Sabah kalktığımda güneşin ışınları gözüme hücum etmekteydi. Bu durum hoştu. Güneşin beni ziyarete gelmesi pek rastlanılan bir olay değildi. Yorganla biraz boğuştuktan sonra kalkmam gerektiğini düşündüm...
Gardıroptan siyah şort ve rastgele bir badi alıp odadan çıktım.Banyodaydım. Sadece bana ait olan banyoda. Ayak altında gezme demiyorda sadece senin için bu üçüncü katı dizayn ettim diyor... Banyo pek güneş almıyordu. Ayna karşısına geçtiğimde rimelimin aktığını saçlarımınsa hala güzel dalgalı olduğunu gördüm. Yüzümü bol suyla yıkadım.
Merdivenlerden aşağı inerken evde kimsenin olmamasını umut ediyordum... Bahçeden araba sesi geliyordu bahçeye yöneldim. Yunus arabasıyla gidiyordu.Bi an arkamdan bi el omzuma dokununca irkildim.Esila'dan başkası olamazdı tabiki.Yine o gülümsemesi vardı yüzünde. "Kahvaltı hazır sanada bir servis çıkarıyım" dedi bahçede ki masayı gösterek.Masaya oturduğunda herşey vardı.Böyle masa görmeyeli uzun zaman olmuştu. Annemi kaybettikten sonra hazır yemekler ve fast food larla dost olup kilo almıştım -umursamamaktayım-...
Esila da sofraya oturunca yemeğe başlamıştım. "Seni uyandırmaya geldim ama fazla yorgun görünüyordun ellemedim seni" dedi Esila -bu kadın ya çok melek biri ya da ölümüne rol oynuyordu-.Sonra bardağıma çay doldurma başlayınca aşırı yüksek seste konuştum. (Aşırı yüksek seste konuştum ama bağırmadım). Sonra bana ne bağırıyorsun der gibi bakıp çaydanlığı masaya koydu. Ellerini birleştirdi ve derin bir iç çekip gözlerini bana çevirdi "Seninle yakın olmak istiyorum ama sen.Sen yardımcı olmuyorsun" dedi sonra çayında bir yudum aldı.
Ben masmavi gökyüzüne bakıyordum o da bana. Bulutlar fazla özgürdü. Ama yinede çok güzeldi. Bir anda "kahve" dedim. Boş gözlerle bana bakıyordu Esila. "Kahve. Yani çay içmem kahveyi tercih ederim" dedim. Sonra yine o samimi gülüşünü yaptı. Mutfağa doğru giderken "Şekerli kahve dimi" diye sordu. Başımı salladım nerden biliyordu ki? "Baban da hep şekerli içer"dedi ve gitti.
Kahvaltı maratonu bitince Esila evin yedek anahtarlarını verdi. "Artık burası senin de evin bunlarda anahtarların ben işe geciktim gitmem gerek.Deniz'inde gitar kursu varmış sana eşlik edemicek ama sen yine gez toz" dedi birincisi artık istesem de istemesem de burası benim evimdi ve ikincisi Deniz herkimse? Yeni bi kız ergenle takılma istemiyodum işinin çikması iyi olmuş.
Odama çıktım ve gitarımı akor ettikten sonra biraz tıngırdattım.Saat 11.25 di. Dizüstü bilgisayrımı açtığımda yine karşıma annemle olan fotoğrafımız çıktı. Sonra aklıma bi fikir geldi neden annemi şu bilgisayara sıkıştırıyorum dedim. Bir flash belleğe fotoğrafımızı atıp evden çıktım.
Otobüse binip merkeze vardım. Bir foto galerisi arıyordum.Evet Foto Aile yazan bir yer buldum ve içeri girdim. "Merhaba nasıl yardımcı olabilirim" dedi kadın. "Ben flash bellekten bi fotoğraf çıkartıcaktım" dedim. "Pekii, flash ı alıyım yalnız foto. 45 dk sonra çıkar yoğunluk fazla" dedi. Başımı salladım ve dükkandan çıktım.
Şimdi bir çerçeve lazımdı. Küçük bir antikacıya girdim.Beyaz papatyalardan yapılma bir çerçeve buldum fiyatı her ne kadar uçuk olsa da ödedim. Daha yarım saat vardı fotoğrafı almama bu yüzden oturup bir kahve içmemin iyi olacağını düşündüm.
