Güneşli bir gündü, parkta çocuk sesleri yükseliyordu. Birbirini kovalayan, kaydıraktan kayan, salıncakta sallanan çocuklarla doluydu park. Parkın ilerisinde kocaman bir çınar ağacı ve ağacın gölgesinde oturan iki genç. Parktan yükselen sesleri dinlerken dondurmalarını yiyorlardı. Kyungsoo çikolatalı dondurma yerken, jongin vanilyalı yiyordu. Kyungsoo birden gülmeye başlayınca jongin utanç içinde başını eğip sızlanmıştı.
Flashback
Kyungsoo ve doktoru konuşurken, kapının aniden açılmasıyla irkilmişlerdi. Kyungsoo kapıdan giren kişi ile şok olmuştu. Çünkü gelen kişi nefes nefese kalan jongindi. Jongin odaya hızla girip doktora bakarak konuşmaya başlamıştı.
- Merhaba ben kim jongin, kyungsoo'nun en iyi ve tek arkadaşı. Onunla ilgili herşeyi biliyorum. Bu yüzden size yardımcı olabilirim diye düşündüm. Ve buraya geldim. Umarım sakıncası yoktur. Hem kyungsoo'yu ilgilendiren herşey beni de ilgilendirir.
Diyip kyungsoo'nun yanına oturmuştu. Kyungsoo ve doktor sehun şaşkın bir şekilde esmer gence baka kalmışlardı.
Flashback end
Kyungsoo doktoru ile konuşması jongin tarafından yarım kalmıştı. Konuşmayı başka bir güne ertelemek zorunda kalmışlardı. Çünkü ne kyungsoo, ne doktor sehun, ne de bay ve bayan do jongini dışarı çıkartabilmişlerdi. Bay ve bayan do doktorla konuşmak için klinikte kalırken, iki gençte biraz dolaşmak istemişlerdi. Bu yüzden şimdi oturdukları parka gelmişlerdi.
- Gülme artık kyungsoo yeterince rezil oldum zaten, bide sen daha beter etme beni.
Kyungsoo gülen gözler ve kalp dudakları ile jongine bakarken, jongin ne yapacağını şaşırmıştı. Kalbi yine hızlı hızlı atmaya başlamıştı. Artık bununla başa çıkamıyordu. Kyungsoo yanındayken ve özellikle kyungsoo gülerken kalbi neden hızlanıyordu bilmiyordu. İlk defa jongin kyungsoo'yu öpmek istemişti. Hemde kalp dudaklarından. Hemen bu düşüncelerinden arınıp önüne dönmüştü jongin.
************************************
Gene sıkıcı bir okul günü daha başlamıştı. Bugün bide herşeyin üstüne fizik sınavı vardı. Kyungsoo bugün daha ne kadar kötü olabilir diye düşünürken, suho'yu kendine bakarken yakalamıştı. Yine! Nereye baksa, nereye gitse onu görür olmuştu. Kyungsoo'nun aklına birden suho'nun onu koruduğu gün söylediği söz gelmişti.
Flashback
Suho jonginin sırasından kalktıktan sonra, kyungsoo'nun kulağına fısıldadı.
- sen çok güzelsin kyungsoo, bu sınıftaki kızlardan daha güzel. Bu yüzden hep gülümse, sana somurtmak yakışmıyor.
Flashback end
Kyungsoo aklına gelen sözle birden kızarmaya başlamıştı. Suho'nun neden böyle davrandığını anlayamamıştı. Daha önce hiç onunla konuşmak için hiç iletişime geçmemişti. Suho kyungsoo'nun yanına ilerlerken kyungsoo ise panik olmuştu.
- Merhaba kyungsoo, nasılsın dün okula gelmedin. Hastalandın mı? yoksa. Aslında sana mesaj atacaktım ama numaran yoktu. Numaranı verir misin? Artık arkadaş olduğumuza göre verirsin herhalde.
Suho gergin bir şekilde konuştuktan sonra umut dolu gözlerle kyungsoo'ya bakmıştı. Kyungsoo ne yapacağını bilmeyen şaşkın ördek yavrusu gibi bakakalmıştı. Ama yineden telefonunu suho'ya uzatmıştı. Suho sevinçle kendi numarasını kaydedip kendine çağrı bıraktıktan sonra kendi telefonuna da kyungsoo'yu kaydetmişti. Suho kyungsoo'ya teşekkür edip yanından ayrılmıştı.
************************************
Sessiz genç tek başına oturmaktan sıkılmıştı. Jongini bulma ümidi ile okul koridorlarında dolaşıyordu. Birden bire müzik sesleri duymaya başladı. Ses müzik odasından geliyordu. Odaya doğru yaklaştıkça müziğin sesi daha da yükseliyordu. Yavaşça yaklaşıp kapıyı aralamıştı kyungsoo. İçeride jongin vardı. Gördüğü görüntü karşısında mest olmuş bir şekilde jongini izlemeye başladı. Bitter çikolatası dans ediyordu, vücudu çok estekti. Kollarını, bacaklarını, belini o kadar iyi kıvırıyordu ki vücuduna çok hakimdi. Kyungsoo bu haraketleri denemek istese bir yerini inciteceğini biliyordu. Müzik son bulup jongin final pozunu verince, kyungsoo alkış tutmaya başladı. Jongin kapıya hızla dönüp kyungsoo ile karşılaşınca gülümsemeye başlamıştı. Jongin havlusunu alıp terini silerken kyungsoo'ya doğru ilerledi.
- Hey yine mi gizli gizli beni izliyorsun. Ee nasıldım? İyi dans ediyor muyum?
" Hah! Birde sormuyor mu? Beni nasıl etkilediğinin farkında değil galiba. Vücududa iyice gelişti ya, kol kaslarına bak, anam karın kası mı? görüyorum. Esmer terli teni oyy bana bişiler oluyor. Düşünme kyungsoo başka şeyler düşün, çiçekler, böcekler evet evet başka yerlere bak hatta."
Kyungsoo kendi içinde konuşup tartışırken yüzünün kızardığının farkında değildi. Jongin kyungsoo'ya yaklaşıp avuç içiyle yanaklarını kavramıştı.
- Kyungsoo yüzün kızarmış, ateşin mi çıktı, hasta mısın? Hadi revire gidelim.
Jongin kyungsoo'nun kolunu çekiştirirken, kyungsoo onu engellemeye çalışıyordu. Ona iyi olduğunu, hasta olmadığını ifade ettikten sonra jongin üstünü değiştirip kantine doğru yürürken bugün ki fizik sınavı hakkında konuşuyorlardı.
➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿➿