"Eee...Hadii! Ne duruyoruz? Açsak ya!" Dedi Mariah."Tamam" dedim.Özene bözene, paketleri yırtmamaya çalışarak açmaya çalıştım.Ama bu Mariah için geçerli değildi.O yaldızlı kağıtları vahşice yırtmayı tercih etmişti.Ona bakarak iç geçirdim.O, paketi bende daha kısa sürede açtı."Vay - Canına" dedi.Hediyesine göz gezdirdim.Haklıydı!Bu onun uzun zamandır istediği oyun konsoluydu.Yanında da 3 tane video oyunu vardı.Bu onun için harikaydı çünkü Mariah tam bir oyun manyağıdır.İlk başta çok kısık ve basit olan sevinç cümlesi "Vay-Canına!" O anda evde sanki bir deprem gibi titreşim oluşturmuştu.Bağırdı, bağırdı ve bağırdı.En sonunda "Anneeee!" Diye bağırarak uzaklaştı.Ama kutunun altındaki notu görmemişti."Hey! Mariah!" Diye koştum ardından."Bu senin." Notu aldı "Sağol" dedi.O notu hiç bir zaman okuyamadım.Sonra benim paketimi açtım.Sevinsem mi, üzülsem mi bilemedim.İçinden babamla birlikte mağaza camında gördüğüm o şirin, küçük dolap çıkmıştı.O an küçüklüğü beni cezbetmişti.Her şey harikaydı.Taa ki rengini görene kadar.Rengi pembeydi.Diğer tüm kızlara karşın mavi rengine acayip bir ilgi duyuyordum.Daha henüz yeni doğmalarına rağmen kızların kıyafetlerinin pembe, erkeklerinse mavi olmasını çok saçma buluyordum.Pembeyi sevmek zorunda değildim.İnsanlar adeta çocukları zorluyorlardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP
AdventureBir dolap, insanın babasını bulmasına yardım eder mi? Ya da bir baba ailesini bırakıp gider mi? Sanmam.Peki ama ne? İşte bu soruların çözümünü yıllardır aranan kız olan Sarah ile birlikte çözeceğiz.