Bi kahve alıp fiyatını ödedikten sonra bi masaya oturdum. Elimi pet bardağın etrafında dolaştırdım. Bi yudum aldıktan sonra dilim yanmıştı. Soğumasınını bekledim. O sırada etrafa göz gezdirirken içeri o çocuk girdi. Hani bu şehre ilk geldiğim gün kızın cebine para sıkıştıran çocuktu. Yanında bi kızla geldi içeri aynı kız değildi. Bu esmerdi.
Sürekli birbirlerine birşeyler fısıldaşıyorlardı sonrada gülüşmeler. İnsan bi süre bıkıyordu. Bütün cafe dekiler onlara bakıyordu fakat onlar bu durumu pek aldırmıyorlardı. Çocuk yakışıklı mıydı? Tamam biraz yakışıklıydı. Fakat şu günümüz tabiriyle bi TAŞ değildi. Neden sürekli karşılaşmak zorunda kalıyoruz. Bu şehir bu kadar küçük olmamalıydı. Kahvemden bi yudum daha aldığımda buz gibi olduğunu farkettim bi çöpe atıp cafe den çıktım.
Foto galerisine uğradığımda fotoğrafın çıktığını fakat yeni basım olduğu için soğumasını beklemem gerekiyormuş. Bende bir koltuğa oturdum yanımda bi kız vardı tahminen 12-13 yaşlarında ydı. Telefonumun ekran kilidi tuşuna basınca saat 15.15 di. Yanımdaki kız "aşık olucaksın" dedi sağa sola baktım bana mı dedi diye. Sonra bana bakıp "saate baktığında 15.15 ti bu aşık olucaksın demek mesela 16.16 da sana kahve ısmarlıycak demektir" dedi içimden -ahhh şu ergenler- diye geçirdim.
Tekrar aniden "sevgilin var mı" diye sordu. "Hayır" dedim çantamın zinciriyle uğraşarak. Bu sefer de "neden sen güzel bir kızsın" dedi. "Çünkü v erkekler ilgimi çekmiyorlar" dedim. Sonra gözlerini kocaman yapıp fısıldadı "yoksa lez misin?" Şaşırmıştım. "Hayır. Hayır lezbiyen falan değilim. Günümüz erkekleri sadece erkeklik organından dolayı erkek sayılıyor. Yani erkekler sadece cinsellik düşünürler" dedim biraz kafası karışmış olsa gerek kaşları çatıktı.
"Peki sen bunu nerden biliyosun yani 'sadece cinsellik' olayını" diye fısıldadı tekrar. O sırada kadın "Beyza Demir, fotoğraf hazır" dedi. Ayağa kalktım ve fotoğrafı aldım sonra tekrar küçük kızın yanına oturdum. Zarftan fotoğrafı çıkartıp baktım annem çok güzel gülümsüyordu. Sonra kıza dönüp "babamdan biliyorum" dedim. "Babam annemle sevgiliyken annemi hamile bırakmış ve sonra evlenmek zorunda kalmışlar. Annem babama aşıkmış fakat babam sürekli başka kadınlarla yatıyormuş.Sonra annem ayrılmak istemiş. Ayrıldıktan sonra ananem ve dedemler onu eve almamış. Demem o ki erkekler sadece o erkeklik organlarından dolayı erkek sayılmakta. Bu yüzden ilgimi çekmiyorlar" dedim.
Ayağa kalktım kıpkırmızı olmuştum sinirden bilmediğim yerlere doğru yürümeye başladım. Sadece apartmanlar vardı artık merkezden uzaklaşmıştım. Bir kaldırıma oturdum çantamdan sigara çıkarttım. İçime çektim. Sigarayla annemi kaybettikten sonra tanışmıştım. Küçük bir hale gelince yere attım ayağımla ezdim.
Sonra aniden bi ses duydum kahkahalar yankılanıyordu. Kafamı sese çevirince 3-4 km ötede o çocuk vardı hani şu kafede fısıldaşıp duranlar ve yanında yine o kız vardı esmer olan sarmaş dolaştılar birlikte bir apartmana girdiler. Sesli şekilde "Piç" dedim. "sadece cinsellik"...
EDIT: +50 vote gelince yeni bölüm yayımda olacaktır. İyi okumalar yorumlarınızı bekliyorum bu arada ithaf ettiğim arkadaşımın hikayesine göz atarsanız sevinirim..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Morfin Etkisi
Teen Fiction"Ahmak mısın?! Her hikayeler yada filmler öyle mutlu sonla asla bitmez.Örneğin filmin veya kitabın sonunda çok mutlu olurlar fakat kitabın içindeki karakterler yaşamaya devam eder. Devam eder ve Azrail ziyaretine gelir. Sonra Mezarlık arayışı. Dünya...