3.bölüm

6 1 0
                                    

Sevgili günlük

Bugün okulumun ilk günü olucak. Erken kalktığımdan sana yazıyorum. Daha dün Derin adında bir kız ile tanıştım şimdiden kanka olduk. Çok ponçik ve iyi bir kıza benziyor. Onunla aynı okula gidicem. Bana okulunu tanıtacak. Okuldan döndüğümde sana yazmaya devam edicem.

Günlüğümü yazmayı bıraktım. Ve çalışma masasını iterek sandalyeden kalktım. Annem kahvaltı hazırlıyordu. Bende okul formalarıma bakmak için kıyafet dolabımı karıştırmaya başladım. Kısa kollu yakası dahil beyaz bir tişört ve Asker rengi bir pantolon. Evet... benim tarzıma uyacak son şeyler.

Üniformalarımı giydim. Kahvaltımı ettim. Saçımı hallettim. Artık hazırdım.

Zil çaldı. bende kapıyı açtım. Gelen tabikide Derin'idi.

Beraber okula doğru ilerlemeye başladık. Ara sıra laflıyorduk. Okulun giriş kapısına vardık. Ve sınıflarımıza gittik. Ayrılmamız tıpkı ölcekmişiz gibiydi.

"Kankağ gitmek istemiyom sınıfağ."

"Ben sanki istiyom şapşik bebek."

"Lanet olsunğh nedeen nedeeen sınıflarımız aynı değil."

"Ben nerden bileyim senin bu senin hataaaanğh."

"Ehüeeeee."

"Ağlamağğğ."

Biz ayrılalım derken öğretmenler zili çalmıştı. Sonra işin büyüsü bozuldu ve sınıflarımıza gittik.

Sınıfa girdim. Klasik liseliler olarak, saçma salak şeyler yapan tipler vardı. Beni görünce tüm dikkatler üzerime çekildi. Ve bundan çok rahatsız olurum. Bir sıra seçtim, oturdum. Ama hayla üzerimde bok mu var? Bakışı vardı. Sonunda öğretmen geldi.

"Evet gençler. Bugün aramıza yeni biri katıldı. Kızım kalk tanıt kendini."

"B-ben Derya Öztürk. Istanbul'luyum buraya yeni taşındık. Umarım hepinizle iyi geçinirim."

"Bizde seninle umarım iyi geçiniriz Derya'cım. Hadi matematikten sayfa 193'ü açın."

Ve 40 dakikalık işkence başlamıştı. Kitaptan sayfa 193'ü açıp öğretmeni dinlemeye çalıştım. Evet çalıştım. Çünkü bir çocuk bana bakarak dikkatimi dağıtıyordu. Kumral ter rengi, özenle taranmış saçları ve yeşil gözleriyle çok hoştu. Gözü renkli olanları hep çok kıskanırım. Benim aile ağacımda hep akrabalarımın gözü renklidir. Ama ola ola bir benimki kahverengi olmuş, adalet? Çocuğun gözlerine o kadar dalmıştım ki öğretmen beni uyardı.

"Derya lütfen beni dinler misin?"

"Ö-özür dilerim."

Sınıftakilerin kıkırdamalarını duyabiliyordum. Aghh! Çok utandım! İşin sinir bozucu yanı, o çocuğun bana bakıp göz kırpmasıydı. Ona ölümcül bir bakış attım. Sonunda önüne döndü. İçimden "Ne oldu balık yemi yemedi mi?" Diye geçirdim. Sırıtarak dersi dinlemeye devam ettim.

Ve zil çaldı. O çocuk yanıma geldi.

"Selam."

"Öncelikle ben diğer kızlar gibi değilim. Ayrıca beni derste küçük düşmeme neden olan o minik bok olarak, şimdi buraya gelip bana SELAM deme hakkını sana kim veriyor?"

"..pa-"

"Senin diyeceklerini takmıyorum bile. En azından bunu anlayacak bir beyine sahipsindir diye düşündüm. Demek ki yanıldım."

"Kızım sakin."

"Tabi götün yemiyor, İzninle."

Yine şovumu yapmıştım. Büyük bir ego patlamasıyla sınıftan çıktım. Ve koridorun duvarına yaslanmış duruyordum. Ve Derin geldi.

"Naber Derya'cık?"

"Şey kesinlikle gözleri renkli olan bir şahıs bana iki saatir bakıp, gözlerine dalmamı sağlayıp, sınıfa rezil edip bana göz kırpıp, sonra yüzsüz gibi bana tenefüste bana selam demedi. Yani iyiyim."

"Hiiiiiç çaktırmıyorsun."

"Evet. Evet biliyorum"

"Ben yerinde olsam o çocuk ölmüştü."

"Bende ufak bir şov yaptım ona zaten."

"Ooooo İyi."

Derin ile konuşuyorken bir çocuk daha dikkatimi çekti. Beyaz ten renkli, dalgalı saçları ve mavi gözlü biriydi. Bir kız ile konuşuyordu.

"Oooo erkek mi kestiriyon?"

Derin'nin bu sözleriyle ayıldım.

"Alakası yok."

"He he tabi inandım."

"Ama şey eeee... Derin beklesene beni."

"Ok."

Derin'den onun yanına gittim. Ve kimsenin cesaret edemeyeceği bir şey yaptım.

"Bakar mısınız?"

"Efendim?"

"Siz Berk misiniz?"

"Hayır. Ben Efe neden sordun?"

"Önemli bir şey değil aslında. Bir arkadaşıma benzettim. Ben yeni öğrenciyim de"

"Ooo hayırlı uğurlu olsun. En iyi liseyi seçmişsin."

"Biliyom. Ve teşekkürler."

"Şey sakıncası yoksa, arkadaş olabilir miyiz?

"Olur."

Ve Derin'nin yanına gittim.

"Oooo kızım lan! Gelecekteki eşini kaptın"

"Öncelikle aşka inanmam. Sadece dikkatimi çekti. Bende bu sorunu onla arkadaş olarak hallettim."

"Kesin."

Tenefüs zili çaldı ve sınıflarımıza gittik.






































Burda kesiyorum çünkü üşendim.

YalnızımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin