"Bak, seninki yine buraya gelmiş. Şu birkaç ayda kafenin en büyük geliri o oldu."
Midoriya arkadaşının dediği şeyle kıkırdayıp onu onaylar bir şekilde kafasını salladı. Todoroki ile beş aydan beri birlikteydiler ve ilişkileri sorunsuz, mutlu bir şekilde ilerliyordu. Midoriya'nin hayatındaki en iyi ilişkilerinden biri olabilirdi, hayatı boyunca ilk defa bu şekilde mutlu ve huzurlu hissediyordu. Todoroki onu mutlu ediyordu, Midoriya da onu.
"Evet ama ben bundan şikayetçi değilim. Onu özlediğimde kafamı çevirip hemen bakıyorum."
"Şapşal aşıklar."
İkisi de kıkırdadıklarında Todoroki onlara doğru baktı. Sevgilisinin şirin kıkırdamalarını çok severdi. Sürekli onu izlemek ve onu güldürmek isterdi. Sevgilisine hayranlıkla bakıp gülümserken, Midoriya onu fark etti. Altında kaldığı bakışlarla ağırlaşıp utançla yanakları kızardı. Hâlâ buna alışamamıştı.
Beş ay onlar için peri masalı gibi geçmişti. Midoriya, Todoroki'nin ailesi ya da çevresi hakkında pek bir bilgi sahibi olmasa da Todoroki, Midoriya'nın ailesinden biri olmuştu.
"Seni çağırıyor sanırım."
Jirou'nun sesiyle kendine gelen Midoriya bir şey demeden, yüzünde kocaman gülücüklerle Todoroki'nin oturduğu yere gidip karşısına oturdu. Konu Todoroki olunca gülümsemesini asla saklayamıyordu Midoriya.
"Şimdi sana bir şey göstereceğim ve sen de dürüst bir şekilde fikrini söyleyeceksin, tamam mı?"
Midoriya sevgilisini sadece kafasını sallayarak onayladı. Todoroki önündeki bilgisayarı Midoriya'ya doğru çevirdi ve arkasına yaslanıp meraklı bakışlarla tepkilerini izlemeye başladı.
Midoriya ekrana bakınca gördüğü minik yazılarla şaşırdı. Todoroki'nin köşe yazarı olduğunu, dergi ve gazete gibi birçok yerde yazılarının yayınlandığını, kitap yazmak ve çıkartmak istediğini biliyordu. Todoroki'nin en büyük amacı ve hayali buydu: tanınmış bir yazar olmak. Midoriya, Todoroki'nin köşe yazılarını okurken keyif alırdı ama ilk defa üstünde çalıştığı kitabını okuyacaktı. Derin bir nefes aldı ve sevgilisini üzecek bir tepki vermemeye çalışarak yazıyı okumaya başladı.
Midoriya, Todoroki'nin gösterdiği küçük paragrafı okuduğunda korkuya kapılmış bir şekilde Todoroki'ye baktı. Tanıdığı sevgilisinin böyle yazmaya imkanı yoktu. Todoroki kaşlarını iddialı bir şekilde kaldırıp aldığı tepkiden memnun olmuş bir şekilde baktı.
"Çok korku verici ve karanlık, değil mi?"
"Evet, bunu sen mi yazdın? Senin böyle yazacağını tahmin edemezdim."
Midoriya mırıldanırken tekrardan karşısındaki ekranı gözden geçirdi. Her kelimenin arasında ağır acılar ve karanlık düşünceler vardı. Okunduğu anda karşısındaki insanı depresif bir havaya sokuyordu. Todoroki gibi neşeli ve sevecen birinin böyle bir şey yazması için intihara meyilli ve depresyonda olması gerekirdi. Yoksa Midoriya sevgilisini yanlış mı tanımıştı?
"Bu kadar korkuya kapılma, iyiyim ben. Psikolog arkadaşımdan yardım aldım bunları yazmak için."
Midoriya duyduğu şeyle içi rahatlamış ve omuzları düşmüştü. İç çekip konuştu.
"O zaman iyi, güzel olmuş."
"Evet ve okuduğun gibi başrolün ölmesi gerek ama nasıl öleceğini çözemedim. Kendini mi asmalı yoksa denize mi atmalı?"
Midoriya biraz düşündü.
"Bence deniz. "
"Ben de öyle düşünmüştüm."
Todoroki bilgisayarı kendine çekip düşünceli bir şekilde bir yandan kendi kendine konuşurken bir yandan da aklındaki kelimeleri bilgisayara yazıyordu. Midoriya sevgilisinin bu şirin haline gülümsedi ve yanağına bir öpücük kondurup yanından ayrıldı.