ALİCE AKADEMİSİNE HOŞ GELDİN!

284 20 10
                                    

 Yeni bölümü sonunda yayımladım. Son sınavlar yüzünden yazamamıştım sonunda yazdım 1 günde 6 sınavım vardı düşünün halimi Voteler gelsin :D Yorumlarınızada ihtiyacım olduğunu unutmayın :)

3.BÖLÜM

Kara kedi gibi girdin aramıza tey teyy kara kedi gibi girdin aramıza. Al kızını koy çuvala al kızını koy çuvala salla salla vur duvara salla salla vur duvara.

Allahım ben ne saçmalıyorum yaaaa. Sanırım fazla ekşın bende kafa yaptı.İç sesim kafayı yemiş bir durumda. Gördüğüm ve duyduğum şeylere anlam veremiyorum. Böyle bir şey mümkün değil, olmamalı, fizik kurallarına aykırı birkere! Onun Alisi ateşmişmişte falanmışmışta yalan! Kafayı yemiş bunlar tımarhanelikler.Zaten bende suyum da saklıyorum işte naparsın şimdi bedava kullanmaya falan kalkarlar neme lazım.Bu aralar zaten herşey ateşpahası. İçime büyükdedem kaçmış gibi hissetmeye başlıyorum artık yaaa yeter!

‘’Şunu söylemeliyim ki Ecmelin artistik hareketleri fazla olmaya başladı!’’ dedi bay kurtarıcım adını öğrenmem lazım artık ta şimdi sırası değil, malum ateşvari durumlardayım da biraz. Tam konuşmak için ağzımı açmışken kurtarıcımın cebinden çıkardığı fasulye tohumuna benzer şey birden büyümeye başladı ve sanırım bir kırbaca dönüştü.Gerçekten artık neler oluyor burda? Bunu sormaktan sıkıldım ama bu kadarıda fazla.

Kara kedi maskeli çocuk yıkık duvarların üstünden yola atlamaya çalışırken

‘’Ecmel! Artık çizmeyi fena aştın’’ diye kurtarıcım bağırdı. Eline doladığı kırbacı Ecmel’in ayaklarına dolayıp onu yola attı. Düştüğü an yüzündeki maskesi de düştü. Ben olayları şaşkın ördek yavrusu gibi izlerken ‘’ Bahse girerim Ecmel o sevimli yüzün artık o kadar da sevimli değildir he.’’ Dedi kurtarıcım.

‘’Sii Siz nasıl böyle birşey yapabilirsiniz ‘’ dedim ve Ecmel’in yanına doğru koştum. Okuldan kaçmaya çalışan biri sadece o. Böyle kırbaç olayları falan fazla.

‘’Heyy! Iyi misin?’’ dedim. Ecmel gövdesini yerden kaldırıp Nefretten başka bir duygu kırıntısı göremediğim gözlerle beni incelemeye başladı.Ben de onu inceliyordum. O kadar, o kadar güzel bir yüzü vardı ki. Hayatımda böyle birini ne gördüm ne de duydum.Hiç kimseye benzemiyordu.Bu zamana kadar gördüğüm taş erkekleri aklımda sıralamaya başladım ama hiçbiri onun yanından bile geçemezdi.Ama oysa o beni sanki iğrenç bir varlıkmışım gibi inceliyordu. Bu kadar da kötü biri değilim yani fena sayılmam.

Ecmel birden yerdeki elinden kıvılcım oluşturdu.Bana bakıp pis pis sırıttı. Ben ne var! bakışı atarkene. Aha aha aha şimdi anladım bay kurtarıcıma fırlatacak!!! Ama zeki kurtarıcım ondan önce davranıp Ecmelin elini ezdi ve ‘’Alice’ini kullanıp kaçmaya çalışabilirsin ama bu olmayacak bunu kafana sok. Daha Alice’ini kullanmadan, benim Alice’im tarafından mağlup edileceksin.’’Ecmel çok pis bakıyordu korkmadım desem yalan olur valla.’’Hah bunu eğlenceli buluyorum aslında bu yüzden denemekte özgürsün’’ diye devam etti.Ecmel ‘’Lanet olsun! Seni pislik.’’ Dedi. Yuh ben bir öğretmene böyle desem şimdiye okuldan atılmış tarlalarda işçi olmuştum.Büyükdedem ve onun ceza yöntemleri iştee.

Kurtarıcım Ecmel’in yanına çömeldi ve elini Ecmel’in çenesinin altına koyup ‘’İltifatın için teşekkürler’’ dedi ve Ecmel’in kulağına doğru üfledi. Bu nedir ya? çocuk küt diye gitti. Sanırım çok narkozumvari bir sesi var.Ne saçmalıyorum ben. Diyorum işte fazla ekşın alışık olmadığım için bende kafa yapıyor...

Ecmel’i, Kurtarıcım sırtına atıp bana döndü ‘’Kargaşa için kusura bakma...Eee hadi gidiyor muyuz?’’ dedi. Ben olayların şaşkınlığını üzerimden atamamışken bu soruya şuan hazırlıksız yakalanmıştım.Sadece kafamı sallayıp onu takip etmeye başladım. Akademinin kapısının önüne gelmiştik.Kapıya uzun uzun bakmaya başladım.Çok çok büyük bir okul.Bu yer…bu Alice akademisi…Ne çeşit bir yer burası!?

Güvenlik Görevlisi Kurtarıcımın işaretiyle kapıyı açtı adama ‘naber gelmedi senden bi haber! hani giremiyordum’ bakışı attım.(Nasıl bir bakışsa bu :D) Çok sinir etmişti beni.

Kurtarıcım‘’Alice akademisine hoşgeldin! Dicle Soykan.’’ dedi tebessüm ederek.Ben ona şaşkın bakışlarla karşılık verdim. Bu burası Hazal’ın gittiği okul.Vay bee gerçekten çok büyük… Yol uçsuz bucaksız görünüyor. Yolun sağı ve solu sık ağaçlarla çevrili gerçekten ama gerçekten çok güzelll.

Bir binanın önüne geldik tabelada ‘’Uluslararası Alice Araştırma Enstitüsü Okul Müdiriyeti’’ yazıyordu . Binanın içine girdik.İçi dışından daha da güzel. İki tane büyük bir merdiven var ve ortada daire oluşturacak şekilde yapılmışlar dairenin her yanında odalar var.Kurtarıcım odalardan birine girdi bende gözümle binayı taciz etmeyi kesip peşinden girdim. Sanırım burası bekleme odası gibi bir yer. Odanın her tarafında koltuklar var. Kurtarıcım Ecmel’i koltuklardan birine yatırdı ve bana dönüp ‘’İstediğin bir yere oturabilirsin.Çekinme ‘’ dedi. Bende ‘’ tamam ‘’ diye karşılık verdim. Mal gibi ayakta duracak değildim yani zaten çok yoruldum.

İkimiz de oturmuş Ecmel’ i izliyorduk. ‘’Uyurken ne kadar da masum görünüyor değil mi? ’’ dedi ‘’Evet, uyanıkken ki halinden çok farklı’’dedim. Öyle gerçekten. Nefretle bakan gözler yoktu. Uykuya teslim olmuş, savunmasız biri vardı karşımda.

‘’Lütfen bir süre onun yanında bekle. Okulumuza girişini yüksek makamlara bildirmem lazım.’’ dedi ‘’Tamam’’ diye karşılık verdim.‘’Görüşmek üzere o zaman Dicle. Bir sorun çıkarsa yanii Ecmel uyanırsa falan kapının yanındaki düğmeye bas.Basmayı unutma sakın! Bu arada benim adım Jackson Jackson Clarke’’ dedi ve gülümseyip gitti. Demek adı Jackson muş sonunda öğrendim yanii.Ben buraya sadece Hazal’I görmeye geldim, fakat her nasılsa bu okula transfer oluyorum. İyi mi yapıyorum kötü mü yapıyorum bilmiyorum. Bir anda çok fazla şey oldu.Gerçekten anlayamıyorum. Masanın üzerinde ki maskeyi alıp incelemeye başladım. Bu maske ne için ki? Maskeli balodan falan mı kaçmış? Hemen hemen yarım saat önceki konuşmamız geldi aklıma birden.

Yarım saat once

‘’Okulda her şey serbest mi? Hani filmlerde oluyor ya herkes sivil gelir,ne ararsan olur,aksesuar,makyaj falan? Dedim bunlar önemli sonuçta en azından benim için öyle süslenip püslendiğimden değil de nasıl kızlar olacak onu merak ettiğim için soruyorum.

‘’Hayır,her şey serbest değil.Burası normal bir okul değil Dicle.’’

‘’Öyleyse neden kulağında küpe var?’’ diye sordum. Bizde öğretmenler yani erkek hocalar küpe falan takamazdı.Bu ne iş. Merak ediyoruz burda sonuçta.

‘’Bunları güçlerimizi kontrol etmek için takıyoruz.’’ Dedi

Şimdiki Zaman

Acaba maske de onun gibi bir şey mi?. Elim de evirip çeviriyordum maskeyi. Çok havalı bir şeye benziyor. Bir anda biri belime ellerini doladı ve beni koltuğa atıp üzerime abandı resmen. Önüme düşen saçlardan yüzünü göremiyordum. Sonra bir el yüzümdeki saçları kulağımın arkasına sıkıştırıp bir tutamını eline doladı.Bu bu Ecmel! Allah kahretsin ne yaptığını sanıyor bu! 

''Beş saniye içinde bana cevap ver. Eğer cevap vermezsen, bu güzel saçların bir kül yığınına dönüşecek...'' Bu çocuk ne saçmalıyor?? O kadar kötü bakıyor ki sadece bana olan nefretiyle bile içimi yakıp yok edecekmiş gibi. Bu kadar kötü biri olamam ben. O beni daha tanımıyor!.Eline doladığı saçımı daha çok sıkıp sanki mümkünmüş gibi.Gözlerimin içine daha dikkatlice bakarak beynime kazınacak soruyu sordu.

''Kimsin sen?!!'' 

ALİCEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin