5

233 27 3
                                    

Lalisa

Seni tanıyorum, seni tanıyorum, seni, tanıyorum...

Olamaz, tanıyamaz diye düşündüm. Kulaklığımı seri bir hareketle küçük, bordo çantamın ön cebine attım ve fermuarı kapattım. Çantayı koluma taktım ve oturduğum taştan kalkıp yürümeye başladım. Yavaş değildim, ama koşmuyordum da. Sağır olmayı diledim. Sesini duyup da arkama bakmamayı.

Ayağa kalktı ve gözlerindeki yaşlarla bağırdı, "Kaçamazsın Lalisa! Aynı kazadan sonra korkup kaçamadığın gibi! Bak! Hatırlıyorum işte seni, bal rengi gözlerini unutmak ne mümkün." Son sözleri kısık sesle söylemişti fakat duyabiliyordum. Ayaklarım yere bir çivi gibi saplanmıştı. Arkamı dönüp yüzüne bakamıyordum, belki de cesaretim yoktu. Tekrar kaçıp gitmek istedim. Ama içimde ne o korku, ne de arkama dönmeye yüzüm vardı. Aşağılıktım, korkaktım, pisliktim. Ama onu her şeyden çok seviyordum. Evet "seviyordum" diyorum çünkü artık bu bir takıntıya mı dönüştü emin olamıyorum. "Yıllarca içimde bir boşlukla yaşadım, neyi unuttuğumu bile bilmiyordum, hep o boşluğu doldurmaya çalıştım ama yapamadım Lalisa. Yapamadım çünkü başından beri sendin." Artık ben de ağlıyordum, ona yaşattığım her şey için. Belki yüzümü, sesimi, adımı unutmuştu ama yerim asla kalbinden silinmemişti. Hafızası yerine gelirken yanında olmam gerekiyordu. Beni tekrar hatırlayacağını biliyordum ama risk alamadım, bekleyemedim. Sabırsızdım. Küçüktüm ve benim sabırsızlığımın nelere yol açabileceğini bilmiyordum.

Ve bunun cezası da bir daha beni affetmeyecek olmasıydı.

Alone In The Crowd • jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin