20.06.2015
Cuma.
Pekala. Bu saatten sonra ya polise ya da evlendirme dairesine gitmem arasında bir seçim yapmam gerekli.
Odamın en güzel köşesine koyduğum çiçeklerin bana veriliş tarzı kendisinden beklemediğim kadar kaba olsa bile sanırım bunda benim suçum da yok değildi.
Ben o adama kulaklığımı uzatırken şarkı sözleri aracılığı ile bir nevi ne yaptığını anlatmıştım ama bunu anlamaması kendisinin sorunu olmalıydı, değil mi? Peki neden bunu ondan çok ben kafaya takıyordum? Ama tüm bunlara rağmen.. ne için tanımadığım bu adamın gözlerim önüne gelen simasının ardından kalbimin ağzımda atmasına bir türlü karşı koyamıyordum?
O bana ne yapıyordu? Kokusu neden üzerime sinsin ve hiç gitmesin istiyordum? Nefesinin saçlarıma değdiği her an neden kendimi kaybediyordum? Bedeninin sıcaklığı ile yanıp tutuşmak ne kadar doğru idi?
Onu merak ediyordum. Dışarıdan gözlemlediğim kadarıyla iyi birisiydi ama bu merakımı maalesef ki geçirmiyordu. Mesela.. çizgi film izlemeyi sever miydi ki? Ya da tatlı şeyler pişirmekten ve yemekten hoşlanır mıydı? Bana hiç yorulmadan saatlerce kitap okur muydu? Dinler miydi ne yapmak istediğimi? Merak eder miydi yollarımız kesişmeden önce nasıl bir hayata sahip olduğumu? Yaşadıklarımla beraber kabullenir miydi beni yoksa iter miydi elinin tersi ile, tıpkı diğer insanlar gibi?
Biliyor musun, karşına geçip bunları ona sormayı o kadar çok isterdim ki... Ama peşimi bırakmasından korkuyorum sanırım. Sonuçta.. kim konuşamayan bir insanı sever ki?
-Lu Han.
9.50 p.m.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☼EVERY BREATH YOU TAKE - [osh+lhn]
FanfictionEvery breath you take, every move you make, every bond you break, (Aldığın her nefeste, her hareketinde, kopardığın her bağda,) Every step you take, I'll be watching you. (Her adım atışında, seni izliyor olacağım.) Every single day, every word you s...