379 42 7
                                    

Pixiandan Hui Wangın Mezarı [1]

Taksi dar bir yolda durdu.

"Burdan geçemem, siz burada inin."

Zhang Qiu babasını takip etti, içten içe meraklıydı. Bu yolculukta kimlerle buluşacağını sormamıştı. Sonuç olarak babası da hiçbir şey dememişti ve soru sorulmaktan bıkkın bir şekilde korkutucu bir bakışla 'kokuşmuş oğlan' demişti. Bu sahte korkutma ona babasının annesinin önünde yanlış bir şey yapmış olabileceğini düşündürdü.

Tam olarak kim babasını ziyaret etmekten korkar hale getirmişti?

En sıcak öğlen vaktinde, güneş kafasının tam üstündeydi ve Zhang Qiu çoktan acıkmıştı ama bir şey demeye cüret edemedi. Taksiye bindiklerinden beri babasının yüzü  varacakları yere ne kadar yaklaşırsa o kadar çok çirkinleşiyordu. Tarif edemezdi ; heyecan içinde tereddüt, çok karmaşıktı.

Zhang Qiu arkadan takip etti. Baba ve oğul teker teker dar yola girdiler. Yol, yeşilimsi kaldırım taşları ile çok dardı. Kafasının üstündeki güneşin Zhang Qiuyı ısıtması uzun sürmemişti ve görüşlerinde tek bir ruh dahi yoktu. Sola doğru yaklaşık 100 metre yürüdüler ve sokak ana cadde gibi genişledi. Bir tarafı canlı bir yerken diğer tarafı ahşap katlı dükkanlarla doluydu. Pek çok türden şeyler satılıyordu; yiyecekler, atıştırmalıklar, giysi ve yararlı eşyalar.

Zhang Qiu bir çocuğun şişte karamelli alıçı* yaladığını gördü ve kendini yutkunmaktan alıkoyamadı. Babasının adımlarına yakından ayak uydurdu ve yan tarafına bakmamaya çalıştı. Neredeyse çocuğun yiyeceğini çalmak gibi bir şey yapıyordu! Ama karamelli alıç o kadar lezzetli, ekşi ve tatlı gözüküyorduki...

Tüm yolu yürüdükten sonra babası aniden yolun sonundaki tek dükkanın önünde durdu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tüm yolu yürüdükten sonra babası aniden yolun sonundaki tek dükkanın önünde durdu.

Zhang Qiu babasının arkasından bir bakış attı; sarı kağıtlar, joss çubukları ve mumlarıyla* ünlü bir dükkandı. Dükkanın içinde uyuklayan genç bir adam vardı. Babası dükkanın önünde bir odun yığını gibi dikiliyordu ve konuşacakmış gibi gözükmüyordu. Zhang Qiu babasını dürtü ve alçak bir sesle seslendi: "Baba."

Ç/N: Sarı kağıt: Ölülerin arkasından yaktıkları bir çeşit sarı renkli kağıt para.
Joss çubukları: tapınakta dua ederken yaktıkları tütsü çubukları.

Baba Zhang kendine geldi, durdu ama yine de birkaç adım attı.

"Zhang Sanlian burda mı?"

Tonu birisinde hata bulmuşa benzerdi; acımasız. Zhang Qiu gerçekten babasının bugünkü tuhaf davranışlarıyla şaşkına dönmüştü. Uyuklayan genç  birden ürktü ve şaşırdı, hemen uyandı. Başını bakmak için kaldırdı ve yanlarına geldi.

Diğer kişi sade renkli çin tarzı düğmeli ceket ve astarsız bir cübbe giymişti, fazla abartılı. Ayağında ise siyah katmanlı dikişli kumaş ayakkabılar vardı. Tarzı eski modaydı ama bu kişinin vücudunda tamamen dünya dışı duruyordu.

I woke up pregnant with an Undead's Child°[BL] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin