Selam.
Çok geç kaldım biliyorum. Ve bölüm sonunda bununla ilgili kısa bir açıklama var. Lütfen okumadan geçmeyin.
Kontrol edemedim yazım veya noktalama yanlışım varsa görmezden gelin lütfen. İlk fırsatta düzelteceğim.
İyi okumalar ❤️
Çaresizliği ilk defa iliklerime kadar hissettiğim bir zamandaydım. Düğün sonu getirildiğim bu odada eşimi bekliyordum.
Ama bu bekleyiş epey bir sancılı geçiyordu. Odanın içinde durmadan sağa sola gidiyor, arada bir perdeyi aralayıp ne olup bittiğine bakmaya çalışıyordum.
Jungkook geldiği zaman ne yapmam gerektiğine karar verememiştim. Üstelik Jiminle bağlantı kurmam gerekiyordu ama odaklanamadığım için onuda becerememiştim.
Sonunda sıkıntıyla büyük bir nefes alıp vermiş ve avucumda sıkı sıkı tuttuğum ilaçla birlikte kapıya ilerlemiştim. Jiminle bir an önce konuşmam gerekiyordu.
Ama bu yaptığım da sonuçsuz kalmış, aldığım kokuyla Jungkook'un odaya yaklaştığını anlamıştım. Bunun ardından düşünmeden elimdeki küçük şişenin kapağını açmış ve içindeki sıvıyı içmiştim.
Aceleyle boşalan şişeyi odanın bir köşesine fırlatmış, yuvarlanan şişe giysi dolabının altına girmiş ve gözden kaybolmuştu.
Ağzımda kalan acı tatla yüzüm buruşmuş ve o sırada kapı aralanmış, Jungkook içeriye girmişti. Hemen ardından kapıyı tekrar kapatmış ve ben o arada Yoongi'nin de Jimin'in bulunduğu odaya girdiğini görmüştüm.
Jungkook gözlerini gözlerimden ayırmadan kolundaki saati çıkarıp hemen yanında duran çekmeceli dolabın ilk çekmecesini açıp içine yerlestirmişti.
Benim ise hissettiğim sıcaklıkla ellerim iki yanımda yumruk halini almıştı. Kurdum dışarı çıkmak için pençelerini çıkartmıştı ve benim korkudan gözlerim dolmuştu.
Korkuyla birkaç kez yutkunmuş ve odaklanmaya çalışmıştım. Odaklanmayı başardığımda ise Jungkook'un telefonu çalmış, bakışlarını benden çekip telefonunu cevaplamıştı.
Jungkook karşıdan söylenen şeylere onaylar şekilde cevap vermiş ve pencerenin oraya adımlamıştı.
Kazandığım fırsatla sakinleşmek adına derin bir nefes almış, ardından da Jiminle iletişime geçmiştim.
'Jimin ne olduğunu anlayamıyorum. İlaç şimdiye kadar etki etmeliydi. Böyle olmamalıydı.'
Üzerinden çok az bir süre geçmesiyle Jimin'den geri yanıt almıştım.
'Ne olduğunu bilmiyorum. Ama yoruldum artık ve akışına bırakmak istiyorum.'
Jimin'in verdiği cevapla bende boşvermiş ve aldığım yoğun kokuyla arkamı dönmüştüm. Jungkook benden en fazla iki adım uzakta durmuş, öylece bana bakıyordu.
Hissettiğim feromonlarla engellemeye çalıştığım kurdum tekrar gün yüzüne çıkmış, bense Jungkook'a dokunmak için can atan ellerimi ileri doğru uzatmıştım.
Jungkook beklemeden bana doğru gelip beni kolları arasına aldığında hissettiğim rahatlamayla dolu gözlerimden ilk gözyaşım düşmüş ve ben kafamı boynuna gömüp hıçkırarak ağlamaya başlamıştım.
Bir eli belimi daha sıkı sararken diğer elini kafama çıkarmış, saçlarımı okşamaya başlamıştı. Beni sakinleştirmek için yaptığını biliyordum.
Saçlarımı okşayan eliyle biraz rahatlamış, salgıladığı feromonlar sayesinde de ağlamam geçmiş ve geriye sadece iç çekişlerim kalmıştı.