elindeki telefonu üzgünce sırasına bıraktı kai, 'iyi biri'nin fotoğrafını beğenmemesi canını sıkmıştı. zaten fotoğraflarını beğenmiyordu, kalbi iyice kırılmıştı. "bebeğim, neden üzgünsün böyle?"
beomgyu'nun merak dolu sorusuna dolu gözlerini ondan saklamaya çalışarak cevap verdi."i-iyiyim ben."
fakat cümlesi biter bitmez hıçkırmasaydı daha inandırıcı olabilirdi. "hey, güzelim niye ağlıyorsun?"
beomgyu hızla arkadaşının yanına gitti ve kollarını onun uzun ama zayıf bedenine doladı. "beomgyu... ben çirkin miyim?"
kısa olan sinirle dişlerini sıktı, eğer biri bebeğine çirkin dediyse onun tüm kemiklerini kıracaktı. "tabi ki de hayır kai, bunu sana kim söyledi?"
hıçkırıklarının arasından kesik kesik konuştu kai. "k-kimse."
göz devirdi beomgyu, neden başkasını koruyordu ki hâlâ? sınıfta kalan birkaç kişinin 'ne oldu' diye soran gözlerine dudaklarıyla 'önemli değil' diye cevap verdi.
"bekle, sana çikolata alacağım."
dolu gözleri hevesle parladı kai'ın. "teşekkür ederim beomie."
arkadaşına daha da sıkı sarıldı ve yanağına kocaman bir öpücük kondurdu. beomgyu ise yanağını yalandan silmekle meşguldü."ıyy, öpmesene kai ya."
umursamadığını belli edercesine omuz silkti kai, istediği zaman istediği kişiyi öperdi.
beomgyu da son kez bebeğine bakmış ve sınıftan çıkmıştı, bir çikolata ona en iyi gelecek şeydi.
---
okula geç geldiği için hocalardan kaçmıştı tüm gün taehyun. nihayet öğle arasına girdiklerinde tam tekrar sınıfına gitmek için merdivenlere gelmişken kısa bir kız dibinde bitti.
"taehyunie!"
kaşlarını çatarak kıza döndü. sağ kaşını kaldırarak sordu. "efendim? ve neden bana taehyunie diyorsun?"
kız nefes nefese önünde durdu ve soluklandı. kızın şirin bir tipi vardı aslında. "bu senin için."
elindeki çikolatayı taehyun'un eline bıraktı ve kızaran yanaklarıyla koşarak uzaklaştı. bu komikti. taehyun sırıtarak çikolatayı cebine attı, daha sonra yiyebilirdi sonuçta.
nihayet merdivenleri bitirip sınıfına geldikten sonra kimseye bakmadan sırasına yöneldi, ama duyduğu iç çekiş sesleri onu durdurmuştu.
başını arkaya çevirmesiyle kızarık gözlerle donuk bir halde karşısını izleyen kai'ı gördü ve kendini bir anda arkadaşının yanında buldu. "kai, iyi misin?"
duyduğu sesle transtan çıkan kai sesin sahibine döndü ve kibarca gülümsedi. "iyiyim taehyun, sorduğun için teşekkürler."
aklına deminki çikolata geldi, o çikolata kai'ın midesinde daha mutlu olacaktı. "huening-ah, çikolata ister misin?"
çocuğun şaşkın gözlerinin gözlerine değmesiyle cebinden çikolatayı çıkartıp kai'a uzattı.
"teşekkür ederim hyunie~"
birbirlerine gülümserlerken kapıdan gelen ses dikkatlerini dağıttı. "kai?!"
---
beomgyu güle oynaya kantine inmiş ve sıranın ona gelmesini bekliyordu. nihayet sıra ona gelince üç tane çikolata aldı, biri saf yavrusuna biri kendine. kalanı da akşam küçük kardeşine verirdi.
tam kantinden çıkmış üst kata gidecekken birinin ona seslendiğini duydu. "beomgyu!"
sesin sahibini görmesiyle az kalsın küçük dilini yutacaktı, bu birkaç aydır platonik olduğu yeonjun'du!
"merhaba?"
yeonjun gülerek ona yaklaştı, yanında biri daha vardı. bir dakika, bu sırıktı. soobin'in burada ne işi vardı? "nasılsın beomgyu-ah?"
sevdiğinin ona halini sorması beomgyu'yu ağlama seviyesine getirmişti. "iyiyim yeonjun-sshi, sen nasılsın?"
kocaman gülümsedi yeonjun. "seni gördüm daha iyi oldum."
ardından küçük olana bir adım daha yaklaşıp sordu. "beomgyu, basketbolla ilgileniyor musun?"
ortaokuldan beri öylesine oynardı, annesi sporcu olmasını çok istiyordu ve beomgyu onu kıramayarak basketbol kursuna gitmişti. fakat şu an platoniğiyle yakınlaşmasına sebep olacağını hiç tahmin etmemişti. "evet, ortaokuldan beri oynuyorum."
o an yeonjun'un yüzünü bir gülümseme aldı, beomgyu daha önce hiç bu gülümsemeyi onun güzel yüzünde görmemişti.
"şey, takımdan bir arkadaşımız başka okula nakil aldırdı. yani bir kişilik eksiğimiz var, takıma girmeyi düşünür müydün?"
beomgyu şokla yeonjun'a bakarken sırıtarak onlara bakan soobin'i görmesiyle bu işin kimin başının altından çıktığını anladı ve başka bir zaman eniştesine teşekkür etmeyi aklına kazıdı. "tabii, çok mutlu olurum!"
heyecanla eğildi ve ona sevecen gözlerle bakan yeonjun'a gülümsedi. "hadi o zaman kayıt işlemlerini halledelim."
büyülenmiş gibi kaptanı izleyen beomgyu, arkadaşının aklına düşmesiyle hızla soobin'e dönerek çikolatalardan birini ona verdi. "soobin, bunu kai'a verir misin, şu an durumu kötü de."
soobin'in gülümseyen yüzü kai'ın kötü olduğunu duyunca kasıldı ve çikolatayı alarak hızla merdivenleri tırmandı.
ama sınıfa girdiğinde birbirlerine bu kadar yakın duran kai ve taehyun'u beklemiyordu.
"kai!?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
be quiet, sookai ✓
Fanfictionsoobin çok sesli gülen hyuka'ya mesaj atar. texting + düz yazı ©rozeixs | 07.08.2020 - 18.01.2021