22

397 32 30
                                    

2 hafta sonra

SERCAN

Bugün aşkım ile boşanma davamız var. İkimizde kabul ettik boşanmayı. O yüzden zorluk çıkacağını zannetmiyorum. Her zaman olduğu gibi yataktan kalktım ve banyoya gittim. Sıcak bir duş aldım. Dişlerimi fırçalayıp , kıyafetlerimi giydim. Parfümümü sıktım ve aşşağı indim. Kendime kahvaltı hazırladım. Ama onun öncesinde ilaçlarımı içtim. Kahvaltım bittikten sonra anahtarlarımı alıp aşşağı indim. Arabama bindim ve mahkemeye doğru yol aldım. Gömlek giymiştim ve aşırı rahatsız ediyordu. Gömleğimin 2 düğmesini açtım ve yola devam ettim.

3 saat sonra

Eve geldim. Gömleğimi ve pantolonumu çıkarttım ve tişört ve eşofman giydim. Yatağa uzandım. İnstagrama girdim. Yine bir sürü fan sayfasından gelen mesajlar ile dm kutum dolmuştu. Bazıları sernis sayfalarıydı. Aslında olanları bilseler sevinirler mi ? üzülürler mi ? daha kestirmiş değilim. Çünkü ben bile aramızda olan şeylere anlam veremedim. Storylere bakıyordum. Berkan'ın araması ile sayfadan çıktım ve telefonu açtım.

SERCAN: Efendim Berkan ?

BERKAN: Ne yapıyorsun Seco ?

SERCAN: Ben iyiyim sağ ol. Sen ?

BERKAN: Ben de iyiyim.

SERCAN: Sen herhalde hâl hatır sormak için aramadın. Ne için aradın ?

BERKAN: Geliyor musun kayağa ?

SERCAN: Yok ben gelmeyeceğim. Siz gidin.

BERKAN: Niye lan. Gel işte.

SERCAN: Gelmek istemiyorum Berkan.

BERKAN: Peki. O zaman akşam Aycanlara gel. Hep beraber oradayız.

SERCAN: Tamam gelirim. Kaçta ?

BERKAN: Akşam sekiz gibi.

SERCAN: Tamam, geleceğim. Görüşürüz.

Telefonu kapattıktan sonra derin bir off çektim.

SERCAN: Nis...

Gözlerimi kapadım. Yutkundum. Ne Nisa' sı , Sercan ? Yanımda olmasını isterdim açıkçası. Ona sarılıp uyumak isterdim. Onu öpmek isterdim. Ben çok mu şey istiyorum diye düşünmüyor değilim. Gözlerimden yaşlar gelmeye başladı.

SERCAN: Tamam. Sakin ol. Unut artık. Onun canınıda yakma. Unut.

Kalktım ve banyoya gittim. Yüzümü yıkadım. Odama gittim ve tekrar yatağa yattım. Gözlerimi kapattım ve düşüncelerden kurtulamaya çalıştım.

NİSA

Oğlumla beraber aşşağı indik. Barış yine şirketin işlerini yapıyordu. Yanına gittim. Ege'yi kucağına verdim.

NİSA: Ne yapıyorsun ?

BARIŞ: Şu evrakları düzenliyorum.

NİSA: Tamam. Alıyım o zaman Ege'yi. Bende yemek yapayım.

BARIŞ: Yapma !

NİSA: Zehirlemezsin. Korkma.

BARIŞ: Hayır, o yüzden değil. Berkan aradı. Kızların evinde yemeğe bekliyorlar.

NİSA: Peki.

Ege'yi kucağıma aldım. Akşama daha çok vardı. O yüzden onu dışarıya çıkarmak istedim. Aslında hava soğuktu ama gezdirmek istemiştim. Yukarı çıktım. Ege'nin üstünü değiştirdim. Montunu giydirdim. Şapkasını ve küçük eldivenlerini taktım. Onu bebek arabasına koydum. Daha sonra kendi montumu giydim ve dışarı çıktık. Amacım onu gezdirirken birazda kafa dinlemekti. Ama olmuyordu. Her ne kadar başka konular ile ilgilenmeye çalışsamda Sercan'ı hatırlıyordum. Olmuyordu. Lanet olsun ben onu , onun beni unuttuğu gibi unutamıyordum. Banka oturdum. Ege'yi kucağıma aldım. Ağlamaya başladı.

