2. Bölüm

87 5 2
                                    

Sabah telefonumun çalmasıyla uyandım. Etrafıma baktım. Hava daha yeni aydınlanıyordu. Telefona baktım. Bilinmeyen numara yazıyordu.
-Alo kimsiniz? Dedim telefonu açıp.
-Müşteri hiz- deyince Yüzüm mosmor oldu.
-Yha kardeşim bu saatte aranırmı. Yaw kapat kapat. Dedim ve telefonu ben kapattım.
Al işte uykum bölündümü bir daha uyuyamazdım. Telefonumu alıp saate baktım altı oluyordu.yatakta gerinip yerimden Kalktım. Dolabımı açıp Üstüme sabahlığımı geçirdim. Mutfağa indim. Gözde Çoktan kalkmış Omlet yapıyordu.
-Günaydın. Dedim esneyerek.
-Günaydın. Güzel bir kahvaltıya ne dersin?
-Evet derim harikasın.
-O zaman Çayı demle bakalım. Dedi gözde.
Dediğini Yaptım ve masaya oturdum. Omlet nefis görünüyordu. Tam anlamıyla hayvan gibi yiyip içmiştim. Yine esnedim. Saate baktım yedi olmuştu.
-Bu gün pazartesi. Bu günok ulun ilk günü. Dedi gözde.
-Öyle dimi. Yeni insanlar yeni hocalar yeni ödevler... Deyip uzun bir iç çektim.
-Evet. Dedi gözde.
Yerimden Kalkıp odama çıktım. Gardırobu açıp okul formalarımı giydim. Saçlarımı tarayıp tepeden bol bir topuz yaptım. Ve topuzun önüne bordo bir kurdele taktım. Çok Şirin olmuştum. Saçlarım çok hoş duruyordu bu kurdeleye. Çantama bir iki defter koyup Aşağıya indim. Telefonumu alıp gözdeyi beklemeye başladım. Gözde odasından çıktı bir an onu şöyle bi süzdüm.
-Süper olmuşsun prenses. Dedim
-Sende bebiş . Dedi oda ve güldük. Montlarımızı giyip okula yöneldik.
Yürürken sokakların her tarafı ben ve Gözde gibi öğrencilerle doluydu Tabiki biz çok daha sürerdik onlardan. Okula vardığımızda sıra vardı. Müdür her sene olduğu gibi o Saçma konuşmasını yapıyaktı.
-Değerli öğretmenler ve öğrenciler...... Diye konuşmaya başladı. Laf laf laf....
Sıkıcı konuşma bittiğinde sınıflara geçtik. Etrafıma şöyle bir baktım. Berkay kankam ordaydı. Ama aynı zamandada gözdeyi aldatmış olabilecek Kişi ordaydı. Gözdeyle aslında aramız önceden iyi değildi. Berkay benim yakın arkadaşım olduğu için onunlada yakın arkadaş olmuştuk. Gözde' nin asıl iyi Arkadaşı Nisaydı. Onlar gerçekten sıkı dostlardır. Neyse Boran'ı görmedim. Bu arada Gözde'nin Berkay'a kötü kötü baktığını farkettim. Berkay da farketti ve selam da verdi gözdeye. Neydi bu şimdi? Hem kızı aldatıyorsun hemde bir gün sonra selam veriyorsun. Nisada Dayanamayıp Berkay'ın yanına gitti. Bende kulak kabartıp dinledim.
-Hem kızı aldatıyorsun hemde selam veriyorsun. Nasıl bir insansın sen? Dedi Nisa bir hışımla.
-Aldatmak mı? Gözde'yi mi? Ne aldatması. Ben ondan başka birine bakmam.
-Tabi iyi çocuk Rolü yapma bana. Gözde seni kızıl Saçlı bir kıza sarılırken Görmüş.
-Kızıl saçlı derken... Tabi dükkanda. Siz olayı yanlış anlamışsınız.
-Nasıl yanlış ya?
-O kızıl Saçlı kız benim kuzenim. Erzurum'dan buraya beni ziyarete gelmişti.
-Doğru söylediğini nerden bilicem? Dedi Nisa Gözlerini kaydırarak.
-Okuldan sonra kuzenime Soralım istersen.
-Ona gerek yok. Bunu Gözde'ye anlat. O sana inanırsa gerçekten doğru söylüyorsundur.
-Tamam. Dedi Berkay ve gözdeye doğru yürümeye başladı. Gözdenin yanına oturdu ve Ağlayan gözdenin göz yaşlarını sildi. Sonra bir şeyler konuştular. Gözde öfkelendi bir an. Sonra konuşmaya devam ettiler. Konuşma sonunda sarıldılar. Barıştıklarında anlayabilmiştim. Nisaysa onları büyük bir mutluluk içinde izliyordu. İçeri hocanın girmesiyle herkes olduğu yerde kaldı. Gözdeyle Berkay birlikte oturdular. Nisada benim Yanıma geldi. Sınıfa giren rehberlik hocasıydı. Adı Melahatmış bu arada. Ben kısaca meloş diyeceğim.
-Merhaba gençler. ilk gününüzün güzel geçmesi dileğiyle. Bakıyorum yeni gelenler var. O zaman ilk işimiz Tanışma olsun ilk sıradan başlayalım. Dedi ve Tanışma Faslı başladı. Ilgimi çeken kişileri anlatıcam.
-Benim adım Zeynep. Geçen senede burdaydım. Bir kardeşim var. Atletizm ile ilgileniyorum. Bu kadar. Dedi adı Zeynep olan şahıs.
Sonraki ilk dört kişide bir şey yok. Ama beşinci Sıradaki çocuk. Of.
-Benim adım Umut. Ankara'dan geliyorum. Tek kardeşim. Basketbolla ilgileniyorum. Dedi Umut. Benim tanıtmama göre yakışıklı bir esmer güzeliydi Umut. Ve yanında oturan Can.
-Benim adım Can. Lise birden beri burdayım. Tek kardeşim. İlgilendiğim her hangi bir spor yok. Müzik dinlemeyi severim. Dedi can. Ve sıra bana gelir.
-Ben Dicle. Lise birden beri burdayım. Tek kardeşim. Bu kadar. Dedim ve meloş bana dik dik bakmaya başladı.
-Dicle annen baban yok mu kızım? Dedi meloş.
-Hocam babam var. Babam fabrikada çalışıyor. Annemi sormayın.
-Peki ama seninle okuldan sonra Görüşmek istiyorum. Dedi meloş. Başımla onaylayıp oturdum.
-Benim adım Nisa. Abi'm var. Annemin dükkanı var. Babam polis. Dedi Nisa. Sıra geldi Gözde'ye.
-Ben gözde. Lise birden beri burdayım. Annem ev Hanımı. Babamın lokantası var. Müzik dinlemeyi şarkı söylemeyi severim. Dedi gözde. Ve geldi sıra Berkay'a.
-Ben Berkay. Lise bir den beri burdayım. Annem le babam yurtdışında çalışıyorlar. Abi'm var. Arkadaşlarımla takılmayı severim. Dedi berkay. Berkaydan sonra ilgimi çeken kişi olmadı. Dersi böyle bitirdik. Teneffüste Umut Yanıma geldi.
-Naber Dicle. Dedi Umut.
-İyidir senden Naber .
-Bende iyi seni merak ettim.
-Beni mi?
-Evet çok mu tuhaf?
-Yo hayır. Tuhaf.... Biraz tuhaf geldi evet.
-Dürüstlüğün Hoşuma gitti. Okuldan sonra takılalım mı biraz?
-Olabilir.
-Saat beş buçukta mert kafede.
-Tamam. Dedim ve Umut gitti.
Umut'un gitmesiyle Yanıma Özlem geldi.
-Naber Dicle. Kimdi o çocuk?
-Sınıfa yeni gelenlerden biri işte. Dedim.
-Tamam. Şu Can ne kadar da değişmiş öyle.
-Yo aynı hala. Demekle zil çaldı.
Gözdeyle Berkay el ele girdiler sınıfa. Çok tatlıydılar. Sıraya oturduklarında Aralarına Kafamı sokup "ne yapıyorsunuz çifte kumrular?" Dememle Gözde'nin burnuma vurması bir oldu. Burnumu tutup yerime oturdum. Berkay la Gözde güldüler. İçeri hoca girdi. Adı serkanmış. Biyoloji öğretmeniymiş. Tanışma Faslı derken Öğlen oldu. Öğlen Umutla beraberdim. Merdivenlerden inerken Yanıma geldi.
-Naber? Demesiyle korktum.
-İyide korkuttun beni.
-Oooo pardon korkutmak istememiştim. Nereye gidiyosun?
-Kantine...
-Kantin yemekleriyle doyuyomusun? Gel beraber düzgün bir yere gidelim.
-Tamamda nereye gidicez?
-O da sürpriz olsun.
-Hadi bakalım. Dedim.
Umut iyi biriydi, yakışıklıydı da. Okuldan çıktık ve biraz yürüdükten renkli bir kafeye vardık. Hoş bir cafeydi burası. Siparişleri verdik ve konuşmaya başladık.
-Dicle mümkünse telefon numaranı verirmisin? Okul dışında seni özleyebilirim. Dedi.
-Tabi...0545.... Kızarmıştım kibar ve yakışıklı olmanın yanında çok ta romantik ti. Ona aşık olabilirdim ama belki daha sonra..
-Ve yemekler sonunda geldi. Afiyet olsun Dicle.
-Sanada. Deyip kibar bir şekilde yemeye çalıştım. Ah.. Bu çok zordu...
Yemek lezizdi... Saate baktım ve bire yirmi var OLDUĞUNU gördüm.
-Bence artık kalkmalıyız. Dedim.
-Tamam sen kapının önünde bekle ben Hesabı ödeyip geliyorum.
-Benim payımı ben öder-.... Derken lafımı böldü.
-Bana itiraz etme... Dedi ve çok tatlı bir şekilde Gözlerimin içine baktı. Askalsın ölüyordum o bakışlar karşısında.
Tamam anlamında başımı sallayıp dışarı çıktım. Bir iki dakika sonra umutta çıktı. Dönerken ağzımızla değil gözlerimizle konuştuk sanki. Çok romantikti. Sonra saate baktı umut.
-Uuu saat bir olmuş. Dedi ve elimi tuttu. El ele koşmaya başladık.
Eminim ki çok tatlı görünüyorduk. Okula gelmişiz farkında değiliz. Hızlı hızlı merdivenleri çıktık ve usulca Sınıfa girdik hoca yoktu. Kimse bizim Sınıfa girdiğimizi farketmedi. Özlem dılında. Özlem Yanıma gel işareti yaptı. Bende hemen onun yanına geçtim.
-Nerdeydiniz kızım siz? Dedi özlem.
-Öğlen beraber yemek Yemeğe gittik.
-Yakışıklı çocuk buldun sonunda.
-Saçmalama ona o gözle bakmıyorum.
-Tabi tabi.
-Özlem senin saçını başını yolarım bak.
-Tamam tamam inandım.
-Aferin. Dedim ve Umut'un bana baktığını farkettim.
Bende ona bakınca başına aşağı eğip telefonuna bir şeyler yazmaya başladı. Derken bana mesaj geldi. Tabiki de umuttandı.
-Sonunda sana baktığımı farkettin demek. Yazmıştı. Ona baktım. Tekrardan bana bakıyordu. Bir mesaj bekliyordu.
-Çok kötüsün.
-Bazen öyleyimdir kabul.
-:) gülücük işareti yolladım.
-;) o da Göz kırpma işareti yollamıştı. Ona baktım arkadaşlarıyla konuşmaya başlamıştı.
Gözlerimi bütün Sınıfta gezdirdim. Berkayla Gözde ne kadar da uyumlular. Sonsuz aşık gibiler. Ama bazen erken evlenecekler diye endişeleniyorum. Berkay sabırsız biri. Ama henüz ortada bir şey yok. Zil çaldı. Başımı sıraya gömüp uyumaya çalıştım. Derken elimin üstünde bir el hissettim. Başımı kaldırıp önce ele sonrada elin sahibine baktım. Umuttu bu. Elimi elinden çektim. Bir an da garip bir şekilde baktı bana. Ve arkadan Çağıran Can'ın yanına gitti. Kötümü Yaptım iyimi Yaptım bilmiyorum. Yok ya iyi yaptım...
................
Arkadaşlar emeğe saygı, bir voteyi çok görmeyin...

KarmakarışıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin