kai ile olan son konuşmasının ertesi gününde soobin hâlâ kai'ın onun kim olduğunu biliyor olmasının şokunu yaşıyordu. dersin başlamasına bir saat vardı, o ise banyoda aynanın karşısında onunla nasıl konuşacağının provasını yapıyordu.
sonunda çok fazla kasmamaya karar verdi, eğer birazcık bile kai'ı tanıdıysa kai ona kaba davranmazdı. hem o ne demişti, öpüşün özel hissettirdi...
elini kalbine koydu ve kendini sakinleştirmeye çalıştı, hayatında ilk defa bu kadar mutlu hissediyordu. sakinleşince yüzünü bir kez daha yıkadı ve üzerini değiştirmek için odasına gitti.
---
"soobin gelmeyecek galiba."
beomgyu elindeki sütün dibini içerken mırıldandı. "keşke gelseydi, şok olmuş ifadesini merak ediyordum."
kai ise onun aksine üzgündü, soobin'i göreceğini düşünerek heyecanlanmıştı tüm gece. sonra üzülmenin gereksiz olduğuna karar verdi, sonuçta er ya da geç onu görecekti. beomgyu'nun dünden beri neşeli olan halleri o zaman dikkatini çekti. "sen neden pollyanna gibi geziyorsun etrafta?"
içtiği süt beomgyu'nun boğazına takıldı ve öksürmeye başladı. renginin mora dönmeye başlamasıyla kai hızla yerinden kalktı ve onun sırtına vurmaya başladı. "tamam tamam! anlatmak istemiyorum demen yeterli, ölmene gerek yoktu."
dünkü anıların aklına dolmasıyla beomgyu daha da kızardı, iyi ki biraz önce havasızlıktan renk değiştirmişti de kai onun bu halini görmüyordu. bir de yeonjun'la öpüştüğünü öğrenirse onun dilinden kurtulamazdı.
---
"tamam, başka eksik olan var mı?"
bayan park'ın sorusuyla sınıf başkanı hyunsuk başını olumsuz anlamda salladı. "derse başlayabiliriz o za-"
"geç kaldığım için özür dilerim!"
soobin adeta ışık hızında kapıyı açmış ve kendini içeri atmıştı. kai ile olan ilk öpücüklerini düşünürken otobüsü kaçırmıştı ve ilk derse geç kalmıştı.
"bir daha olmasın choi soobin, yoksa yok yazarım."
öğretmenin önünde eğildi ve sırasına gitti soobin. kai'ın onu hiç görmemiş gibi defteriyle ilgilendiğini görünce yüzü düştü, daha coşkulu bir öpücük sonrası ilk karşılaşma bekliyordu. üzgünce öğretmeni dinlemeye odaklandığı sırada önüne konulan kağıtla şaşkınca kai'a baktı. o kendisini önemsemeden hocayı izliyordu. 'acaba o değil mi ki?' derken kağıdın altındaki notu fark etti, bu kıvırcık saçlının defteriydi.
'sonraki ders çatıya çık ve beni bekle.'
soobin heyecanlanmaya başlamıştı. gülmemek için dudaklarını bir çizgi haline getirdi ve önüne döndü.
---
esen rüzgar okul kravatının yüzüne vurmasına sebep olurken soobin kravatıyla cebelleşiyordu. sonunda zar zor iliklediği okul ceketinin içine sokabildiğinde avcunu donmaya başlayan burnuna sardı, on dakikadır buradaydı ve üşümeye başlamıştı.
tam yere oturacakken çatı katının kapısı açıldı ve uzun yumuşak saçlar göründü. elinde olmadan sırıttı soobin, onu gördüğü zaman istemsizce mutlu oluyordu.
"merhaba kai."
kai ise hiç oralı olmadan kollarını göğsünde birleştirdi. "sana da merhaba soobin, ya da binnie mi demeliyim?"
utanma sırası soobin'deydi. ısınan yanaklarıyla elini ensesine attı. "ı-ıh, şöyle ki sana kim olduğumu söyleme konusunda çok cesaretsizdim."
ciddiyetini korumak isteyen kai dudağının kıvrılmasına engel olamadı. "aptalsın," üzgün yavr köpek bakışları onu yumuşatmıştı. "ama bunun hoşuma gitmediğini söyleyemem."
uzun olanın sevindiğini fark etmesiyle tekrar ciddi ifadesini takındı. "ama bunu neden yazdın, benden hoşlanıyorsan neden 'sessiz ol' diye mesaj attın?"
bugün soobin'in domates olma günüydü, her cümlede iyice kızarıyordu. "aslında sadece ilgini çekmek içindi, gülüşünü seviyorum." göğsünde hissettiği yumrukla gözlerini kapattı.
"yani sebep bu muydu?! sessiz olmak için kendimi ne kadar zorladım biliyor musun aptal!" diğerinin gözlerinin hala kapalı olduğunu görmesiyle çekinerek sordu. "ah, acıdı mı?"
soobin ise ayrı alemlerdeydi, sevdiği çocuk resmen göğsüne dokunmuştu. kısık sesle mırıldandı. "benimle evlenmelisin artık." dediği şeyi kendi bile duyamamıştı.
"anlamadım?"
"diyorum ki ben olduğumu nereden anladın?"
kai göz devirdi, soru bu muydu? "sence şaşkın? seninle ne zaman mesajlaşsak konu bir şekilde soobin'e geliyordu, üstelik uzun olduğun gibi birkaç ipucu da verdin." soobin tam kafası karışmış bir halde soru soracakken kai sırıtarak ondan önce davrandı. "üstelik bu kullandığın eski hat hala geçen senenin sınıf grubunda kayıtlı. beomgyu ve sen o gruptan ayrılmayı unutan iki aptal olduğunuz için emin oldum."
soobin hayran hayran kıvırcığı izliyordu, sevdiğinin bu kadar zeki olduğunu nasıl fark edememişti? aklına gelen şeyle çekinerek sordu.
"peki şimdi ne olacak?"
kai gülümseyerek yüzünü soobin'in yüzüne yaklaştırdı. "beni cezbetmen gerek."
---
23.02.22 notu: şimdi hepsinin okunmalarına bakınca duygulandım :"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
be quiet, sookai ✓
Fanfictionsoobin çok sesli gülen hyuka'ya mesaj atar. texting + düz yazı ©rozeixs | 07.08.2020 - 18.01.2021