dün aldığı mesajdan sonra kendisini biraz kötü hissetmişti kai, amacı hiçbir zaman insanları rahatsız etmek olmamıştı. kendi kendine eğleniyordu, hem en sevdiği arkadaşı beomgyu'yu ve onun esprilerini çok seviyordu. hep bu yüzden bunlar başına geliyordu ya zaten. derin bir nefes alarak okul binasına girdi, bugün kimseyi rahatsız etmek yoktu.
bir saniye, ne demişti o?
sınıf kapısından içeri adımını atar atmaz üzerine çullanan beden onun kararlarını pek umursamıyor gibiydi. "benim minik hyuka'm gelmiş."
beomgyu'nun ona kötü niyetle yaklaşmayacağını biliyordu, aksine beomgyu söylediklerinde her daim samimiydi. işte bu yüzden asla ona kızamıyordu. birbirlerine sarılarak zar zor sıraya ilerlediler. insanların bakışlarını üzerinde hissederken yutkundu ve beomgyu'yu sıralarına çekti, ardından ona fısıldadı.
"beomgyu, teneffüste sana bir şey anlatacağım, lütfen şimdilik olabildiğince sessiz ol."
üstü kapalı olan bu teklife kaşlarını çattı beomgyu, kai ilk defa ona böyle bir şey söylüyordu. umursamamaya karar vererek önüne döndü, ne de olsa işin aslını sonra öğrenirdi.
---
"ne yani, bizden rahatsız mı oluyorlarmış?"
kai dudaklarını büzerek başını salladı, bu durum onu da zorluyordu. beomgyu ise ne yapacağını bilmiyordu, hayatında hiçbir zaman susmak zorunda kalmamıştı ki.
diğerinin üzgün bakışlarını fark edince ona biraz olsun moral vermek için zorla gülümsedi. "hey kai, üzülme. tamam, ben de sessiz olmaya çalışacağım."
kai duyduklarına sevindi ve arkadaşına sıkıca sarıldı. beomgyu olmasa ne yapardı cidden bilmiyordu.
---
şu an öğle arasındaydılar. bazıları evlerinden getirdikleri yemekleri yiyor, geneliyse uyuyordu. o an kai'ın kafasına dank etti, her gün bu kadar insan onun yüksek desibelli kahkahalarına rağmen uyumaya çalışıyordu.
büzülmüş dudaklarıyla boş boş sırasında otururken gözleri yan sırada oturan, okulun futbol takımının başkanı soobin'e kaydı. gözleri kapalı, bedeni ağır ağır inip kalkıyordu. uyurken bile öyle asil duruyordu ki, okuldaki erkeklerin ondan övgüyle bahsetmesine şaşmamak gerekiyordu.
kai okula ilk geldiği günden beri onu çok yakışıklı buluyordu, bu düşünce yanaklarının kızarmasına sebep oldu. soğuk elleriyle yanaklarını soğutmaya çalışırken karnında hissettiği ellerle kesik bir nefes kaçırdı ağzından. "b-beomgyu, güldürmesene."
arkadaşının kocaman açılan gözlerinden anladığı kadarıyla o bunu çoktan unutmuştu. beomgyu ağzına görünmez bir fermuar çekerek kafasını kai'ın omzuna yasladı ve geçen izlediği filmi anlatmaya başladı. tabii ki kendini kaptırıp espri kombosu yapıp durması kai'ı çok zora sokuyordu, kendini çok fazla kasmıştı.
nihayet öğle arasının bitmesiyle genişçe gülümsedi sevimli oğlan, ilk günü başarıyla bitirmişti. beomgyu'nun dışarıda başka bir arkadaşını görmesi ve yanından kaçmasıyla gülerek başını iki yana salladı, bu çocuk enerji bombasıydı.
esnemek için başını yan tarafa çevirdi ve yavaş yavaş ayılan soobin'i gördü. gözleri sanki kilitlenmiş gibi onda takılı kalmıştı. soobin ise kendine geldiğinde kocaman gözleriyle onu izleyen çocuğa baktı ve ne onun ne de kai'ın beklemeyeceği bir şey yaptı.
gamzeleri görünecek kadar gülümsedi.
---
sizi yerim <3
01/08/2021: bu fici çok değiştirmeyeceğim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
be quiet, sookai ✓
Fanfictionsoobin çok sesli gülen hyuka'ya mesaj atar. texting + düz yazı ©rozeixs | 07.08.2020 - 18.01.2021