Kai,Sehun'un kolunun üst kısmından tuttu.
"Gitmen gereken yere seni götüreyim." "Bunu yapmana gerek yok."
"Ama seninle konuşmam lazım." "Konuşacak bir şey yok."Adam başını Sehun'un başına doğru alçaltıp,
"Bana sitem ediyor gibisin,"dedi.
"Bana daha az önce ,delikanlılık çağında bir oğlum olduğunu söyledin.Sana bununla ilgili sormak istediğim milyonlarca soru var.Onların cevabını alıncaya kadar sana bir yapışkan gibi yapışıp , yanından br yere ayrılmayacağım.Şimdi son kez soruyorum,seni götüreyim."dedi kesin bir ifadeyle.Sehun buna itiraz edebilirdi ama adam merdivenlerden aşağı inerken kollarını acıtarak tutuyordu.Büyük bir olasılıkla kazanamayacağını bildiği bir konuda savaş bayraklarını açmasının bir anlamı yoktu.Sonra,kendisinin de ondan bir çıklama istemeye hakkı olduğunu hatırladı.Sehun'un gururuna bir parça kibir eklenmiş olsa da yine de barış dolu tavrını elden bırakmadı.
"Kapını kilitle,"dedi Kai ona,"Sende hırsızlar için alarm sistemi yok mu?" "Hayır."
"Hemen yaptırmalısın.Burası bir hırsızın her yerden kolayca içine girebileceği kadar büyük bir ev."
Adam ona ön kapıdan çıkıp kaldırım kenarına park ettiği Porsche'sinin yanına gidinceye kadar eşlik etti.Sehun arabanın ön koltuğuna oturunca, adam uzun ve alçak arabanın etrafında dolanarak, direksiyonun başına geçti.
"Nereye gidiyoruz?"Sehun ona gidecekleri caddenin adını ve oraya gidebilmek için anayoldan ekspres çıkışın adını verdi.Birkaç dakika içinde ekspres yolda hızla ilerliyorlardı.Sehun koltuğunun ucuna sımsıkı tutunmuştu.Adam arabayı roket gibi çok hızlı kullanıyordu.Gözlerinin yoldan ziyade Sehun'a bakması ise Sehun'u iyice korkutmuştu. Adamın sert bakışlarını elinden geldiğince tolere etmeye çalıştı, sonunda "Bana neden öyle bakıyorsun?" diye patladı.
"Sana.Sen çok zayıfsın.Karınında bir çocuk taşıyacak gibi durmuyorsun.Ve"Kai başını kuşkulu bir şekilde sallayıp,"Seninle yattığımı hiç hatırlamıyorum."diye, ekledi.
Gözlerini Sehun'un ağzına dikti.Oradan,Sehun'un incecik bir sütuna benzer boynuna, sonra göğsüne ve en sonunda kucağına doğru indirdi.Adamın şehvetli bakışlarından Sehun kendisini çıplak gibi hissetti.Adamın bakışlarından rahatsız olarak , üzerini elleriyle örtmeye çalıştı.
"Çok sarhoş olmalıyım."dedi adam kaba bir şekilde "Yoksa seninle seviştiğimi kesinlikle hatırlardım."
"Ben seninle hiç ... ben seninle hiç yatmadım."
Sehun başını ileri doğru düz tutuyor,arabanın hafif renkli ön camından dışarı bakıyordu.Adamla göz göze gelmeyi çok sıkıcı buluyor , içinden adamın en azından gözlerinden biriyle yola bakmasını umuyordu.
"Taemin, benim oğlum değil."
"Öyleyse..."
"O, erkek kardeşimin oğlu.O ve sen..." Sehun kaba saba biçimde omuzlarını silkti ve sonra adama bakıp, soğuk bir şekilde gülümsedi.
"Bir sonraki çıkıştan.Diğer şeritten gitsen iyi olacak."
Kai onun dediğini yaptı, hızla bir ekmek fabrikası kamyonunu solladı.Kamyon şöförü kornaya basıp ona bağırarak küfür etti. Kai üçüncü viteste hızla giderken dönüş yapamayınca, rampanın sonundaki trafik ışıklarında güçlükle durabildi.
"Erkek kardeşin benden mi hamile kaldığını sanıyor?"
"Sanmıyor.Kesinlikle senden hamile kaldı.Yaz aşkıydı."
"Hangi yaz?"
"Senin Denizcilik Fakültesini yeni bitirdiğin ve aktif olarak göreve başlamak üzere olduğun yaz."Kai, ansızın kabalaşıp, savunmaya geçti.
"Taemin'in benim oğlum olduğunu nereden biliyorsun?"
Sehun adama buz gibi baktı.
"Tamam.Tamam.Taemin'in biraz bana benzemesi hiçbir şeyi kanıtlamz."
"Bunu kanıtlamak zorunda değilim."dedi Sehun.
"Se-nin buna inanman ya da inanmaman bende hiç bir değişiklik yapmayacak.Köşeden sağa dön."
Adam trafik lambalarının renk değiştirmesini sabırsızlıkla bekledi,sonra yayından fırlamış ok gibi hızla ilerledi."İşte annemin kaldığı bakım evi burası," dedi Sehun memnuniyetle,"Beni kapının önünde bırakabilirsin.Anahtarım olduğu içim , annemi görmeye istediğim zaman gidebiliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILLAR SONRA *SeKai
FanfictionSehun hiç unutmadı Acısını da aşkını da Sehun'un hiç çocuğu olmadı.