Gecenin bir saatinde, mahallenin dar yollarında dolaşıyordum. Burası geceleri ürkütücü oluyordu. Etrafta gece konduları, terkedilmiş haber binalar ve eski dükkanlardan başka pek bir şey yoktu. Tabi birde ara sokaklardaki serseriler vardı. Başıma geleceklerden habersiz yolda yürüyorudum. Açıkçası başıma gelecekleri pek umursadığım söylenemezdi.
Kızıl saçlarım esen rüzgarın etkisi ile dağılmış, makyajım akmış bir şekilde ve solgun tenimle sanki bir cehennem melegini andırıyordum.
Topuklu ayakkabilarimin kaldırımda çıkarttığı sesi dinleyerek yürüyorudum. Hafiften yağmur çiseliyordu. Yağmurun camları carparken çıkarttığı ses topuklarımın sesine karıştı. Bu ses bana huzur veriyordu. Birden bire sert bir rüzgar esti ve kızıl saçlarımın dalglanmasına sebep oldu. Sanki burdan gitmemi istermişcesine ters yönden esip, yürümemi zorlaştırıyordu. Ben ise bunu aldırmadan yoluna devam ediyordum. Evimin olduğu sokağa yaklaşmıştım. Az ileride bulunan ara sokaklardan birindeki gece kondunda, yanlız oturuyorudum. Ailemi küçük yaşta kaybetmiştim. Ancak babamdan kalan servet ile geçiniyordum. İstersem rahatlıkla yeni bir ev alırdım. Ama benim tercihim bu evden yanaydı. Bu evde doğup, büyümüştüm.
Bu ev bana ailemden kalan son şeydi. Arkadaşlarım ve tanıdıklarım buradaydı. Bende onları bırakmak istemiyordum.
Sonunda evimin bulunduğu sokağa girebilmiştim. İçimde izlendiğimi söyleyen bir his vardı. Adımlarımı hızlandırdım. Arkadaki kim ve ya ne ise onunda hızlandığını hissettim. Hızlı adımlarla eve doğru ilerledim. Anahtarımı çıkartıp, kapıyı açmaya çalıştım. Arkadaki ne ise, sıcacık nefesini omzumda hissediyordum. Bu korkumun artmasına sebep olmuştu. Sonunda korkum, merakıma yenik düştü ve arkamı döndüm. Belki sadece kuruntu yapıyorumdur....
Karanlık olduğundan yüzünü zar zor seçebilmiştim.
- Ateş? Bu saatte burada ne işin var?dedi Rüzgar. Sanki bu soruyu ven ona sormayacaktim....
- H-hiç asıl sen ne arıyorsun? Burası benim evim.dedim kekelememe gülmüştü.
- Ne oldu korktum mu?dedi gulmesi ardından bir yavru köpek bakışı ile.
- Tabi korkum! Öyle sessiz gelinir mi be! Ayı.....diyince dudak büzdü. Son söylediğimi fisildayarak söylesemde duymuş olmalıydı.
- Ayı mı? Eğer bu benzetmede ciddi isen, ayıların yakışıklı olduğunu düşüneceğim.diyince ağzım açık kaldı. Bir insan....pardon ayı, nasıl bu kadar egoist olabilirdi ki?
- Biliyor musun? Sen ego yığını bir ayısın.dedim gülerek. Oda samimi bir şekilde gülümsedi.
Rüzgar benim çocukluk arkadaşımdı. Yediğimiz ayrı gitmezdi. Biz onunla büyümüştük. Buna rağmen Rüzgar burada benden çok sevilirdi. Ben geceleri gezdigim için ve giyim tarzimdan dolayı beni serseri gibi görüyorlardı. Benim geceleri gezmemin nedeni, duygularımı gecenin karanlığında gizlemekti. Yani hayata isyan gibi birşey.
- Ateş!dedi Rüzgar ve yerimden sicramam bir oldu. Güldü ve devam etti.' Sen beni dinlemiyorsun. Neyse yarın görüşürüz.'
