"Rosieeee!!!"
Lalisa bağırarak adımı haykırırken irkildim.Elimdeki telefonu bırakarak başımı çevirdim ve hızla yanıma koşan bedenin yanımdaki boşluğa oturmasını bekledim.
Uzun bedenini yanıma bıraktı ve elindeki telefonu bana uzatarak ekranı gösterdi.Ne olduğuna bakmak icin ekrana döndüm.Siyah bir elbisenin olduğu ekrana bakarken Lisa tekrar konuşmuştu.
"Böyle bir şey nasıl olabilir?Kim tasarlamış bunu?Elbise değil sanat eseri resmen."
Lisa hayran hayran elbiseye bakarken gülümsedim.Elbisenin göğüs kısmında derin bir dekolte vardı ama Lisa icin bu önemli değildi çünkü o bunun gibi kaç tane giyiyordu.Hatta bundan daha fazlasını bile.
"Evet güzelmiş.Üstünde cok guzel durur."
Heyecanla bana döndü ve başını salladı."Değil mi?Biliyorum bebeğim."
Kıkırdadım ve telefonuma döndüm.Lisa'ya her şey yakışıyordu zaten.
Çalan telefonum ile ekrana düşen ismi gördüğüm an beklemeden aramayı cevapladım ve telefonu kullağıma götürdüm.
"Karıcığım?"
"Kocacığım?"
Gülümsedim ve ağrıyan ayaklarımı koltuğa uzatıp yan döndüm.Lisa'da bunu firsat bilip başını karnıma yaslayarak bacaklarını uzattığında telefondaki ses konuşmaya devam etti.
"Nasılsın ne yapıyorsun?"
Elimi Lisa'ın saçlarına daldırdım ve hafifçe oynamaya başlafım."Lisa ile oturuyoruz bebeğim sen?"
"Stüdyodan çıktım şimdi çekim bitti.Evdesiniz değil mi?"
"Evdeğiz tatlım gel."
Lisa'nın kahküllerini düzeltirken bakışlarım elindeki telefona düştü.Yine ve yeniden alışveriş yapıyordu.
"Jisoo'dan haberiniz var mı?"Başımı salladım sanki görecekmiş gibi.
"Hayır o'nun sahnesi vardı çekimdeydi en son."
Tam o sırada çalan kapı zili ile ikimizin de bakışları kapı tarafına döndü.Gelen çok büyük bir ihtimal Jisoo unnie'ydi."Heh!Geldi unnie."
Lisa kalkarak kapıya ilerlerken ben de doğruldum."Tamamdır on dakikaya ordayım."
Jennie'yi onaylayıp aramayı sonlandırdığımda Jisoo unnie göründü.Direk mutfağa girdiğinde önüme döndüm ve ayaklarımı tekrar uzattım.Lisa yine yanımdaki yerini alırken dakikalar sonra Jisoo unnie salona girdi.Çaprazımızdaki koltuğa oturdu ve arkasına yaslanıp koltuğa yayıldı.Elindeki bardağı koltuğun koluna koyduğunda konuşmaya başladı.
"Ay!Çok yoruldum.Bittim tek kelimeyle."
"Nasıl geçti çekim?"
Ayaklarını sehpaha yasladı."Guzel ama yorucuydu.Bittim yani.İyi ki son bölümdü.Bitirdim sonunda diziyi."
Başımı salladım.Gerçekten yorulmuşa benziyordu ve dinlense iyi olurdu."Yorulmuşsun kal bu gün burda."
Kapattığı gözlerini açtı ve başını hızla bana çevirdi.
"Kalmaya gelmeseydim hiç gelmezdim bu yorgunlukla Chaeng!"Ellerimi kaldırdım teslim olurcasına.Aynı zamanda gülümsüyordum."Tamam şampiyon."
Kulaklarıma ,tanıdık gelen zil sesim tekrar dolduğunda yanımdaki telefonu aldım.Menejerimin aradığını gordüğümde telefonu cevaplamıştım.
"Kang Joon?"
"Chae yeni bir teklif var.Yarın şirkete gelebilir misin ?"
Bıkkın bir nefes verdim."Sana da merhaba."
"Merhaba merhaba...Yarın bekliyorum önemli bir teklif."
Gözlerimi devirdim ve başımı salladım."Tamam gelirim yarın."
Aramayı sonlandırdığınde telefonu ağır ağır kulağımdan çektim ve tekrar koltuğa bıraktım.Genelde yoğun olduğunu biliyordum ama insan bir merhaba da diyebilirdi diye düşünüyordum.Bu kadar da olmazdı yani.
"Ne oldu?"
Lisa alttan bakışları ile bana bakarken omuz silktim ve ayağa kalktım.Acıkmıştım yemek yesem iyi olurdu.
"Yeni teklif varmış.Yarın şirkete çağırıyorlar."
.
Eveeeet.Merhaba canlar.
Konuyu uzatmıyorum ve desteklerinizi bekliyorum.Rosékook için çok heyecanlıyım ve fazlasıyla mutluyum.İstediğim şeyi yaptığım için.Bundan sonra ship kitapları ile devam edeceğim.
Okuyun arkadaşlarınıza önerin.Yeni bölümü de salarım yakında
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taste On My Lip ❧ Rosékook
FanfictionAktör olan Park Chaeyoung,yeni oynayacağı dizide rol arkadaşının hicbir zaman ısınamadığı Jeon Jungkook olduğunu bilmiyordu... [Rosé×Jungkook]