Jennie sırtına çantasını takıp, evden çıktı. Karşına bir anda çıkan beden ile geriye doğru sendeledi, ama hemen topraldı. Elini kalbine göütürüp, derin nefesler aldı, korkmuştu. Kim olduğuna bakmak için kafasını kaldırdı.Park Jimin
Birbirlerine boş boş bakıyorlardı. En sonunda Jimin tepki gösterdi.
"Okula birlikte gideriz diye düşündüm. İstersen."
Jimin'in çekingen bir şekilde sorduğu soruya Jennie gülümseyerek cevap verdi. Birlikte okula doğru gidiyorlardı. Jennie bir süre Jimin'i izledi. Siyah saçları, kısık gözleri ve ellleri onu ne kadar tatlı göstersede bir o kadar da yakışıklıydı. Jennie tekrar yolu izlemeye başladı.
Hiç konuşmadan okula vardılar.
İçeri girdiler ve sınıflarının bulunduğu kata çıktıklar. Jennie ve Jimin'in sıraları arka arkayaydı. Jennie, Jimin'in arkasında oturuyordu.
"Hey!"
Jennie kafasını sesin geldiği yere doğru çevirdi. Sırasının hemen yanında bir kız duruyordu. Jennie gülmseyerek ona baktı.
"Yujung hoca seni okulda gezdirmemi söyledi ama seninle uğraşamam. Hocaya seni gezdirdiğimi söyleyeceksin."
Jimin arkasını dönerek:
"Neden?"
"Çünkü ben öyle istiyorum. Sanırım o konuşamadığı için sen sözcüsü olmuşsun."
Arkadaki kızlar kahkahaya boğulmuştu. Jennie'nin ise gözleri dolmuştu, kalbi bin parçaya ayrılmıştı. İnsanlar neden bu kadar kötüydü? Neden bunu yapıyorlardı?
"Haeun kapa çeneni."
Jimin'in sinirle söylediği cümle Haeun'u şaşırtmıştı, ve susmasını sağlamıştı. Arkasını dönüp, sırasına ilerledi. Jennie ise kafası eğik, ellerini bacaklarının üstünde birleştirmişti.
"Jennie, o aptalı takma tamam mı?"
Jennie yavaşça kafasını sallayıp, öğretmenin sınıfa girmesini izledi. Güzel bir kadındı. Kumral saçları beline geliyor, kahverenginin en koyu tonu olan gözleri ortalığa korku salıyordu. Jennie öğretmeni dikkatle izlerken, öğretmen yoklama alıyordu.
"Kim Jennie?"
Jennie burada diyemezdi onun yerine elini kaldırdı. Öğretmen görmesine rağmen, tekrar sordu.
"Kim Jennie dedim!"
Jennie ne yapacağını şaşırtmıştı. Onun konuşamadığını bilmiyorlar mıydı? Jimin ayağa kalkıp:
"Jennie işitme engelli efendim. Size söylemiş olmalılar."
Öğretmen masadan kalkıp, yüksek sayılabilecek bir ses tonu ile:
"O zaman bu okulda ne işi var?!"
Jimin hızlıca yanıtladı
"Neden? Konuşamayınca ne değişiyor? Demeye çalıştığım ne farkımız var?"
Jennie, susması için Jimin'in tişörtünü çekeliyordu.
"Park Jimin! Dışarı!"
...
Jennie, Jimin'e söyleyeceklerini bir kağıda yazmıştı. Ders bittiği an hızla sınıftan çıkmış, her yerde Jimin'i aradıktan sonra, bahçede bulmuştu. Jimin'e hızla kağıdı uzattı.
"Neden böyle bir şey yaptın?"
Jimin gülümseyerek:
"Canım istedi."
Jennie şaşkın bir şekilde Jimin'e bakıyordu. Jennie elindeki kağıda bir şeyler yazıp, tekrar Jimin'e uzattı.
"Bir daha canın istemesin. Başın benim yüzümden belaya giriyor."
"Senin yüzünden falan değil. Başım belaya da girmedi."
Jennie bir şey yazmak istemedi. Üzgündü.
"Sakın o aptallar için üzüldüğünü söyleme."
Jennie omuz silkti. Bu onu çok üzüyordu.
"İnan değmez. Her zaman kötü insanlar vardır."
»
tatilde olduğum için çok kısa oldu, biliyorum. en yakın zamanda uzun bir bölümle karşınızda olacağım.sizce jimin ne yaşadı?
görüşmek üzere 👋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
a silent voice ↬ jenmin
Fanfiction❝ Duyamamak, en acıtan konuşamamak. Duyabildiğin ve konuşabildiğin için yaptığın zorbalık. Aşık olduğu için acı çekmek.❞ ↬başlangıç: 300720 ↬bitim: ? jenmin ✓