48HiLeon - Bölüm 1

1.7K 42 51
                                    

Bu bölüm kafasikarisikb ithaf edilmiştir

Leon öğrendiği şok etkisi yaratan ama aynı zamanda içten içe tahmin edip yok saydığı gerçekler eşliğinde Cevdet ile beraber odasına girdi.
"Kuvvacı olduğunuzdan hep şüphelenmiştim." diye başladı sözlerine.
"Bolşevikleri bile bile ihbar etmediğinizi öğrenince emin oldum, siz kuvvacısınız. Babamın katilisiniz."
Tokat gibi yüzüne çarpan gerçek, Cevdet'in bir kuvvacı olması değil, babasının katili olmasıydı. Her ne kadar sağ iken anlaşamasalar da, babasıydı Vasili.
Cevdet cevap vermek yerine, yalnız gözlerinin içine bakıyordu delici mavi gözleriyle. Bu daha çok harladı Leon'un içindeki öfke alevini.
"Konuş. Bir şey söyle."
Onun da ağzından duymak istiyordu.

"Ne söylememi istiyorsun?"
Cevdet'in konuştuğunu işitir işitmez
"Gerçeği söyle." dedi dişleri arasından.
"Gerçeğin ne olduğunu biliyorsun Leon."
"Ben senden duymak istiyorum."

Karşısındaki rahat tavrı Leon'un daha önce hiç beslemediği, yüreğinde barındırmadığı kini kalbine enjekte ediyordu. Her hareketinde biraz daha karartıyordu içini. Biraz daha yakıyordu canını.

"Ben Yunan General Cevdet değil, kuvay-ı milliye mensubu Miralay Cevdet'im. Dolayısıyla Atina için değil, Ankara için çalışıyorum. Yunan zaferi için değil, Türk milletinin zaferi için çaba gösteriyorum.  Ve bugüne kadar ne yaptıysam bu hain, alçak işgali bitirmek ve vatanımı hürriyetine kavuşturmak için yaptım. Bu uğurda Yunan cephaneliği de patlattım, yakınlarıma karşı süngü kullanılmasını da emrettim. Seni ve arkadaşlarını da aynı sebeple ihbar etmedim Leon."

Birer birer geçmiş görüntüler geçmeye başladı aklından. Hangarın patladığı geceyi, o günün sabahında karşılarına Türk milleti ve Hilal dikildiğinde beraber kaçmasına yardım ettikleri asker hakkında Hilal tarafından tehdit edilişini, ardından Cevdet'in gelip havaya ateş açtırması...

"Aileniz biliyor mu? Biliyor mu onlar..." diye sorarken hiç istemediği halde çaresiz ve bitkin çıktı sesi.

"Bir tek Azize... Onun öğrenmesine mani olamadım."
"Siz... Siz ailenizi sizden nefret etmesine, bir vatan haini olarak bilmesine göz yumdunuz."
Hilal'in dik durmaya çalışsa da, içten içe babasına duyduğu sevgi, onu nefretle örtme çabası geliyordu aklına. Nasıl kıyabilmişti evladına?

"Birbirimize ne kadar da benziyoruz, öyle değil mi? Senin üzerindeki üniforma da, benimki de tamamen bir maske. Bizim gerçek hayallerimizi, gerçek gayemizi temsil etmiyor."
Leon kaşları havada, gözlerini yeniden dikti onun gözlerine. Söyledikleri hoşuna gitmemişti.
"Sen de bu işgal bitsin istiyorsun, bu savaşa son vermek istiyorsun. Bende. Aynı taraftayız aslında. Haklının tarafındayız."

Leon alay edercesine güldü.
"Hak... Haktan, hukuktan bahsetmeyin bana. Siz benim babamı öldürdünüz."
Ve söylemişti. Ona şu an kustuğu öfkenin asıl nedenini adeta haykırıyordu karşısındaki adama.

"Madem beni öldürecektin, neden hapishaneden kurtardın? Neden kurşuna dizilmeme müsaade etmedin?"

Gözlerini kaçırdı Leon.
"Kişisel meselem sizinle, Miralay."

Silahını kılıfından çıkardı. Kurşunu yuvasına yollayıp Cevdet'e doğrulttu. Ya şimdi onu öldürerek babasının intikamını alacak ya da korkaklık edip bunu beceremeyecekti. İlk seçenekten yana kullandı tercihini. Ateş etmek için parmağımı hazırladı. Karşısında hiçbir şey yapmadan ona bakan adamı dahi fark etmezken, aniden Hilal'in görüntüsü geldi gözleri önüne. Nefretle örtmeye çalıştığı halde babasını çok sevdiğini biliyordu. Bunu ona yapamazdı.
Namlunun ucunu havaya kaldırıp ateş etti.

Tahayyül - Tek Bölümlük HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin