Michel Fugain - Une Bella Historie
Fransa'nın bu hoşluğunda sevdiğin ile sarhoş olup bu sokaklarda deli gibi koşup 'Une Bella Historie' dinlemek kadar zevk verici bir şey var mı?
Yirmi dakika sonra Seungwan geldiği zaman galiba kendimi uzun süre sonra rahat ama mutlu hissettim.
Yol biraz uzundu. Pek konuşmadık...
Sadece 'Merhaba. Nasılsın?' şeklinde.
Sıkılmış olacaktı ki bir şarkı açtı. Fransızcaydı.
"Buraya gelmeden önce Fransızca çok şarkı dinledim. En sevdiğim bu oldu. Biliyor musun bu şarkıyı?"
"Une bella Historie..."
"Ah bir müzisyene sorduğum soruya bak ya. Tabiki biliyorsun."
"En sevdiğim şarkı..."
Gözlerini yoldan ayırıp bana baktı kısa bir süre sonra tekrar yola döndü.
"Bende çok sevdim..."
Yine bir sessizlik oluştu aramızda. Yine o bozdu sessizliği.
"Seulgi..."
"Efendim?"
"Biz ayrıldıktan sonra nereye gittin?"
Bir süre duraksadım.
"Fransaya geldim. Kısa bir süre sonra Haerim ile tanıştım. Onunla bir eve çıktım. Üniversite'ye burada devam ettim. İşimi burda devam ettirdim... Bu kadar..."
Anladığını belli eder bir şekilde kafasını salladı.
"Ayrıldıktan sonra çok aradım seni ben... Sooyoung'a sordum. Bilmiyordu... Aynı şekilde Yerim'de... Joohyun'da... Hiçbiri nereye gittiğini bilmiyordu..."
"Neden beni arama gereği duydun?"
Düşünmeden sormuştum bu soruyu. Şaşırmış olacaktı ki. Kısa bir süre cevap vermedi...
"Tekrar beraber olalım istedim... Biliyorsun üniversitede zor zamanlar geçirdim... Sadece uzaklaşmak istemiştim... Sonra pişman oldum... Senden böyle ayrılmak istemezdim... Hatta hiç ayrılmak istemezdim ...Özür dilerim..."
Sadece kafamı salladım. Başka bir şey diyemedim. Beş dakika sonra o Fransa'nın güzel manzarasının olduğu bir yerde durduk.
"Yemek yemiyecek miyiz?"
"Şey açıkçası o gün birden bu teklifi yaptım. Ve geldim geleli Fransa'da hiç bir yere gitmedim. Buraya gelirken bile az kalsın kayboluyordum..."
Bu haline gülmüştüm. Oda benim gülmeme gülmüştü.
"Bu manzarada beyaz şarap içmek güzel olur diye düşündüm. Yanlış mı?"
"Değil."
Galiba artık o kadar fazla uzak hissetmiyordum ona. Rahatça cevap verebiliyordum ona. Galiba onu eski Seungwan olarak benimsemiştim...
Arabanın önüne oturup kadehlere şarabı doldurdu. Bu manzarada bu şehirde o kadar huzur vericiydi ki burası...
"Seulgi?"
"Efendim?"
"Eskiye dönmek ister miydin?"
Biraz düşündüm.
"Ah annemin karnına dönmeyi ise evet isterdim."
Gülmüştü buna oldukça sonra kafasını sallayıp devam etti.
"Beş sene kadar öncesine?"
Yüzümü ona çevirdim.
İstiyor muydum?
Galiba...
"İsterdim..."
Gülümsemişti.
"Bende..."
Yine sesszilik oluştu ufakta olsa. Sonra tekrar bozuldu...
"Dönelim mi beş sene öncesine?"
Dudağımda ufakta olsa bir kırılma oldu.
"Dönelim mi?"
"Bence dönelim..."
Gülümsemeyi büyülttüm.
"Dönelim o zaman..."
Öhm... Yine çok saçma, cringe, boktan bir fic ile geri döndüm... Umarım bu fici beğenirsiniz. Tüm Fransa aşıkımı buraya aşıladım... @shrlcked ithaf ediyorum bu kitabı 💓💓
Sizi seviyorum 💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i miss you, so much ☆ seuldy ✓
FanfictionHer piano'nun sesi seninle Seungwan... #1 in seuldy 2020 | haerim