Wheein - 25
Fransa...
Hoş yer...
3 senedir burda olmama rağmen hala o aşk ve romantizm duygusunu yaşayamadım bu aşıklar şehrinin bulunduğu ülkede.
Seungwan hızlı adımlarla yanıma gelirken beş sene içerisinde neler yaptığımı düşündüm. Koskoca beş seneyi nasıl onsuz geçirdiği mi?
Onsuz beş sene ne yapmıştım? Yaşamaya çalışmıştım galiba sadece.
Yaşadım mı peki?
Hmm galiba hayır...Sadece hayata tutunmaya çalıltım... Kendimi müziğe verdikten sonra iyi bir piyanist olup hayatımı kurtarmaya çalıştım. En sevdiğim şey ile...
Seungwan karşıma geçtiği zaman adımı en son ayrıldığımız gün fısıldadığı aklıma geldi.
Özür dilerim Seulgi. Ayrılalım olur mu?
Ben sensiz güçsüzüm ama Seungwan?
Güçlü bir kadın ol Seulgi.
‘güçlü bir kadın.’
"Seulgi-ah?"
Kendimi toparlayıp Seungwan'a döndüm. Kalbimin bir yarış arabasından daha hızlı olmasını umursamadan konuştum.
"Seungwan-ah sen misin?"
"Hatırlıyorsun beni. Ah çok sevindim."
Nasıl unuturum ki
"Tabiki hatırlıyorum. Unutmam mümkün değil senin gibi birini."
Seungwan azda olsa kızarmıştı. Utanmış sanırsam. Belki de seneler öncesinin pişmanlığı?
"Seninle tekrar karşılaşacağımı düşünüyordum... Ama böyle karşılaşacağımı yada böyle bir yerde... Hiç aklımın ucundan geçmedi..."
Seungwan'a sadece ufak bir gülüsmeme sundum. Diyecek herhangi bir şey bulamamıştım çünkü...
"Çok iyiydin. Ön sıradan izledim seni. Çok hoştun."
Hoş?
Kafamı kaldırıp suratına şaşkınlıkla baktıktan sonra istemsizce itiraz etme pozisyonuna geçti.
"Yani hoş derken... Piano hakimiyetin çok güzeldi. Sende hoştun ama yani ondan kastettim ben yani şey işte..."
O lafı dolamaya devam ederken omzuna elimi koyup gülümsedim ve sözünü kestim.
"Anladım Seungwan ben seni."
"Şey peki..."
Elimi omzundan çektikten sonra bu sefer ilk soruyu ben sordum.
"Sen Fransa'da ne yapıyorsun? Kore'de çalışmıyor muydun?"
Onunla alakalı bir soru sorduğumu fark edince istemsizce şaşırmış ama bu onun hoşuna gitmişti. Açıkça belli oluyordu.
"Sergim var Fransa'da. Gelecek hafta. Ondan geldim. Birkaç defa daha geldim bu sene içinde. Bir ayağım Fransa'da şuan. İşimin yarısı..."
Anladığımı belli edercesine kafamı salladım. O sırada arabamın vale tarafından getirildiğini gördüğümde kafamı o yana çevirdim.
"Senin araban mı?"
Seungwan'a döndüm.
"Evet benim arabam. Gitmem gerek."
Elimi kaldırıp ona el sallayarak oradan ayrılacağım zaman elime ufak bir zarf bıraktı. Şaşkın gözlerle elimdeki zarfa bakarken Seungwan'a döndüm. Benden önce davranıp konuşmaya başladı.
"Sergime gelmeni çok istiyorum Seulgi. Lütfen kırma beni. Telefon numarası ve adres yazıyor burda. Görüşmek üzere."
Bu kelimeleri sarf ettikten sonra benden önce davranmış ve orayı terk etmişti.
Cidden bir daha görülebilir miydik?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i miss you, so much ☆ seuldy ✓
FanfictionHer piano'nun sesi seninle Seungwan... #1 in seuldy 2020 | haerim