Hazır eklemeye başlamışken bir bölüm daha ekledim size :) keyifli okumalar....
Cansu sinirle masasını toplarken bir yanda da söyleniyordu kendi kendine. Bugün aksilikler hiç mi peşini bırakmazdı? Asilikler sabah kalkar kalkmaz başlamıştı zaten. Tam duş alayım sabaha zinde başlayım derken ,suyun kesik olduğunu fark etmişti.O sinirle banyodan çıkıp odasına giderken bu seferde ayağını şifonyere çarpmıştı. Neyse ki kolu bacağı sağlam bir şekilde evden çıkabilmişti. Ama taksiye kadar sürmüştü sakin dakikalar. Yola çıkmalarının üzerinden 5 dakika geçmişti ki araba birden yalpalamaya başladı. Durumu fark eden taksici:
“Abla kusura bakma ama lastik patladı. İstersen ben değiştirine kadar bekle.”
“Yok kardeşim bekleyemem önemli bir toplantım var benim!”
“Tamam abla o zaman bir tane taksi çevirelim sana.”
Bütün taksiler mi dolu mübarek! Taksi beklemeye başladığının üzerinden 15 dakika geçmişti ama her geçen taksi doluydu. “Kahretsin! “diye bağırdı Cansu.
Tam bu esnada boş bir tane taksi gördü ve resmen arabanın önüne atladı. Duran taksinin kapısını açıp aceleyle “Hemen Alsancak’ a Gündoğdu meydanına çek ben adresi vereceğim sana” dedi.
Şirkete adım atar atmaz asansörü bile beklemeden toplantı odasına gitmek için hızla merdivenlerden çıkmaya başladı. Çok geç kalmıştı çok!
Annesi kesin bir sürü laf sokacaktı yine…
Cansu soluk soluğa toplantı odasına vardığında kapıyı çalmadan direk odaya daldı.
“Çok affedersiniz geç kaldım “dedi ve her zaman ki oturduğu yere doğru ilerlemeye başladı.
“Oo Cansu hanım nihayet teşrif edebildiniz “dedi sinirli bir şekilde Belgin hanım.
“Anne kusura bakma toplantıdan sonra sana gerekli açıklamayı yapacağım” dedi Cansu da.
“ Neyse nerden kalmıştık?” diye seslendi toplantı odasına doğru Belgin hanım ve 2015 kış kreasyonu hakkında son bilgileri toplamaya başladı..
Cansu toplantı bitip odasına attığında kendini perişan hissediyordu.Daha saat öğlen bile olmamıştı ama o sabahki yaşadığı talihsizliklerden ötürü şimdiden yorulmuştu. Geniş rahat deri koltuğuna kafasını koyup gözlerini kapattı. Birkaç dakika böyle kalıp yorulan vücudunu dinlendirmek istiyordu. Tam bu esnada odasında ki iç hat telefonu çaldı arayan sekreteri Ayşe idi.
“Efendim Ayşe “dedi bezgin bir şekilde.
“Cansu hanım rahatsız ettim fakat Belgin hanım sizi odasına çağırıyor.”
“Tamam Ayşe teşekkürler.”
Yine ne istiyordu annesi ? Bıkmıştı artık onun disiplinli halinden. Babasıyla annesi ayrıldığından beri, yani 6 yaşından beri böyleydi Belgin hanım. Oysaki 6 yaşına kadar çok mutluydu Cansu..
Ta ki o kara güne annesi babasını sekreteriyle yatağında basana kadar. Belgin hanım ünlü tekstilci Adem beyin tek evladıydı. O da babasının işlerinden dolayı tekstil mühendisliği okumuştu üniversitede. O yıllarda kendisinden bir sınıf büyük olan Ahmet ile tanışmıştı Belgin. Hani ilk görüşte aşk derler ya öyle kapılmıştı bu kara yağız delikanlıya…