Bu aralar multideki şarkıyı çok dinliyorum sizinlede paylaşmak istedim. :)
~
Sabah gözümü açtığımda tüy gibi hafif yatağımdan prensesler gibi kalktım demek isterdim lakin süpürge sesiyle uyandım.
Gözlerimi açıp mırıldandım. "Allah'ım iki gündür beni sınıyorsun farkındayım, en sevdiğin kullarından biriyim onunda farkındayım ama lütfen yani ; uyku canım bu !"
Odamın kapısının diğer tarafından kapıya bir kaç kez vurulan süpürge daha sonra uzaklaştı.
Tip tip kapıya bakarken yine söylendim. "Sanki korku filmi çekiyoruz. Anne tamam korkutucusun ama beni sal. Sal beni bi' ya..."
Tam gözlerimi kapatmıştım ki annem odaya süpürgeyle girdi. "Kalk kız öğlen oldu."
Yavaşça kafamı komodinimde ki saatime çevirdim. Tahmin ettiğim gibi sabahın altı buçuğu. Anneme dönüp artist artist baktım. "Anne sen Avrupa saatiyle mi çalışıyorsun ? Ben Türkiye'de yaşıyorum."
Annem hızlı hızlı konuşmaya başladı. "Sus kız anneye laf yetiştirilmez git içeri kahvaltını yap, sekiz buçukta sette olman gerekmiyor mu senin ?"
Yastığı kafamın altından alıp yüzüme bıraktım. Yaz, yaz serin tarafı iyi gelmişti. "Bir de o vardı değil mi ? Ben diziyi bıraksam mı ya ?"
Annemin duvara atılan terlik sesini duydum. O terliğin sesini fizanda bile olsa görmeden tanıyabilirdim. "Tamam, gidiyorum."
Çarşafımın çekiştirildiğini hissetmemle yastığı biraz kaldırıp kafamı aşağı çevirdim. Annem çarşafımı süpürüyordu. "Of tamam kalktım ya !"
Hala yatmaya devam edince pijamalarımı süpürgeye çekmeye başladı. Yine yastığı kaldırıp anneme baktım, gülüyordu. "Yılın komedyen ödülünü yanlış kişiye vermişler anne, valla bak..." Ayağa kalkıp içeri doğru yöneldim. "Sen oraya gitsen var ya üühü... Tozu dumana katardın he."
Babam masanın yanı başında gazetesi önünde oturuyordu. Birden başını kaldırdı. "Ankara neyleriyle meşhur ? P'yle başlıyormuş."
Pavyonlarıyla.
"Bilmem ki."
Babam gülümsedi. "Aferim, pavyon demeni beklemiyordum zaten. Benim masum kızımm..." Diyip beni yanına çekmişti. Yanağıma sulu bir öpücük bıraktı. Masumca gülümsedim. Valla annemin kızıyım diye demiyorum ama bende az piton değilimdir yani...
Sessizce kahvaltımızı yedikten sonra hazırlandım ve oturma odasının kapısından kafamı sokup içeri seslendim. "Anne, baba ben çıkıyorum. Bugün geç gelebilirim, yeni dizi ya."
Annem komodinin üzerinden su ve küçük bir şey almaya çalıştığında hemen olayı kapıp, kapıya fırladım.
Ayakkabımı bağlamaya çalışırken bir el diğer giymediğim ayakkabımı çekti. Serçe parmağın sehpaya çarpsın Şimal ! Bunu nasıl düşünemedin !
Kendime beddua etmek en iyi hobilerim arasında yer alır, efenime söyliyim...
Anneme acıklı çocuk bakışlarıyla baktım. 'Anne sette öksüz, bi çare senaryo kağıtlarım beni bekliyor. Allah rızası için izin ver gideyim.'
O da kafasını iki yana sallayıp, bakışıma 'Olmaz Şimal iç şunu.' bakışı attı.
Ofladım. "Ver, tamam."
Gülümseyerek suyu bana içirdi. "Afferim, yarasın kızıma. Hadi yeni dizin hayırlı geçsin kuzum."
Boğazımdan geçen belli belirsiz sert bir şeyle anneme tereddütle baktım. "Pirinç miydi o ?"
Annem kapıyı kapatırken hızlıca konuştu. "He pirinç, ayriyeten yemezsin diye içine attım."
Kadın zeki ama ben aptalım hiç suyun içine bakmadım ki.
"Gittim ben hadi bay bay."
Koşa koşa caddeye çıktım ve bir taksi çevirdim demek isterdim ama bizim burda taksi ne gezer ?
Otobüs durağında otobüsü beklerken saate baktım, saat yediyi kırk beş geçiyordu. Yani geç kalıyordum.
Gelen otobüs çok doluydu ama binmem gerekiyordu. Sıkış tepiş giderken sırtımda bir sertlik hissettim. Kafamı çevirince bir itin pis pis güldüğünü görmem bir oldu.
Çantamı kaptığım gibi vurmaya başladım. "SAPIK !"
Herkes bize doğru dönerken yandaki gençler olaya müdahale ettiler. "Hanımefendiyi rahatsız mı ediyorsun birader !"
"Abi valla öyle değil." Falan derken bir anda otobüste kargaşa çıktı. Yan koltukta oturan yaşlı bir teyze de oradan bağırarak elini savuruyordu. "Burnuna vurun burnuna."
Teyzeye döndüm. "Teyze, sende dur bi' Allah aşkına ortalık zaten karışık."
Teyzede alınmış gibi başını cama çevirdi. "Bir şey mi dedim canım ben, sende..."
Ama bu vicdan terk hareketidir. Hiç düşünmeyin bu gençler üzülüyormuş falan...
"Geri çekilin be, bende vurucam sanki size oldu." Hepsi geri çekilirken bir anda hassas bölgesine tekme atmamla erkeklerin hepsi canları acımış gibi kafalarını çevirdiler. O kadar koordineli yapmışlardı ki, o an taciz edilmesem bayağı gülerdim.
O an kapının açılmasıyla otobüsten indim. Caddeden geçen taksilerden birini çevirdim. Sete vardığımda her zaman ki gibi kargaşa vardı.
Stilistimiz elinde elbiselerle koştururken bir anda beni görmesiyle bana doğru koştu.
"KIZ !? SEN NEREDESİN HA SABAHTAN BERİ !? YEMİN EDİYORUM STRESTEN CİLDİM KIRIŞ KIRIŞ OLDU." Odaların orada ki görevlilere bağırdı. "ÇARPIKLAR, GELİN ALIN BUNU GİYİNSİN."
Gülerek söylendim. "Millete öyle demesene Yiğit !"
Boynundaki fularının ucunu sallayarak yanımıza gelen görevliyi gösterdi. "Kız baksana şuna çarpık işte ! Anam bunun ablası da böyle çarpık, genetik galiba..."
Kız uyarıcı bir şekilde konuştu. "Yiğit bey."
Yiğit yüzünü buruşturdu. "Aman, sende... Tamam, al git bunu, hadi."
Yavaş yavaş yürüyünce bir anda bağırdı. "KIZ KOŞSANIZA ! SANKİ SETE EN SON GELMEMİŞ GİBİ YÜRÜYOR BİR DE."
Bende sinirlenip bağırdım. "AMAN YİĞİT, GİDİYORUM İŞTE !"
Bir anda geri çekilip beni süzdü. "Tamam canım, ne kızıyorsun."
Bende söylendim. "Kızdırma o zaman !"
Yüzünü 'sen çok biliyorsun !' gibisinden buruşturdu. "Ben birisini kızdırmam canım, çok isterse kendi kızar. Bu muhteşemliğimle bir de milletin çarpıklarını mı sinirlendireceğim, daha neler..."
"Muhteşemlik mi ?" Diyip bende onu süzdüm.
Bir anda çirkefleşti. "KIZ SENİN O AĞZI BÜZÜK DUDAĞINI KOPARIRIM."
Ben yanımda ki görevliyle gülerek odaya koşarken, diğer görevlilerde Yiğit'i sakinleştiriyordu.
Odada makyaj ve kıyafet hazırlanırken bir yandan da senaryoma çalışıyordum. Bir yandan da moralimi yüksek tutmaya çalışıyordum yoksa her an taciz olayı yüzünden ağlayabilirdim. Bu gibi olaylar bana keşke insan olarak doğmasaydım dedirtiyor...
~
Vay canına, bu kadar kısa sürede 2 bölüm ? :)
Herkese tünaydınn...
19.07.2020

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARADOKS
Non-FictionTanıdık şarkıyla beraber arkamı döndüm. Bir tane modifiyeli Tofaş kaldırım kenarına park etmiş, ön kaputuna iki tane genç yaslanmış ellerinde tesbihlerle çalan şarkıya eşlik ediyorlardı. Allah'ım, acı çekiyorum şurada ya ! Sinirle ayağa kalktım ve t...