- Görüşürüz.diyince hızlı adımlarla kendi evlerine doğru gitti. Bende kendi evime girdim. Kapıyı içeriden kilitledim. Sonrada odama çıktım. Deri ceketimi çıkarıp masanın üzerine attım. Dolaptan pijamalarimi çıkarttım. Sonrada siyah sortumu ve bluzumu çıkarttım. Pijamalarimi giyip, aşağı indim. Korku flimimi açıp, battaniyemin altına yerlestim. Zor uyuyacağımı bilerek, filmi izlemeye başladım. Biraz izledikten sonra kapı çaldı. Umursamadan filmi izlemeye devam ettim. Ama kapı ısrarla çalıyordu. Oflayarak yerimden kalkıp, kapıyı açtım. Karşımda yağmurdan sırılsıklam olmuş bir Rüzgar duruyordu. Bende bıyık altından gülerek, konuştum.
- Rüzgar bu halin ne böyle?
- Ateş hanımı beklerken oldu.diyince kendimi tutamadan güldüm. Sonrada onu içeri aldım.
- Yine mi evden kovuldun?dedim gulmemek için kendimi tutarken.
- Evet.dedi.
- Peki rahatina bak.diyince, kendini koltuğa attı. Sonrada sırılsıklam olan bluzunu kafama attı. Bende 'ayı' diye fısıldadım.
- Anlamadım?
- Hiç. Seni seviyorum dedim.
- Öyledir.diyince kıkırdayarak yukarı çıktım.
Rüzgar buraya sık geldiği için kıyafetleri vardı evde. Bende onlardan bazılarını alıp, aşağı indim. Rüzgar filme dalmıştı. Bende bunu firsat bilip, arkasına geçtim.
- Ateş....çık oradan.dedi. Şaşırmıştım.
- Sen nesin, kain mi?
- Ayı olmadığım kesin.diyince kıkırdadım.
- Sen onu hala unutmadin mı?diyince birseyler fisildadi.
- Anlamadım?
- Hiç. Hadi filmi izleyelim.dedi konuyu dağıtarak. Sonrada ona vereceğim kıyafetler aklıma geldi.
- Bunlar sana.diyip, kıyafetleri kafasına attım. Bluz aldı ve giydi. Eşofmanı ise alıp, banyoya geçti. Bir süre sonra geri geldi. Banyodan aldığı el havlusu ile saçını kuruluyordu. Yanıma oturdu ve filmi izlemeye başladık. Korkuyordum. Ama bunu belli edersem, benimle dalga geçecekti. Rüzgar'dı o,korkmazdı. Aynı soyadindan belli olduğu gibi.
Bir süre sonra filmden gelen çığlık sesi ile korkumun gizleyemeden, bagirdim. Sonrada Rüzgar'a sokuldum. O ise attığım çığlığa gülüyordu. Başımı onun göğsüne yaslayıp, filmi öyle izlemeye devam ettim. Korktuğum zamanlarda ona iyice ne sokuldum. Oda benle dalga geçti. Tabi bu tam Rüzgar'lık bir hareketti. Bu çok sinir bozucuydu. Ona kötü bir bakış atınca sustu ve filme odaklandı. Flim bitince, geldiği zaman yattığı odaya çekildi. Tabi bende kendi odama....
Yatağıma uzandim. Çok korkuyordum. Camdan dışarı izlemeye başladım. Ama olmuyordu. Uyuyamiyordum. Yastığımı aldım ve Rüzgar'ın odasına doğru gittim. Kapısını çaldım.
- R-rüzgar! Uyanık mısın?
- Evet. İçeri gelsene.diyince derin bir oh çekip, odaya girdim. Rüzgar yarı çıplak bir şekilde yatağında oturmuş, müzik dinleyip,internette dolasıyordu.
- Korkuyorum. Kaynana yanına geleceğim.diyince şaşkınca bana baktı. Sonra da ' neden kedinin ciğere baktığı gibi bakıyorsun? 'diye ekleyince kulaklığı çıkarttı ve telefonu masaya koydu. Yana kayınca bende yastığımı yanına koydum. Ve kafamı onun göğsüne yasladim. Kokusunu içime çekerek, rahatça uykuya daldım.