NİSA: Ne oldu anneciğim. Acıktın mı ?

Geri bebek arabasına koyup sütünü çıkardım. Biberon ile içirmeye başladım.

SERCAN

Uyanmıştım. Bir saat uyuyabilmiştim. Kalktım ve banyoya gittim. Yüzümü yıkadım. Üstüme bir şeyler giydim. Dışarı çıkmak istiyordum. En azından biraz temiz havada düşünmek istedim Montumu giydim. Atkımı taktım. Dışarı çıktım. Yaklaşık yarım saat yürümüştüm. Önüme gelen ilk Banka oturdum. Kafamı yana doğru çevirince onu gördüm. Oğlu ile oturuyordu. Kafasını çevirince göz göze geldik. Şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. Kafamı geri çevirdim. Şimdi olmaz. Şimdi olmaz... Yanıma geldi. Oturdu.

NİSA: Sercan...

SERCAN: Efendim Nisa ?

NİSA: Ne güzel tesadüf.

SERCAN: Bilmem.

NİSA: Ege'yi kucağına alsana.

SERCAN: Yok. Yani gerek yok. Ben gideyim.

Kalkıcağım sırada elimi tuttu.

SERCAN: Nisa, bırak !

NİSA: Sercan, konuşalım. Bak... karşılaşmamız bir tesadüf olamaz. Lütfen, otur. Sadece birkaç dakika. Lütfen.

Bana çok masumca bakıyordu. Yine aynısını yapıyordu. Yine o bakışlarını ve o dudağını gösteriyordu. Yanına oturdum.

SERCAN: Söyle , dinliyorum.

NİSA: Tedavi... Tedavi oluyor musun ?

SERCAN: Hayır.

NİSA: Sercan lütfen. Hem İlaç alıyorsun. Sana zararlı o ilaçlar.

SERCAN: Peki ilaçları bırakırım. Böylece ağrı çekerek öleceğim.

NİSA: Sercan lütfen. Tedaviye git. Hâlâ geç değil. Lütfen. Benim emeklerim için git. Lütfen.

SERCAN: Nisa, yeter artık. Bana tedavi gör deme ! Anlıyor musun ? Deme !

NİSA: Peki. Özür dilerim. Senin hayatın. Benim karışmam doğru olmaz. Yani ben kimim ki ? Kimim ben ? Senin için neyimki ben ?

SERCAN: O zaman bende şöyle söyleyeyim. Sen , benim hiçbir şeyim değilsin ! Benim için hiçbir şey ifade etmiyorsun Nisa ! Anladın mı ?

Gözlerinden yaşlar akıyordu. Eliyle sildi.

NİSA: Tamam. Ben senin için hiçbir şey ifade etmiyorum belki. Ben senin hiçbir şeyin değilim. Olabilir. Ama şunu bil Sercan ! Eğer sen ölürsen bende ölürüm. Çünkü sen benim için çok şey ifade ediyorsun ! Çünkü sen benim her şeyimsin !

Oğlunu bebek arabasına koydu. Dolan gözleri ile son kez baktı bana. Uzaklaştı. Ona öyle dememeliydim. Onun kalbini çok kırmıştım. Fakat öyle değildi. Ben onu çok seviyordum. Tırnağı kırılsa dünyayı yakardım onun için. Ben ne yaptım?Ben az önce ne söyledim ? Ben aptalın tekiyim. Ben... Ben... onun sevgisini hak etmiyorum. SEN APTALSIN SERCAN YILDIRIM ! APTAL !

Selam ! Biliyorum çok geç geldi. Çok özür dilerim. Ama çarşamba gününe kadar çok yoğunum. İdare ederseniz sevinirim. Bölüm yine kısa oldu. Bunun içinde üzgünüm. Bana oy verdiğiniz ve yorum yaptığınız için çok mutlu oluyorum. Sercan ve Nisa bundan sonra ne yapacak ?

Nisa , Sercan'ın tedavi görmesi için nasıl bir yöntem uygulayacak ? Bunları merak ediyorsanız sınırları doldurmayı unutmayın. Sağlıcakla kalın ❣

Oy= 20

Yorum = 25

SERNİS / NEDEN GİTTİN ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin