Bölüm 1

16 2 8
                                    

Bağımlılık yapan bir L&M müziği :Dd

Sahilde yürürken düşündüm. Neler olacaktı şimdi ? Bir banka yavaşça çöktüm. Hırçın denizi seyretmeye başladım. Nereden düşmüştüm ben buraya ? Bu gönül harbinin ortasında dımdızlak kalakalmışken hiç yara almadan çıkabileceğimi nasıl düşünebilmiştim ben ? Burukça gülümsedim. Ahmağın tekiydim !

Kendimi Çanakkale cephesinde öleceği bilindiği hâlde son bir umut hekime yetiştirilmeye çalışılan asker gibi hissediyordum. Her yeri kan revan içinde olmasına rağmen “Vatan sağolsun da...” düşüncesinde, sevgilisinden ayrılmanın hüznü gönlünde, anasının hasreti burnunda tüten asker gibi...

Hislerimden hikayeme gelirsek ; sözlüm tarafından aldatılmıştım, aman ne kadar orjinal bir ayrılış şekli (!)

Derin bir nefes aldım. Nedense üzülemiyordum. Gözyaşlarım akıyorlardı, ama neden ? Niçin bu hüzün yaşları ? İyi de gönlümde ne bir his, ne de bir başka şey... Hiçbir şey yoktu ki !

Hiçbir düşünce olmayan kafamın içi birden nedenler ve niçinlerle dolmaya başladı. Nedend-

(Multiyi burada açabilirsiniz.)

Arkadan bir müzik sesinin yükselmesiyle kaşlarımı çattım.

Bu ne yahu ! Az melankoliye saygı ! Bari Neşet Ertaş açsaydınız haysiyetsizler !

Tanıdık şarkıyla beraber arkamı döndüm. Bir tane modifiyeli Tofaş kaldırım kenarına park etmiş, ön kaputuna iki tane genç yaslanmış ellerinde tesbihlerle çalan şarkıya eşlik ediyorlardı.

Allah'ım, acı çekiyorum şurada ya !

Sinirle ayağa kalktım ve topuğumu yere vura vura arabanın yanına gittim. Sertçe tamponuna geçirmek için bacağımı kaldırmışken ikiside bir anda atıldılar.

“Aman abla ne yapıyorsun, kaç para o sen biliyor musun ?”

“Bağyan biraz öteye çekilir misiniz rica etsem !”

Şansımı kullandığım yere bak ! Kibar kekolara denk gelmiştim.

Kaşlarım çatık bir şekilde sinirlice konuştum. “Oğlum gidin başka yerde söyleyin şarkınızı ! Acı çekiyoruz şurada !”

Saçlarını dikmiş olanı gülerek konuştu. “Ahmet Kaya açayım mı ablam ? Ağlamışsın falan hiç yakışmıyor valla.”

Burnumu çekip mırıldandım. “Aç.”

~

“KAÇ KADEH KIRILLDI SARHOŞ GÖNLÜMDEEĞEĞ, BİR TÜRLÜ KENDİMİ AVUTAMADIIĞĞM...” Hem ağlarken hem de söylerken keko kardeşlere doğru plastik bardağımı kaldırdım. “Şerefsizler için şerefe gençler !”

Onlarda bardaklarını kaldırdılar. “Eyvallah ablacım.”

“Helal be abla ! Demek o ite rağmen hâlâ ayaktasın.”

Burnumu çektim. Kaputa bir bakış attım. “Aslında şuan kaputta oturuyoruğm pek ayakta sayılmağm.”

Saçını dikmiş olan yani Mustafa içini çekti. “Abla sarhoş mu oldun ?” başımı onaylarcasına sallayınca devam etti. “Ol anasını satayım ! Bizi üzenlere inat içelim bu gece ! Başınıza yıkılsın o egonuz !”

PARADOKSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin