Odama çıkıp bir duş aldım. Bu duş beni biraz da olsa kendime getirmişti.Saat 9'a yaklaşıyordu. Poşetleri açtım. Ve önce kırmızı elbisemi çıkardım. Gerçekten muhteşemdi. Ama hala abartılı mı değil mi ondan emin değildim.Ama bunu düşünmek için artık çok geçti.Banyoma girip saçımı kuruttum.Ve saçımı düzleştirmeye karar verdim. Hafif bir makyaj yaptım.Elbisemi giydim ve kahverengi dolabımdan küçük bir çanta çıkardım. Artık hazırdım. Yatağıma fırlattığım telefonum çalmaya başladı.Anlaşılan Elif gelmişti.Telefonu açtım,
Kuzum hazır mısın?
Eveeet o işi hallettim. Şimdi evden nasıl çıksam diye düşünüyordum.Acaba kendi camımdan mı çıksam,yoksa karşıdaki kilerden mi ımmm yoksa daha da riskli olsun diye annem uyudu mu diye kontrol edip normal insanlar gibi dış kapıdan mı çıksam.
İzin alamadın değil mi ?
Yok ondan ziyade kavga etmeyi tercih ettik.
Anladım. Nasıl istersen örümcek adam. Arkadaki kapıda bekliyorum.
Araban çok ortalarda durmasaydı.
Yok yok merak etme dut ağacının altına park ettim.
Tamam ben kendi odamdan çıkayım o halde.
Tamam bekliyorum.
Hemen odamdan çıkıp anneme baktım. Annemin odası koridorun sonundaydı.Aralık olan kapıyı yavaşça ittirdim.Annem yine uyumuştu.Bu sefer geceliklerini giymiş tabi.Kapıyı tekrar kapattıktan sonra, kilerdeki eski koltuğumuzun kullanılmayan kırlentlerini aldım.Kendi odama geçtim, kapımı kapattım.Hemen yorganın altına kırlentleri koydum.Annem yarı uykulu odama girerse anlamazdı. Tabi ki girmeyeceğinden adım kadar emindim de. Yine de tedbiri elden bırakmamak lazımdı.Küçük çantamın içine evin yedek anahtarlarını koydum biraz da para ve silinme ihtimaline karşı rujumu aldım. Bir şeyler yersem silinme ihtimali çok yüksekti.Çünkü hala açtım.Ve bir şeyler yiyeceğimden emindim.Camı sessizce açtım. Çantamı ve topuklularımı bahçeye doğru attım.Camımın hemen yanında olan dev dut ağacına doğruldum ve rahatlıkla ağaçtaydım. Artık buna o kadar alışmıştım ki. Tamam annem benimle ilgilenmiyor olabilirdi ama bir yerlere gitmeme de sırf para harcanacak diye ya da güzel vakit geçirmeyeyim diye izin vermiyordu. Ağaçtan yavaş yavaş indim.Çünkü üstümde her zaman ki kotum ve bol tişörtüm yoktu.Üstümde 450 TL ye aldığım kırmızı elbisem vardı. Ve yere yakınlaştığımda ağaçtan atladım.Çantamı ve ayakkabılarımı aldığım gibi. Hemen bahçeden çıktım ve Elifin arabasına bindim.
Ay ay ay kim bu güzel kız?
Ahahah abartma canım.Elbise güzel sadece.
Kendini çok hafife alma sende.Partide ki herkes sana bayılacak.Derken bir yandan da arabayı çalıştırdı ve yola çıktık.
Aman boş ver onları.Zaten sırf senin için geliyorum.
Sen var ya bir tanesin. İyi ki senin gibi bir dosta sahibim.
Şımartma beni bak.Tepene çıkarım he. Gülüştük.
....
Gerçekten bende iyi ki onun gibi bir dosta sahiptim.Diğer zenginler gibi , burnu havada ve insanları küçümseyen birisi değildi.Bu arada onunla tanışmamız da tam bir fiyaskoydu.Benim part time çalıştığım kafeye Ali'yi görmeye gelmiş.Onun yanına gidecekken Ali'nin yanına bir kız oturmuş ve o da orada dikile kalmıştı.Ben de o sırada olanları izliyordum.Sonra koşarak tuvalete gitti. Ben de siparişleri aldım ve tuvalete yanına gittim.Ağlıyordu.Tüm kapıları çaldım ve hangi tuvalette olduğunu anlayınca kapıya bir kez vurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutlu Son ?
Random"Beni kurtardığın için, teşekkür ederim." "Saçmalama! sadece odamda yapmayın diye engel oldum." "Ne ???" "Doğru duydun. Yoksa bana ne ki"