8. Hatırlıyorum

256 26 47
                                    

Kai, onu hiç beklemediği bir anda tekrar aramıştı.
"Özür dilerim?" dedi Sehun telefonda.
"Geliyor musun yoksa gelmeyecek misin?"
" Gelmeyeceğim."
" Neden gelmiyorsun?"
" Önce, saat şimdi öğleden sonra iki. Sen akşam yemeğini saat kaçta olduğunu söylüyorsun."
"Sekizde. Hazırlanmak için tam altı saatin var."
"Bunun gibi bir davete katılmak için üzerine giyecek kıyafetim yok , Kai. Hem, neden beni davet ediyorsun? Eminim kafana uygun oğlanların adıyla şişen küçük kara kaplı fihristinden birini bulur çağırabilirsin."
" Ben, seni davet ediyorum. Çünkü oraya yanımda götürecek bir erkek arkadaşımın olmamasının sebebi sensin de ondan."
" Bunun sebebi ben miyim?"
" Taemin'in oğlum olduğunu öğrendiğinden beri erkeklerden uzak kaldım. Bu kahrolası akşam yemeğini de arkadaşlarım bana hatırlattığı birkaç dakika öncesine kadar tamamen unutmuştum."
"Buna gerçekten çok üzüldüm. O davete katılmaman, yanında birini götürmen,  ya da  oraya yalnız gitmen umrumda bile değil. Çünkü yanında bir erkek arkadaşı götürüp götürmemen  benim sorunum değil."
" Benden bu davete katılmam istendi. Eğer oraya yalnız gidecek olursam buradaki arkadaşlarımın hakkımda neler söyleyeceklerini düşünmek bile istemiyorum."
"Oraya erkek arkadaşsız gitmen imajını mı zedeleyecek?"
"Evet. bu yaşıma kadar varlığından bile haberim olmadığı bir oğlumun ansızın ortaya çıkması da imajımı zedeler," dedi Kai kısık bir sesle. Kai, onu uzay merkezindeki ofisinden arıyordu.
" Kan  tahlili yaptırttım. Sonuçlar Taemin'in kanıyla uyuşuyor. Konuşmamız gerek, Sehun. Bu gece benimle gel ,lütfen."

Sehun , dudaklarını ısırarak ,bu hafta sonuna kadar bitirip , teslim etmesi gereken projeye baktı sonra da aynadan kendisine baktı. Sonra da aynadan kendisine baktı. Smokinli önemli bir partiye olasılıkla  katılmadan önce her şeyin titizce  elden geçmesi gerekiyordu.

Sehun, Kai'a  bir takım mazeretler sıralamış, sonra da ona cesareti kırılmış bir şekilde,
" Üstelik bu öğleden sonra annemi ziyarete gitmek zorundayım." demişti.

"Sen her şeyin üstesinden gelebilecek becerikli bir erkeksin. Seni sekize çeyrek kala evden alırım."
"Partinin sekizde başladığını sanıyordum."
" Tam o saatte gelmemi beklemiyorsun, değil mi?"

"Ne düşünüyorsun?" diye sordu Sehun, endişeli bir şekilde.

Taemin ona arkasından seslenerek , " Çok seksi olmuşsun!" dedi. Taemin'le birlikte soyunma kabinindeki aynadan giysisinin üzerinde duruşuna baktı.

Sehun, önce sağa sonra sola döndü." Bu renk üzerimde çok mu abartılı?"
" Çok abartılı, hemde çok ."

Sehun ,"Taemin," dedi endişeli bir halde , daha az  önce bu rengin davete gayet uygun olduğunu söylemişti.

Taemin güldü. " Renk gayet uyumlu. Sadece şaka  yapmıştım. Hem orada ki herkes siyah takım giyerken  senin açık renkli takımın  dikkat çekecek."

Kuaföre gidip bir fön çektirmek ve bakımevine olaysız bir ziyaret  arasında, iyi bir karar alıp, pahalı bir giyim  mağazasında durdu.
Art arda incelediği takımları bu gece giymeye uygun olmadığını düşünerek çabucak eledi.

Bu takımı görünceye kadar üzerine uygun bir takım almaktan umudunu kesmişti. Beğendiği saten mavi  ince gömleği vücudunu tam sarıyordu ve aynı rengin bir ton açığı ceketi ve pantolonuyla gayet güzel duruyordu.

Dükkan sahibi ona," Tatlım, eğer buradan bir takımı almadan çıkarsan ağlamaya başlayacağım," dedi.
" Bunun... çok süslü olduğunu düşünmüyor musunuz?"
"Mükemmel durdu.Gerçekten."

Satıcı kadın bir başka müşterisi ile ilgilenmek için onun yanından bir süreliğine uzaklaştığında, Sehun çaktırmadan giysinin fiyat etiketine baktı ve neredeyse fiyatını bağıra bağıra okuyup, sıkıntısını dile getirecekti. Takımın üzerinden çıkartmadan önce üç kanatlı aynadan kendisine son kez baktı. Soyunma kabinine girip takım üzerinden çıkarmaya başladı.

YILLAR SONRA   *SeKaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin