2.bölüm

14 2 3
                                    

Sonunda işkence gibi gelen 6 saat bitmişti. Yeni evimize vardığımızda saat öğlenden sonra 7'ydi. Görevli adamlar, eşyaları eve götürmek için araçtan inmişlerdi.

Ben, ise arabadan indim. Yeni evimiz bir villaydı. Evet, villa. Küçük dediğim ev ise bahçeli, havuzlu sıradan bir yerdi. Ben, zengin bebesiyim tatlım. Babam, insanların banka hesaplarını yönetiyor. Bazen küçük kötülükler yaptığı oluyor. Umrumda değil doğrusu."Kötüler olmazsa, iyilerde olmaz." Yavaş adımlarla bahçeye girdim. Oldukça hoş bir evdi. Ama dürüst olucam, eski her ne kadar berbat olsada, o evi özleyeceğim. Uzaktan geniş bahçeli,2 katlı,garajlı bahçesinde çardak olan ve birde çınar ağacı olan havuzlu ve jakuzili bir evdi (Bu kız İzmir'e mi taşındı gerçekten?). Evi her detayına kadar inceledim. 2 banyo, amerikan mutfağı tarzında mutfak, 2 salon, 2 çalışma odası (hem babam,hem benim için.), üst katta annem ve babamın odası ve benim odam, ayrıca 2 balkon. Bence idare eder.

Ben üstkattayken komşularımız annem ve babamla tanışıyorlardı. Onları camdan izliyordum. Onlarla tanışmak istemediğimden aşağı inmedim. Camdan izlerken bir kız fark ettim. Benim yaşlarımda görünüyordu. Ama benden büyükte olabilir bilmiyordum.

Camdan kendisini izlediğimi fark etmiş olacakki, kafasını buraya çevirdi. Bende camdam çekingen tavırlarıyla elimi salladım. Oda bana çekingen tavırlarıyla el salladı. Oldukca tatlı bir kızdı. Gözlük takıyordu ama bu gözlük olayı onu daha tatlı gösteriyordu. Topuz yapmıştı ve bir sweetshirt giymişti. Altına pantolon giymişti.

Buraya yeni taşınmıştım. Hiçkimseye ihtiyacım yoktu, ama belki bir kişi buraya tanımamda yardım etse iyi olurdu.
Aslında bu sadece kız ile tanışmak için bir bahaneydi.

Hızla aşağıya indim. Tabiki komşularımızın klasik sorularıyla boğuldum.

"Adın ne?"

"Derya."

"Yaşın kaç?"

"16."

"Kaça gidiyon?"

"Lise 2.sınıfa."

Sonra "ÇoK gÜzEl bİr KıZmIşSıN." Derler. Biliyorum böyle olmasının bir nedeni var. Ama bu tür sorular beni çok gıcık ediyor. Dürüst olun yaşınızın sorulması sinir ediyor.

Hiç vakit kaybetmeden kıza döndüm. "Merhaba" demek için can çekişiyordum. Ne yapayım? Alışık değilim. Kız artık benim bir "MERHABA" diyemeyeceğimi anladı. Ve kendisi konuşmaya başladı.

"Şey... merhaba."

"Merhaba."

"Adın ne?"

"Derya senin ki?"

"Benim adım Derinsu."      ( Bir arkadaşım ile ödeşme şeklim kendilerine selamlar)

"Güzel isim."

"Teşekkürler."

"Bir şey değil."

"Yaşın kaç?"

"16."

"Benim de"

Ortalık çok gergindi. Gerçekten çok ama çok çekiniyorduk. Bende ileri düzey konuşma şeklim ile bir sohbet başlatmaya karar verdim.

"Biliyo musun? Bence yaşına göre çok ponçiksin."

"Ponçik mi?"

Hafiften gülüyordu. İşte sohbet başlatma gücüm işe yarıyordu.

"Yok ya ben ponçik değilim."

"Ben öyle diyorsam öyledir."

"Peki öyle olsun." (gülümsemeye devam ediyordu.)

"Hobilerin neler?"

"Şey... umm... kitap okumak, müzik dinlemek. Özellikle eski müzikleri. Yani klasik şeyler."

"Ve benim hobilerimde tam olarak bunlar."

Ve öylece kaynaştık. Ben kitaplarda yaşadığımdan, hiç bilmediğim bir uygulamadan yazışalım mı? Felan dedi. İşte o an bilge olsamda internet dünyasında pek öyle olmadığımı fark ettim. Eve gidecek oldu. Sabahtan akşama kadar yazıştık.

YalnızımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin