minik bebeğim

3.4K 128 74
                                    

Selamlaar. :))

Size bir şey söyleyeceğim. 2. ve 3. bölümler, 4.bölüme göre daha az okunmuş. Lütfen onları da atlamayın ve okuyun.

Keyifli okumalar. :))

-------

Gecenin karanlığında, büyük camların önünde durmuş dışarıyı izleyen genç çocuk, elinde tuttuğu barağı kırmamak için, içinden yüze kadar sayıyordu. Sinir hâlâ vücudunu terk etmiş değilken, sessiz odada yankılan nefes sesleri daha da sinirini bozuyordu. Arkasını dönmek istemiyordu, bir şekilde burdan gitmek ve bir süre kimseyle konuşmak istemiyordu. Kısacası hiçbir şeyi istemiyordu.

Arkasında bir ayaklanma hissetti ama dönmedi. "Taehyung." dedi baldan tatlı ses. Fakat farkında olmadan elindeki bardağı biraz daha sıktı. Ne söylerse söylesin hiçbir fayda etmeyecekti çünkü gördüğü görüntüyü kafasından atması zor olacaktı.

Olan bir şey olmamıştı aslında. Jongin, Jennie ile biraz fazla konuşmuştu ve Taehyung buna dayanamayıp yanlarına giderek Jennie'nin kolundan tutmuş, onu odasına getirmişti, Jungkook da arkalarından gelmişti. Şimdi ise, Jennie'nin seslenmesine rağmen cevap vermiyordu. Bu da kızın daha da duygulanmasına, hatta ağlamak istemesine yol açıyordu.

Bu kadar sinirlenmesinin sebebi, Jongin geçmişte Jennie'yi çok fazla üzdüğünden dolayıydı. Taehyung'la Jennie tanıştığı zamanlar Jennie ve Jongin çıkıyorlardı. Zamanla fazla yakın arkadaş olmuşlardı ama bir gün Jongin ansızın Jennie'ye ayrılmak istediğini söyleyip çekip gitmişti. Jennie'nin o zor zamanlarında her zaman Taehyung onu ayağa kaldırmıştı. Sonrasında ikisi de birbirinden hoşlanıp çıkmaya başlamıştı.

Günler sonra bir parti de Jongin ortaya çıkmış ve Jennie'ye neden ayrıldığı söylemek istemişti, ama Jennie onu dinlemeyip Taehyung'un yanına gitmişti, ve o gün bugündür her böyle bir şey olduğunda Jennie direkt olarak Taehyung'un yanına gidiyordu.

Taehyung da buna sinirlenmişti. Jongin konuşmak istese de, her zaman ki gibi onu dinlemeyip neden yanına gelmedi?

Yavaş adımlarla Taehyung'a yaklaştı Jennie. "Taehyung, bir şey söyle." sesi hafif titredi ama yaklaşmaya devam etti. Taehyung'un tam arkasına gelince başını sırtına yasladı ve derin bir nefes çekti. Taehyung'un her sinirlendiğinde sessizleştiğini biliyordu Jennie, ama şu an ilk defa bir şey söylemesini istemişti.

"Yerine otur." dedi Taehyung en sert sesiyle. Kafasını kaldırdı Jennie, biraz uzaklaştı ama oturmadı geri. "Taehyung. Artık her şey yolunda gidiyor. Ben de onu unuttuğum için ne diyecek diye merak ettim, ve dinlemek istedim. Bana birbirimize uymadığımızı ve benim daha iyilerine layık olduğumu söyled-"

"Sana anlat diye bir şey demedim." dedi arkasını dönerken Taehyung. İçinde bulunan siniri göstermek istemiyordu çünkü karşısında duran değerlisine kıyamıyordu, ama eğer konuşursa içinde tutabilecek gibi de değildi.

"O zaman bana bir şey söyle! Sadece oturarak ne hissettiğini anlayamam." dedi Jennie, artık gözyaşlarını tutamayarak. Taehyung haklıydı, onunla konuşmamalıydı, ama kızgın oluşunu da bu şekilde göstermemeliydi, çünkü bu fazla acıtıyordu.

Taehyung, iyice ona dönerek konuştu. "Onun seni ne kadar üzdüğünü hatırlamıyor musun?! Önceden her gün yanımda onun için ağlarken, şimdi onunla nasıl konuşursun?! Ben seni, sen üzülme diye her şeyden korumaya çalışırken, sen beni yok sayıp onunla konuşuyorsun!"

"Çünkü anlatmak için fazla ısrar etti ve ben de dinledim." dedi Jennie. Yaptığı yanlışın tepkisi bu değildi, ama Taehyung şu an her şeyi parçalayabilecek durumdaydı.

Thrill | JenTaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin