☼EBYT (12) :: Hissetti Güneş son kez batacağını, vaz geçmedi Prens'e gülmekten.

46 4 5
                                    

12. Hayat Şakasını, Saniyeler ile Kaçırdığımız Geleceğimiz Olan İnsanların Hayallerinde Saklar.

"Geceye ışığını bırak; ışığını gören herkesin içini ısıttığın için karşılığında minik bir gülümseme çal onlardan."


"SeHun. Yeter. Alacağımızı aldık, çıkalım artık."

Elimdeki tüplerin içindeki sıvıları gram umursamadan yere atıp teker teker kırarken abim kolumu dürttüğünde, omzumun üzerinden ona sertçe baktım.

"Ben aylardır bunun için uğraşıyordum, bırak da tadını çıkarayım."

"Birazdan bedenin delik deşik olursa görürsün tadı da çıkarmayı da.."

"Bir şey yapamazlar."

"Öyle mi? Nereden biliyorsun?"

"Parayı önden ödeyen mafya babasına karşılık olarak bir adet nah verecekleri için kaçıp gitmeleri sayesinde olabilir mi?"

Abim ile bu gerçeğe gülmeden edemezken o da dayanamayarak elinin tersiyle masanın üstünde ne var ne yok yere döktüğünde, odaya hakim olan kokuya aldırmadan derin bir nefes çektim ciğerlerime.

"Her şey bu kadar, ben kazandım."

Avucum içindeki hapın içinde bulunduğu kutuyu sıkmadan edemezken haptan birkaç tane daha üretmeye çalışırken suç üstü yakalanan adamların ardında bıraktıkları laboratuvarda gezdirdim bakışlarımı. Aylar boyunca LuHan'dan uzak kalmamın bir karşılığını almanın mutluluğu ile laboratuvarda bir tane elle tutulur eşya bırakmadığımda, intikamımı geç de olsa almış bir şekilde kendimi dışarıya attım. BaekHyun'un benim arabama binmeyi seçmesi yüzünden abimin ona bunu söylemiş olmasına aldırmadan yerime geçtiğimde, LuHan'ın aramalarına ve mesajlarına kısa bir cümle ile karşılık vermekle yetindim çünkü işim daha bitmemişti.

Aksine, her şey daha yeni başlıyordu.

Satın aldığımız yeni laboratuvarın içinde ilk olarak bu ilacı yok etmeyi abim ile kendimize amaç edinmemiz yüzünden kapıları ilk defa açılan binaya önden giriş yaptığımızda, bize yardımcı olması ile minnet duyduğum kişinin yanıma usulca yaklaştığını fark etmemle adımlarımı durdurdum.

"Sonunda elde edebildin."

"Daha da ötesi, nasıl yok edeceğimi artık biliyorum."

ChanYeol benim gibi rahat bir şekilde sırıtırken kolunu omuzlarım üzerine atarak benimle beraber yürümeye devam ettiğinde, açılan kapıların ardından tüm bakirliği ile bizi bekleyen beyazlar ile döşenmiş laboratuvar odasına girdik. İçeriye dolan gün ışığı ile LuHan'ı hatırlar iken bu soğuk kış gününde gözlerim önüne gelen gülüşün içimi ısıtmasına izin verdim. LuHan'a olan özlemim ile baş etmeye çalışmak adına derin bir nefes alarak başımı hızlıca iki yana doğru salladığımda, ChanYeol'ün aramıza mesafeler sokması ile cebimdeki kutuyu çıkardım. Pembe ve kırmızı olan hap ve haptan kesilen minik parçanın ortaya çıkmasını sağlarken onu herkesin görebileceği bir noktaya koyduğumda, ChanYeol ve BaekHyun'un arasında kalan abime döndürdüm bakışlarımı.

"Herkes üzerini giyinsin."

Yanımda olan herkes aylardır peşinden koştukları hapı incelemeyi aniden irkilerek keserken dediğimi yerine getirdiklerinde, belimdeki silahı odadan çıkarması adına birisinin eline tutuşturdum. İşe bir an önce koyulmak ve bu sorunu çözer çözmez LuHan'a ulaşmak için gözlüğümü yüzüme taktığımda, halihazır bir halde bulunan deftere uzandım.

☼EVERY BREATH YOU TAKE - [osh+lhn]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin