KAÇIŞ

464 82 40
                                    

2.BÖLÜM

DUYURU 

lütfen yorum yazın beni aydınlatın ve hikayem beğenilip beğenimiyormu bunu göstermek için voteleyin lütfen önemle rica olunur..

KAÇIŞ

1 YIL SONRA GÜNÜMÜZ

‘’…eline ulaşmadı! Bundan eminim…’’

‘’9 Ay içinde bir tane mi mektup geldi? Bence Hazal mektupları önemsemiyorr’’ dedi büyük dedem

Ben ‘’Bu şekilde devam edemem artık.Ona 1 yıldır her gün mektup gönderiyorum.’’ Dedim. evet 1 yıldır hergün ona yazdım.Ama sadece bir kere cevap geldi Hazaldan. Hep mektupların başına bir şey geldi de eline ulaşamadı da ondan cevap gelmiyor falan diye düşünüyodum.Kendimi kandırıyordum aslında.Hazalın beni umursamadığına hatta en kötüsü unuttuğuna inanmak istemiyordum.Bu olamaz çünkü.Hazaldan bahsediyorduk sonuçta ne olursa olsun beni umursar o.Bu saçma sapan düşünceleri beynimden çıkarmalıyımmm artıkkk…Büyükdedemin sesiyle irkildim.

‘’Haydi kalk dicle biraz mutlu oll…1 2 3 4 ,1 2 3 4 ‘’ diye spor yapıyordu. Büyükdedemin bu kadar uzun yaşamasına şaşırılmamalı her sabah dinç kalmak için soğuk suyla banyo yapar,uzun yürüyüşlere çıkar,sporunuda hiç ihmal etmezz.Bense şurdan şuraya su içmeye bile zorunluluktan kalkan bir kızım.Bazen üvey evlat mıydım diye düşünmüyor değilim… İçimdeki sıkıntıyla hazalın 3 ay önce gönderdiği mektubu okuyordum. Ondan once ya da sonra bir tane bile mektup göndermemişti Onun bana yazdığı tek mektup…Mektupta;

‘’Bu yaz çok sıcak ve yolculukta yorucu olacağından dolayı gelemeyeceğim.burada çok sayıda ısıtma ve soğutma yerleri var.bu yüzden burası çok rahatt. Sokaktaki reklam panosu penceremden görünüyor.Sana benziyor. bu yüzden sana bu karpostalı yolluyorum.Kendine iyi bak… Hazal’’.

Gıcık şey yaaa reklam panosunda oyuncak ayı resmi varrrr!! ….Bunların bir açıklaması olması lazım.Yoksa hazal bu kadar duygusuz değildir yani mutlaka bir şey olmuş olmalııı.. Benim bir şeyler yapmam lazımm. Onu çok merak ediyorumm .Sadece bir kere iyi olup olmadığını görmek istiyorum,Ama nasıl Türkiye de değil lanet olasıca bu okul taaaaa Amerikada. Oraya nasıl gidebilirim kiii?.Hiç mümkünatı yokkk sıkışıp kaldım burdaa… Akşamın karanlığı uzanmakta olduğum yatağın içini doldurmuştu.Bu kadar erken uyumazdım benn. Evde tek başıma olduğum için uyumak zorundaymış gibi hissediyordum kendimi.Küçükkende böyleydim yalnız kalmaktan korkardım.Sanki hep yalnız kalacakmışım gibi. Büyükdedemin acil bir işi çıktığı için dışarı çıktı.Aslında onun öyle önemli işleri yoktur.Bu ilk kez oluyor. Nereye gitti acaba onu da çok merak etmeye başladım artık.Bedenimin yorgunluğuna daha fazla dayanamıyordum. Göz kapaklarımın direnci yavaş yavaş kırılırken kapının açılma ve kapanma sesini duydum.Tam yatağımdan kalkarken Büyükdedem odama girdi ve alalacele

‘’Hazalı görmek istiyor musun diclee? Diye nefes nefese konuştu.Ben kalakadım. Ne diyeceği mi şaşırdım. Büyükdedem bana cevap bekleyen gözlerle bakarken benim ağzımdan sadece ‘’Evet’’ kelimesi döküldü. Nasıl gidebilecektim ki? Burada Antalyadan Ankaraya gitmekten bahsetmiyorduk Amerika bu boru mu?

Büyükdedem ’’Hazırlan o zaman dicle 1 saat sonra gidiyorsun’’ dedi Ben ‘’Na Nasıl yani Büyükdede sen gerçekten iyice bunamaya mı başladın. Ben Amerikaya nasıl gidebilirim? Pasaportum,yeşil kartım,vizem üstelik paramm hiçbir şeyim yok ki benimm.’’ Dedim.. Upss sanırım onu çok kızdırdımm.

ALİCEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin