367 43 11
                                    


"Baba, karnıma ne olmuş?" Zhang Qiu aşağı baktı, sonra babasına sırıttı ve dedi, "Kilo almadım, ah! Ben hala senin yakışıklı oğlunum!"

Baba Zhangın gözlerinde oğlunun karnından uzaklaştıktan sonra karışık bir ifade vardı. Oğlunun tatlı ve saf yüzüne baktığında birden ne konuşacağını bilemedi. Demek istediği kelimeleri geri yuttu. "Önce arabaya binelim."

Zhang Qiu arabaya bindiğinde gevşekçe yolcu koltuğuna yayıldı, tembelce emniyet kemerini bağladı ve esnedi. Uykulu bir şekilde sordu, "Annem?"

"Senin için evde yemek pişiriyor." Baba Zhang gergince cevapladı ve arabayı çalıştırdı. Oğlunun somurtkan yüzünü görünce sessizce sordu:
"Okuldan ilginç bir şeyler anlat bana."

Bunu duyan Zhang Qiu kendine geldi, modu düşüktü. Antik mezarda kötü anıları olmasına rağmen Gu Mu hanedanlığı mezarlığına karşı merakını inkar edemezdi. O böyle tuhaf mucizeleri severdi aksi takdirde arkeolojiyi seçmezdi.

"Baba, bir süre önce Qinlingde 4000 yıl önceki Shang Hanedanlığı döneminden bir antik mezar bulundu. Haberler çok heyecan vericiydi. Gördün mü?"

Shang Hanedanlığınını duyunca Baba Zhangın göz kapakları zıpladı, "Görmedim, biraz daha anlat"

Zhang Qiu biliyorduki babası da böyle şeyleri severdi.Evdeki kitaplıkta çoğunlukla feng shui* hakkında kitaplar vardı. Ana mezar odasının ikinci katmanındaki 9 siyah sütunu düşündüğünde babasına daha çok soru sormaya hevesliydi. O yüzden mezarın detaylarını koyu kırmızı gözleri gördüğü kısmı atlayarak anlattı.

Ç/N:Feng Shui, Çince'de rüzgar ve su anlamına gelir. Doğada var olan yaşam enerjisini, yaşanılan mekanlarda harekete geçirme yöntemlerini gösteren bir Çin öğretisidir. Feng Shui, eski bir Çin yerleşim uygulaması olup, çevreyle uyumunu sağlamaya yönelik, uzayda mekanın ayarını yapmaya yönelik bir uygulamadır.

"... Gu Mu Hanedanlığı günümüz Shandongında yer alıyor ama mezar Xi'anda. Taş tableteki açıklamada Gu Mu Hanedanlığından üç karakter olsada başka bir bilgi bulunmuyordu ve mezarın sahibi de yoktu. O yüzden belirli bir yaş söylemek zor...." Zhang Qiu mezar sahibi hakkında belirsizce konuştu.

"Sadece dokuz sütunun deseninin küçük bir kısmının fotoğrafını çektim. Baba, Eve gittiğimizde beraber araştıralım ve tartışalım."

"Sadece bu kadar mı, başka bir şey yok mu?"

"Hayır." Zhang Qiu babasına anlamaz bir şekilde baktı. "Baba bugün sorunun ne?"

Zhang Qiu tek çocuktu. Küçüklüğünden beri babasıyla yakın bir ilişkisi vardı. Onun için babasıyla aptalca 'birinin büyüğüne saygı göstermemesi' tutumu içinde muhabbet etmesi alışılmış bir şeydi. Bugün istasyondan çıktığında babasının ruh hali bir parça yanlıştı;babası özellikle çok ciddiydi.

"Bana doğruyu söyle, mezarda tuhaf bir şey yaşandı mı?" Baba Zhang arabayı durdurdu ve oğluna ölü gözlerle dik dik baktı."Küçüklüğünden beri ne zaman yalan söylesen burnuna dokunursun. Doğruyu söyle yoksa ben seni döverken dikkatli ol."

Zhang Qiunın yüzü kızardı. Böyle bir durumu babasına nasıl diyebilirdi? Babasının yüzünün ciddi olduğunu görebiliyordu, baklayı ağzından çıkarmadan önce bir süre oyalandı ve dedi:
"Baba, gerçekten ben de emin değilim! Bana koyu kırmızı gözleriyle baktı ve sonra bayıldım.Daha sonra, ne yaşandığı, kendimde değildim, uyandım ve şeyle kaplıydım....."

Her şeyi bir nefeste döktü. Baba Zhang kırmızı gözleri duyunca bir anda jetonu düştü. Yüzü siyaha boyandı ve Zhang Qiu bir şeylerin yolunda olmadığını anlamıştı.

I woke up pregnant with an Undead's Child°[BL] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin