2012 gerçeği...

162 7 3
                                    

Bu Konuşmamızın üstünden çok uzun zaman geçmemişti ki yakın bir arkadaşım (o dönem gittiğim Dersaneden biri) telefon edip 'bir seminer olduğunu ve benim gelip gelemeyeceğimi' sordu. Tarih bir kaç hafta sonrası içindi. Ve konu ruh enerjilerimiz, zihin gücümüz vs. Gibi spiritual konular ve 2012 efsanesiydi. Planlı bir insan olmadığım için tarih yaklaşınca konuşalım işim olmazsa gelirim demiştim. Olanları çok anlatasım vardı neden bilmem ama yüz yüze anlatmak daha mantikli gelmişti. Bu sebeple hiç bir şekilde bu konuyu açmadım. Ve o gün bir karar aldım. Bir süre face e girmeyecektim.

Takip eden günlerde sözümde durmuş, bilgisayarı sadece araştırma maksatlı kullanır olmuştum. Bunun yanında fazlasıyla belgesel ve fantastik-bilimkurgu film, dizilere sarmıştım.  Evren ve dünyamız hakkında da bir çok araştırma içine girmiştim. Bunların yanı sıra uyku düzenim tamamen allak bullak olmuştu. Sabah okul, okul bitince 3 saat uyku, ödev ve araştırmalar, dizi-filmler, arada yemek, kitap okumak vs. Gece 5 e kadar bu şekilde geçişler ve yine uyku sabah 8 de kalk, aynı düzen ertesi gün ve onu takip eden diğer günlerde yine aynı sistem. Bildiğin asosyallik yolunda  emin adımlarla yürüyordum. Dışarı çıkmıyor, adam akıllı kimseyle konuşmuyordum. Anca okulda Dersanede arkadaşlarla. Rüyalarımda bi tuhaf olmaya başlamıştı akşam gördüğüm rüyaları pek hatırlamazdım. Görürdüm ama unuturdum.  Fakat okuldan sonra gördüm rüyalarda hep 1 kadın vardı. Başta farketmiyorum uyanana kadar. Uyandıktan sonra rüyayı hatırlarken 'ohaaaa nası yaa' diyorum paso. Birden fazla üst üste aynı kadını görünce sürekli ; bende bir aydınlanma oldu haliyle :) belkide daha uzun zamandır görüyordum ama farketmiyordum. Kim bilir... Rüyalarım korkunç değildi. Yani kabus görmüyordum. Farklı durumlarda farklı karakterlerde.  Mesela olmuştur sanada illaki. Rüyanda tanımadığın birini görürsün ve o kişi kankandır.  Bunu o rüyada bilirsin, hissedersin. Ama uyandığında yaa kimdi galiba ayşeydi fatmaydı dersin reel hayatta gerçek arkadaşlarını düşünerek. Bazen de bir türlü aklına gelmez kim olduğu.  Işte tam öyle bir kadın bu.

Bu şekilde yanlış hatırlamıyorsam 3 hafta geçmişti. Hafta sonuydu ve o gün canım çok sıkılmıştı.  Face e girmek istiyodum ama kendime söz vermiştim. Oyalanacak başka şeyler bulmam gerekiyordu. Tam bu düşünceler kafamdan geçerken telefon çaldı. Arayan seminer için haftalar önce bana haber veren arkadaşımdı.

"Seminere geliyorsun değil mi?"

"Aaaa ben onu unuttum. şimdi sen arayınca aklıma geldi"

"Plan yaptım deme sakin! Seni, annemle almaya geliyoruz!!"

"Planım yokdaa, hiç çıkasım yok kanka benim gelmesem olmaz mı"

"Hadi İrem hazirlan 10 dk ya kapıda oluruz"

"Sen de gitme bizde oturalım"

"Saçmalama! Yoldayız diyorum yaa..."

"Ooofff Pijamalarla oturuyorum. Hazırlanmam rahat yarım saat sürer.  Oda en az."

" Annem çabuk hazırlansın yarım saat çok diyo bak"

"Sırf annene ayıp olmasın diye geliyorum lanet!"

"Tamam bebek çabuk hadi."

"Oyalama beni o zaman kapat."

"Tamam görüşürüz"

"Görüşürüz"

Tahmin ettiğimden çok daha kısa bir sürede hazırlanıp hemen aşağı indim. Çoktan gelmişlerdi ve beni bekliyorlardı.
  Apar topar aşağı indim. Arabanin camlari filmliydi. Icerde acik renk kaplama koltuklar ve çok hoş bir koku vardi. Yuksek sayilabilecek bir seste radyo acikti.  Arabaya bindim,''beklediğim için Üzgünüm'' dedim.
'Çok beklemedik kanka zaten sen gelene kadar epi opu 4 şarkı bitti'' dedi kankam sırıtarak.
Hafif gülümseyip sırt çantamı yanıma aldım. Kankam radyonun sesini kıstı. arabayi hareket ettirirken nuray teyze aynadan bana gulumseyerek,

Mutlu eden yalanlar 1 : TanrıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin