2

2.5K 241 216
                                    

Uzun bir aradan sonra ilk defa nefes alıyormuş gibi derin bir nefes çekmişti ciğerlerine genç çocuk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Uzun bir aradan sonra ilk defa nefes alıyormuş gibi derin bir nefes çekmişti ciğerlerine genç çocuk. Hemen ardından tonlarca ağırlıktaymış gibi hissettiği kirpiklerini ağır ağır araladığında tavandaki beyaz parlak florasan ışığı görüş açısına girmiş, acıyla inlemişti. Tüm bedeninin karıncalandığını hissediyordu.

Kulaklarına dolan kısık bip sesleriyle başını yavaşça sağına çevirmiş, beyaz üniformalı genç bir kadınla göz göze gelmişti. O sırada hastanede olduğunu henüz yeni fark edebilmişti.

"Uyanmışsın. Beni duyabiliyor musun?"

Genç çocuk hemşireye cevap vermek için dudaklarını aralasa da hiçbir şey diyememiş, onun yerine gözünü kısaca kapatıp açarak onaylamıştı.

Genç kadın yüzüne yerleşen geniş gülümseme ile elindeki enjektörün içindeki sıvıyı seruma katmış, hemen ardından toparlanmıştı.

"Gidip doktora ve ailene haber vereyim. Yeni uyandın, kalkmaya çalışma."

Hemşire odadan çıkmadan önce kendisine eğilerek saçlarının arasına ufak bir öpücük bıraktığında öylece kalakalmış, kaşları çatılmıştı. Kendisini tanımıyordu bile. Her hastasına geçmiş olsun öpücüğü verecek hali yoktu sonuçta, değil mi?

Odaya giren beyaz önlüklü yaşlı kadın yanına geldiğinde önce bir kaç refleks testi yapıp yarasını da kontrol ederek dışarı çıkmış, o çıkar çıkmaz içeriye daha önce görmediğinden emin olduğu beş kişi peş peşe girmişti.

Kendisini kolları arasına alan ve sıkı sıkıya saran genç kadına karşılık olarak ne yapacağını bilememiş, kendisine sarılmayı sürdürürken gözleri arkasında kalan insanlara takılmıştı. Küçük bir kız çocuğu elini sımsıkı tutarken yaşıtı sayılabilecek genç bir çocuk ise elini saçlarına geçirerek karıştırmıştı. Neler olduğu hakkında en ufak bir fikri dahi yoktu ve tedirgin olmuştu.

"Nihayet uyandın, birtanem! İyisin. Bizimlesin."

Kendisine sarılan kadın nihayet geri çekildiğinde hayretle bakmıştı karşısındaki insanlara. Elini, ağzını ve burnunu örten oksijen maskesine götürerek yavaşça aşağı çekmiş, zorlukla aralamıştı dudaklarını.

"O-Odaları karıştırdınız sanırım?"

Çıkan ses tonuna karşılık gözleri kocaman açılmış, elini boğazına götürürken kendisi gibi şaşkın insanlara bakmıştı yeniden.

"Sesime ne oldu?"

Karşısında, elleri cebinde kendisini seyreden genç çocuk omuzlarını silkmişti. "Yeterince sinir bozucu değilmiş gibi daha da sinir bozucu olmuş."

Yatağın kenarında oturan adam çocuğun omzuna hafifçe vurarak uyarıcı bir bakış ile bakmıştı. "Axel, sırası değil."

Peter yerinde doğrulmaya çalışsa da karnındaki acı buna izin vermemiş, inleyerek kendisini geri sırt üstü yatağa bırakmıştı.

"Kırmak istemem ama...Gerçekten kimsiniz siz? May nerede?"

Hala tiz çıkan sesine karşılık olarak elini yeniden boğazına götürerek sıkıntıyla nefesini vermişti.

"Neden sesim böyle çıkıyor?"

Miamili genç kız gördüğü kabusun etkisiyle gözlerini sonuna kadar açmış, bulunduğu odadaki yoğun ışığın etkisiyle geri kapatarak elini göğsüne bastırarak nefes almaya çalışmıştı. Panikten tüm vücudu gerilirken nefes almakta güçlük çekiyordu.

Çıplak omzunda hissettiği sıcak el ile gözlerini aralamış, karşısındaki güleryüzlü üniformalı adama bakmıştı. Yüzüne doğru sarkan yaka kartına baktığında hemşire olduğunu anlamıştı.

"Sakin olun. İyisiniz. Hastanedesiniz."

Yeniden derin nefesler alırken hemşire yüzündeki oksijen maskesini düzeltmişti. Olanları yeni yeni anımsıyordu. Kendisi uyurken kardeşlerinin yüzünü boyamasını, yüzündeki boyayı silene kadar işe geç kalmasını hatırlıyordu. Yokuş aşağı inerken frene basmak yerine daha çok pedal çevirdiğini hatırlıyordu. Kulak ağırtıcı korna sesini anımsadığında yeniden o anı yaşamış gibi hissetmiş, nefesi kesilir gibi olmuştu.

"Panik atak geçiriyor olabilirsiniz. Doktoru çağırıp geleceğim. Lütfen kalkmaya çalışmayın."

Hemşire odadan çıkar çıkmaz içeriye koşar adımlarla girenler ile en öndeki genç kadın kendisine sıkıca sarılmış, önce nefes almakta güçlük çekse de bir kaç dakika içerisinde rahatladığını hissetmişti.

"Sana bir daha sarılamamaktan o kadar korktum ki..."

Genç kadın kendisinden yavaşça ayrılarak yanaklarına öpücükler bıraktığında kapının yanında dikilen iri, takım elbiseli adam yanına yaklaşarak destek verircesine omzunu sıkmıştı.

"İyi olmana sevindim, ufaklık."

Kaşları hayretle yukarı kalkarken her birine bakmıştı teker teker. "S-Siz doktor musunuz?"

Genç kadının koyu gözleri karmaşa ile bakmıştı kendi gözlerine. Ardından arkasında kalan adama bakmış, yeniden önüne dönmüştü. "Ne?" Diyebilmişti sadece kadın. Neler olduğuna anlam veremiyordu.

"Annem nerede? V-Ve abim... Onlar burada mı?"

Kendi sesini nihayet ayırt edebildiğinde panik yeniden bedenini sarmış, maraton koşmuş gibi nefes nefese kalmıştı.

"Neden sesim erkek gibi? Neler oluyor?"

Switch/Peter ParkerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin