım Türkiye ile görüşecektiniz. Üzgünüm o şuan kardeşleri ile takılıyor. Ama merak etmeyin geldiğinizi iletirim. Yada isterseniz şurda oturup onu bekleyebilirsiniz.
İsrail;
-HADİ AMA! AMERİKA GELMİŞ SOVYET GELMİŞ! BUNLARDAN HİÇ KORKMUYOR MU? SEN HİÇ KORKMUYOR MUSUN? İNSAN KORKAR!
Adam sinirli bir bakış atarak;
-Ben sadece Allah'tan korkarım! Sayın Türkiye'de sadece Allah'tan korkar. Bence sizi burdan kovmadığım için şükredin. Türkiye ve tüm Türkiye'de yaşayanlar senden Amerika'dan sovyet'den iğreniyor. Ve sırf saygısızlık olmasın diye Amerika'ya "sayın"dedim. Bunu bile hak etmiyorsunuz! Şimdi defolun!
Diyip kapıyı gösterdi. Çağresiz bir şekilde kapıya doğru yöneldiler. Ardından adamın arkadondaki camlı bölgede Türk devletlerin toplandıkları gözüküyordu. Bunu gören sovyet durdu.
Adam sinirli bir şekilde;
-Neden durdunuz?
Sovyet;
-Türk devletleri çıkıyor. Onları bekliyorum
Adam;
-Dışarda bekleyin.
Sovyet sinirli bir şekilde tam adama vurucaktı ki Türkiye arkasından bir kaç eklemine vurup onu etkisiz hale getirdi. Sovyet yere düşmüş hareket edemiyordu.
Türkiye kızgın bir ses tonuyla;
-SEN KİMSİNDE BENİM VATANDAŞIMA VURMAYA CÜRRET EDERSİN?
Amerika'ya dönüp;
-AMERİKA GALİBA BEN BOŞUNA NATO'YA GELDİM? BENİM ARKAMDA DURMUYORSUN? O ZAMAN NEDEN KATILDIM BEN BURAYA?
Amerika;
-Pardon Türkiye...
Türkiye;
-PARDON DİYEREK BİŞİ OLMUYOR!
Türkiye derin bir nefes alıp;
-Ekrem iyimisin?
Ekrem;
-Evet iyiyim sayın Türkiye ama biz burda sana canımızı vermek için burdayız.
Türkiye;
-Bundan eminim. Ama yinede sen benim vatandaşımsın seni elbette koruycam.
Amerika;
-Okuldaki neşeli tavrından eser Yok Türkiye.
Türkiye;
-Sanane?(hkjhjkbjkvj 👌)
Amerika üzgün bir şekilde gözlerini kaçırdı. Türkiye Amerika'ya dönüp;
-evraklar var. Onları imzalaman gerek.
Amerika;
-Tamam
Sovyet;
-Vayy koskoca Amerika Türkiye'nin yanında süt dökmüş kedi.
Türkiye;
-Şu kapıdan dışarı çıkılıyor sovyetciğim. Şimdi burdan siktir.
Sovyet ve İsrail kızgın bir şekilde dışarı çıktılar. Amerika ise Türkiye yi takip ediyordu. Türkiye kapıyı açıp içeri gir işareti yaptı. Amerika'da bunun üzerine içeri girdi.
Türkiye;
-Şu koltuğa oturtabilirsin.
Diyip kapının tam önündeki tahtadan yapılmış üstünde tahtadan geyik, bir kaç kağıt,kalemler ve birde yeşil bir lamba duruyordu. Masanın önünde iki tane karşılıklı deri koltuklar aralarında minik bir sehpa vardı. Masanın arkasında ise tekerlekli bir sandalye vardı. Hemen arkasındaki duvar ful camdı. Oradaki atlar, ok hedeflerini hemen arkasındaki orman gözüküyordu.
Amerika;
-Çalışma odan çok güzel.
Türkiye;
-Sana odama bak diye getirmedim. Evrakları imzala diye getirdim.
Diyip önüne evrakları koydu. Sonra masanın üstündeki telefondaki bazı tuşlara basıp;
-Elifciğim bana bir havlu birde su verir misin?
Elif;
-Tabi bay Türkiye.
Sonra telefonu kapatıp duvardaki aile resmine baktı. Ortada Osmanlı sağında Türkiye solunda Azerbaycan, Azerbaycan'nın yanında Ermenistan Türkiye'nin yanında Yunanistan ve diğer ülkeler gülümseyerek poz veriyorlardı.
Amerika;
-Bitti Türkiye
Türkiye;
-Tamam.
Kapıdan içeriye kumral saçlı kalemle saçını topuz yapmış mavi gözlü beyaz gömlekli siyah etekli ve siyah topuklu ayakabı ile uzun boylu biri geldi.
Elif;
-Merhaba Türkiye bey.
Diyip suyu masaya koydu. Havlusunda öndeki iki deri koltuğun sırt kısmına koydu.
Türkiye;
-Merhaba Elifciğim. Zahmet olmassa Amerika'ya çıkışa kadar eşlik eder misin canım?
Elif;
-Tabi efendim.
Diyip Amerika gülümseyerek baktı. Ve onu çıkışa kadar eşlik etti.
SOĞĞN
Çünkü aklıma konu gelmiyor. Neyse çok detaylı yazan biri değilim ama yazarım geldi hihihi. Bişi olmaz. iPad elime geçer geçmez bölüm yazdım değerimi bilin UwU. Ve iğrenç bölümler yazdığım halde beni destekleyen takipçilerime teşekkür ederim. Sizleri cidden seviyorum. Öbür bölümde görüşmek üzere bb
642 kelime
