2: Arkadaş

228 31 9
                                    

"Jennie! Tatlım hadi, geç kalacaksın!"
Jennie hızlıca çantasını takıp, aşağı indi.

"Görüşürüz bebeğim."

Jennie elini sallayıp, kulağındaki cihazı son bir kez kontrol edip evden çıktı. Okula yürüyerek gitmek istiyordu bunu annesine bir kağıda yazarak söylemişti. Annesi ilk başta izin vermesede sonradan kıyamayıp izin vermişti.

Evleri okula çok uzak değildi zaten, bu yüzden yorulmadan okula varmıştı.

Jennie çok korkuyordu, ilkokulda ve ortaokulda hep dalga konusu olmuş, dışlanmıştı. Bu yüzden yeni lisesi için çok endişeliydi. Jennie dokuzuncu ve onuncu sınıfı başka bir okulda bitirmişti. Okuldan ayrılma sebebi her zaman ki gibi zorbalıktı.

Ya her zaman olduğu gibi dalga geçerlerse, aralarına almazlarsa? Şu ana kadar hiç arkadaşı olmamıştı. Arkadaş ne demekti? Nasıl arkadaş olunurdu? Hiçbirinin cevabını bilmiyordu.

Sonunda okul göründüğünde derin bir nefes alıp, önceden öğrenmiş olduğı sınıfa doğru ilerliyordu.

Sınıf kapısının önüne gelince, çantasını açıp bir not defteri çıkardı. Önceden hazırlamış olduğu 'Merhaba, ben Jennie. Umarım beni aranıza alırsınız. Bunları size gösterme sebebim işitme engelli olmam.'

Deftere yazdığı tanıtma kısmının ilk sayfasını açtıktan sonra derin bir nefes alıp, kapıya vurdu.

'Gir' sesini duyduktan sonra kapıyı açıp. Öğretmenin yanına ilerledi.

"Bugün size söylediğim gelecek olan öğrenci, Jennie. Jennie, kendini arkadaşlarına tanıtır mısın?"

Jennie ağlamak istiyordu.

Defteri sıkmaktan terleyen ellerini kimse fark etmeden eteğinin arkasına silip, defteri yukarı kaldırdı.

'Merhaba, ben Jennie. Umarım beni aranıza alırsınız. Bunları size gösterme sebebim işitme engelli olmam.'

Önceden durumu bilen öğretmen dışında, sınıftaki herkes, yazıları okuyunca şok olmuştu.

En arka sıradaki haylaz bir erkek çocuğu bağırarak:

"O zaman bu aptal bu okula neden geldi!"

"Felix senin cezanı sonra vereceğim! Jennie tatlım istediğin boş bir sıraya oturabilirsin."

Jenni kafasını sallayıp boş sıralardan birine geçti.

Herkes ona bakıyordu, acıyan gözlerle. En nefret ettiği...

...

Ders bitmişti. Son bir ders kalmıştı. Jennie kulağındaki cihazı düzeltip, kitabını kapattı. Şimdi ne yapacaktı?

Sınıfa göz gezdirdiğinde kızların birlikte oturduğunu, erkeklerin ise bir kaç gruba bölündüğünü gördü. Ama tek bir kişi yalnız oturuyordu.

Belki onunla arkadaş olabilirdi.

Kimse ona okuluda gezidirmemişti. Görevli Minzy adında bir kızdı, ama onu gezdirmemişti. Ona söylemeli miydi? Nasıl söylecekti ki?

Son ders zili çalmıştı. Ders edebiyattı. Edebiyat severdi ama o paragrafları bir kere olsa da okumak isterdi.

Öğretmen selam verip derse başlamıştı.

Edebiyat Jennie'ye asla sıkıcı gelmemişti. Hatta en iyi olduğu ders edebiyattı.

Konuşamayan bir kızın en iyi dersi edebiyattı, evet.

Jennie notlarını almış, dersi dikkatlice dinlemişti. Ama bir türlü arkadaş edinememişti. Nasıl arkadaş ediniliyordu? Ne yapmalıydı?

Masanın üstündeki kitaplarını çantasına koyup, çantayı sırtına taktı. Hızlı adımlarla sınıftan çıktı. Herkes ona bakıyordu, herkes. Muhtemelen sınıfın bazı dedikoducu kızları bütün okula yaymıştı. Eğer konuşabilseydi; dedikodu yerine, sevdiklerine onları sevdiğini söyler, mutlu olunca doyasıya çığlık atar, hayata bir kaç çift laf söylerdi.

Okuldan çıktığında, sağa sola bakıp yoldan geçitikten sonra, kaldırıma çıktı. Kulağındaki cihazı çıkarıp cebine attı. Araba seslerini duymak istemiyordu.

"Hey!"

Yanından geçen insanların bağırarak konuşmaları...

"Hey!"

Bazen duymamak iyi olabiliyordu.

"Beklesene!"

Sırtında hissetiği elle hızla arkasına döndü. Jennie'ye dokunmak büyük bir hataydı. Eğer ona yabancı biri dokunursa yanlış anlardı. Jennie şaşkın ama bir o kadar korkulu gözlerle karşındaki oğlana bakıyordu.

"Seni korkutmak istemedim, üzgünüm."

Ama Jennie duymuyordu. Cebine attığı cihazı kulağına takıp, oğlana tekrar baktı. Oğlan duymadığını fark edince tekrarladı:

"Seni korkutmak istemedim, üzgünüm."

Aynı okul formalarını giyiyorlardı. Alnına dökülen siyah saçları, gülümce kısılan gözleri onu daha tatlı yapıyordu. Bu çocuğu sınıfındada görmüştü. Jennie korkuyordu. Ne istiyordu? Annesi onu hunharca uyarmıştı. Keşke dinleseydi.

Çocuk endişeli bir şekilde:

"Lütfen korkma, sadece ben..."

"Sadece arkadaş olmak istiyorum."

Kız şoka uğramıştı. Arkadaş olmak istiyordu.

"Ben Park Jimin, sen de Kim Jennie'sin değil mi?"

Kore'de sırlar teklidir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kore'de sırlar teklidir.



a silent voice ↬ jenminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin